Arab Center DC: Adalet İsraillileri dünyanın dört bir yanında takip etmeye başladı!
Brezilya'da tatil yapan bir İsrail askeri hakkında açılan soruşturma küresel bir örnek teşkil edebilir! Adalet, İsraillileri dünyanın dört bir yanında takip etmeye başladı!
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından Arab Center DC'de İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırım savaşının küresel olarak yargı sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Uluslararası Ceza mahkemesinin kararlarına karşı ABD'nin tehditlerinin devam ettiğine dikkat çekilen analizde, İsrail'in savaş suçlarına karşı uluslararası camianın ise harekete geçmeye başladığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; son olarak Brezilya'da bir İsrail askeri hakkında açılan soruşturmaya atıfta bulunularak bu kararı örnek teşkil edilebileceği belirtildi.
İşte Arab Center DC'de yayınlanan analiz:
Brezilyalı bir yargıç geçtiğimiz günlerde polise ülkede tatil yapmakta olan bir İsrail askeri hakkında soruşturma başlatma emri verdi.
Bu karar, adını Gazze'de öldürülen beş yaşındaki Filistinli bir kız çocuğundan alan Hind Rajab Vakfı'nın yasal başvurusu üzerine alındı.
İsrailli yetkililer bu İsrailli askerin Brezilya'dan kaçmasına yardım etmek zorunda kaldı.
Soruşturmanın gerekçesi, askerin Gazze'de yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı bir sığınağı tahrip ederken kendisini videoya çekmiş olmasıydı.
Ancak asıl neden şüphesiz İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçları, hatta soykırımdır.
Gelecekte, İsrail ordusunda görev yapmış İsraillilerin seyahat edebilecekleri yerler giderek azalabilir ve yurtdışında adli işlemlerle karşılaşabilirler mi?
Gazze'de küstahça poz veren, belki de kadın iç çamaşırı giyen ya da bir camiyi kirleten İsrail askerlerinin TikTok videolarından herhangi birini dünyada neredeyse herkes gördü. Ancak bu tür eylemler henüz herhangi bir resmi yaptırımla karşılaşmış gibi görünmüyor.
İnsan hakları grupları Gazze'de savaşan İsrailliler hakkında zengin verilere sahip olacak.Bundan sonra İsrailli subaylar daha dikkatli olacaktır. Ancak artık çok geç olabilir.
Brezilya örneğinin tek seferlik mi yoksa olası İsrailli savaş suçlularının peşine düşmeye yönelik stratejik bir çabanın parçası mı olacağı merak konusu.
Bu caydırıcı bir etki yaratabilir mi?
Bu karar, soykırımın kovuşturulmasına izin veren kibirli, “Gazze'de istediğimiz her şeyi yapabiliriz” tavrını bir şekilde delebilir.
Ancak diğer devletlerdeki İsraillilerin tutuklanmasını ve haklarında dava açılmasını sağlamak kolