İsrail'in alıkoyduğu Filistinliler, işkence kamplarında neler yaşıyor?
35 binden fazla Filistinli sivili öldüren İsrail'in kurduğu işkence kamplarında neler yaşanıyor? İşte görgü tanıkları ve itirafçıların ifadeleri ile Gazze soykırımının perde arkasında yaşananlar...
CNN International'de, İsrail'in soykırım suçu işlediği Gazze savaşının perde arkasında yaşanan, işkence ve savaş suçlarına dair gelişmelere yer verilen bir istihbarat yazısı yayınlandı.
7 Ekim'den bu yana 35 binden fazla Filistinli sivili öldüren İsrail'in kurduğu işkence kamplarında görev yapan İsrailli ihbarcıların değerlendirmelerine yer verilen analizde, İsrail ordusunun işlediği ve işlemekte olduğu savaş suçlarına dair de çok sayıda ayrıntı verildi.
İşe gözaltı merkezi olarak tanımlanan askeri kamplarda yaşananlar ve tanıklarının anlattığı kan dondurucu gelişmeler...
İsrail'in Negev çölünde gözaltı merkezi olarak kullanılan askeri üste çalışan bir İsrailli, aklından çıkmadığını söylediği sahnelere dair iki fotoğrafını çekti.
Fotoğrafta, gri eşofman giymiş sıra sıra Filistinliler, dikenli tellerle çevrilmiş kağıt inceliğindeki şiltelerin üzerinde otururken görülüyor ve hepsinin gözleri bağlı
Askeri gözaltı tesisinde bulunan bu İsrailli kaynak CNN'e yaptığı açıklamada; havayı pis bir kokunun doldurduğunu ve gözleri bağlı bu kişilerin birbirleriyle konuşmalarının bile yasak olduğunu belirtti.
İsrailli kaynak;
"Bize hareket etmelerine izin verilmediği söylendi. Dik oturmaları gerekiyordu. Konuşmalarına izin verilmiyor ve göz bağlarının altından dahi bakmalarına Müsaade edilmiyordu.”
ifadelerini kullandı.
Kaynak ayrıca; askeri üste bulunan gardiyanlara, Arapça “susun” manasına gelen "uskot diye bağırmaları" ve "sorunlu kişileri seçip cezalandırmaları" talimatı verildiğini de sözlerine ekledi.
CNN, İsrail'in Gazze'yi işgali sırasında gözaltına alınan Filistinlilerin tutulduğu Sde Teiman çöl kampında çalışan üç İsrailli muhbirle konuştu.
Üç İsrailli kaynak da; sürekli kelepçelemeden kaynaklanan yaralanmalar nedeniyle doktorların bazen mahkumların uzuvlarını kestiği, tıbbi prosedürlerin niteliksiz sağlık görevlileri tarafından gerçekleştirildiği ve havanın çürümeye bırakılmış yaraların kokusuyla dolu olduğu bir tesisin resmini çizdiler.
Anlatılanlara göre, Gazze sınırına yaklaşık 18 mil uzaklıktaki tesis iki bölüme ayrılıyor.
Gazze'den gelen yaklaşık 70 Filistinli tutuklunun aşırı fiziksel kısıtlama altında tutulduğu muhafazalar ve yaralı tutukluların yataklarına bağlandığı, çocuk bezi takıldığı ve pipetle beslendiği bir tesis hayal edin.
Tesiste sağlık görevlisi olarak çalışan bir kaynak verdiği detaylar sırasında;
"Onları insanlllğa dair her şeyden mahrum bırakıyorlar. Bu tesiste dayak, sadece istihbarat toplamak için atılmıyor. İntikam için de atılıyor.”
ifadelerini kullandı.
CNN'in bu iddialarla ilgili yorum talebine yanıt veren İsrail ordusu ise;
"İsrail Ordusu, gözaltındaki tutuklulara karşı hukuka uygun bir şekilde davranılmasını sağlar. Gözaltına alınan kişilere risk düzeylerine ve sağlık durumlarına göre kelepçe takılmaktadır. Hukuka aykırı kelepçeleme vakaları yetkililer tarafından bilinmemektedir."
açıklaması ile fotoğraflarla belgelenen gerçekleri inkar etti.
Sde Teiman'daki kötü muamele raporları, İsrailli ve Filistinli hak gruplarının buradaki koşullara yönelik tepkilerinin ardından İsrail ve Arap medyasında yer almıştı.
Ancak tesiste çalışan İsraillilerin CNN yaptığı açıklamalar, İsrail'in savaş suçlarına daha fazla ışık tutuyor.
CNN, Sde Teiman üssüne erişim için İsrail ordusundan izin talep etti.Geçtiğimiz ay bir CNN ekibi, tesisin kapatılmasını talep eden İsrailli aktivistler tarafından ana kapının önünde düzenlenen küçük bir protestoyu haberleştirdi. İsrail güvenlik güçleri CNN foto muhabirinin çektiği görüntüleri görmek isteyerek ekibi yaklaşık 30 dakika boyunca sorguladı ve muhabirleri askeri sansüre tabi tuttu.
Çölde gözaltına alındılar
İsrail ordusu, 7 Ekim'de İsrail'e düzenlenen saldırıların ardından Gazze'ye düzenlediği ve yaklaşık 35.000 kişinin öldüğü saldırılarla birlikte, üç farklı askeri tesisi Gazze'den gelen Filistinli tutuklular için kısmen gözaltı kamplarına dönüştürdüğünü kabul etti.
Bu tesisler Negev çölündeki Sde Teiman ile işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Anatot ve Ofer askeri üsleridir.
Kamplar, İsrail'in geçtiğimiz Aralık ayında Knesset tarafından kabul edilen ve ordunun şüpheli militanları gözaltına alma yetkisini genişleten Yasadışı Savaşçılar Yasası'nın altyapısının bir parçası olarak hayata geçirildi.
Yasa, ordunun tutuklama emri olmaksızın insanları 45 gün boyunca gözaltında tutmasına izin veriyor.
İki Filistinli mahkum derneği geçen hafta, aralarında Gazze'nin önde gelen cerrahlarından Dr. Adnan al-Bursh'un da bulunduğu 18 Filistinlinin savaş boyunca İsrail gözetiminde öldüğünü açıkladı.
Mahkum sayısının bilinmediği askeri gözaltı kampları, İsrail'in Yasadışı Savaşçılar Yasası'nın öngördüğü tutuklama süresi boyunca bir baskılama noktası olarak hizmet veriyor.
CNN ayrıca, bu kamplardan serbest bırakılmış görünen bir düzineden fazla eski Gazzeli tutuklu ile görüştü. Bu Filistinliler, gözaltında tutuldukları süre boyunca gözleri bağlı olduğu ve dış dünyayla bağlantıları kesildiği için nerede tutulduklarını tespit edemediklerini söylediler. Ancak anlattıkları, CNN'e konuşan İsrailli kaynakların anlattıklarıyla örtüşüyor.
Kamplarda gözaltında kalan bir mahkum olan Dr. Muhammed el-Ran CNN'e verdiği demeçte;
"Uyuyabilmek için geceyi iple çekiyorduk. Sonra da durumumuzun değişebileceği umuduyla sabahı iple çekerdik.”
ifadelerini kullandı.
Bosna vatandaşlığına da sahip olan bir Filistinli olan Al-Ran, İsrail'in hava, kara ve deniz saldırıları sırasında ilk kapatılan ve baskına uğrayan yerlerden biri olan Gazze'nin kuzeyindeki Endonezya hastanesinin cerrahi biriminin başındaydı.
Ağır bombardıman altındaki kuzeydeki hastanesinden kaçtıktan sonra üç gün boyunca çalıştığı Gazze Şehri'ndeki Al-Ahli Baptist Hastanesi'nin dışında 18 Aralık'ta tutuklandığını söyledi.
Al-Ran; iç çamaşırlarına kadar soyulduğunu, gözlerinin ve bileklerinin bağlandığını, daha sonra bir kamyonun arkasına atıldığını ve burada neredeyse tamamen çıplak olan çok sayıda tutuklu ile üst üste bir kampa götürüldüğünü anlattı.
Al-Ran'ın anlattığı ayrıntılar CNN tarafından toplanan ve Gazze'deki tutuklama koşullarını anlatan düzinelerce kişinin anlattıklarıyla örtüşüyor.
Anlattıkları ayrıca, İsrail askerlerine ait sosyal medya profillerinde yayınlanan toplu tutuklamaları gösteren çok sayıda görüntü tarafından da destekleniyor. Bu görüntülerin birçoğu, elleri ya da ayak bilekleri kablolarla bağlanmış, iç çamaşırlarıyla ve gözleri bağlı Gazzeli esirleri gösteriyor.
CNN'e konuşan Al-Ran 44 gün boyunca askeri bir gözaltı merkezinde yaşadıklarına dair şunları anlattı.
“Günlerimiz dua, gözyaşı ve yakarışla geçti. Bu bizim ıstırabımızı hafifletti. Ağladık, ağladık ve ağladık. Kendimiz için ağladık, ulusumuz için ağladık, toplumumuz için ağladık, sevdiklerimiz için ağladık. Aklımızdan geçen her şey için ağladık. Gözbağımı çıkardıklarında, aşağılanma ve zilletin boyutunu görebiliyordum. Bizi insan olarak değil, hayvan olarak gördüklerini görebiliyordum."
Al-Ran'ın gördüğü cezalandırma biçimlerine ilişkin anlattıkları CNN'e konuşan İsrailli kaynaklar tarafından da doğrulandı.
Konuşma ve hareket etme yasağını tekrar tekrar ihlal edenler için ceza daha da ağırlaşıyordu. İki ihbarcı ve al-Ran'a göre, İsrailli gardiyanlar bazen bir mahkumu muhafazanın dışındaki bir alana götürüp agresif bir şekilde dövüyorlardı.Gardiyan olarak çalışan bir ihbarcı, bir adamın dayaktan dişleri ve bazı kemikleri kırılmış olarak çıktığını gördüğünü söyledi.
Bu ihbarcı ve El-Ran ayrıca gardiyanların uyuyan tutukluların üzerine büyük köpekleri saldığı ve askerler içeri girerken muhafazaya ses bombası fırlattığı rutin bir aramayı da anlattı.Al-Ran bunu "gece işkencesi" olarak adlandırıyor.
Al-Ran;
"Biz uyurken köpekleri salıyorlardı ve aramızda dolaşıp bizi çiğniyorlardı. Bu sırada sadece karnınızın üzerinde yatıyor ve yüzünüzü yere bastırmış oluyorsunuz.”
ifadelerini kullandı.
Askeri üste yataklara bağlandılar
Kaynakların anlattıkları Sde Teiman askeri üssünde yaşanan farklı bir dehşeti gözler önüne seriyor.
Sde Teiman üssünde çalışan bir sağlık görevlisi;
“Kendinizi hareket edemez, neler olup bittiğini göremez ve tamamen çıplak halde hayal edin. İşte bu sizi tamamen savunmasız bırakıyor. Sadece orada olmak bile istismara ortak olmak için yeterli”
değerlendirmesinde bulundu.
Aynı kaynak, bileklerinin sürekli fermuarla bağlanması nedeniyle yaralanan bir adamın ampütasyonuna tanık olduğunu da belirtti.
Sde Teiman ve diğer askeri gözaltı kampları kuruldukları günden bu yana gizlilik içinde tutuluyor.
İsrail, bu tesislerde tutulan tutukluların sayısını ya da Gazzeli mahkumların nerede olduğunu açıklama taleplerini defalarca reddetti.
İsrail'in en yüksek mahkemesi daha önce de Gazze'de bilinmeyen yerlerde tutulan düzinelerce Filistinli adına yapılan habeas corpus başvurularını reddetmişti.
Uydu görüntüleri Sde Teiman'daki faaliyetler hakkında bilgi veriyor.
Uydu görüntüleri, 7 Ekim'de İsrail-Filistin savaşının başlamasından bu yana geçen aylar içinde çöl kampında büyük çadırlar ve hangarlar da dahil olmak üzere 100'den fazla yeni yapının inşa edildiğini ortaya koyuyor.
Ayrıca 10 Eylül 2023 ve bu yıl 1 Mart'ta çekilen hava fotoğraflarının karşılaştırılması da tesisteki araç sayısında önemli bir artış olduğunu ve faaliyetlerin arttığını gösteriyor.
CNN ayrıca gri eşofmanlı, gözleri bağlı bir grup adamı tutan muhafazayı gösteren iki sızdırılmış fotoğrafın da coğrafi konumunu da tespit etti. Çatıda görülen panellerin deseni, uydu görüntülerinde görülen büyük bir hangarınkilerle eşleşiyordu.
Dr. Al-Ran yaşadığı deneyimin ardından CNN'e yaptığı açıklamada; "duygusal bir ölüm" yaşadığını belirtirek şu sözleri kullandı.
"Çok acı vericiydi. Serbest bırakıldığımda insanlar onları özlememi, onlara sarılmamı bekliyordu. Ama içimde bir boşluk vardı. Gözaltı tesisinde benimle birlikte olan insanlar ailem oldu.”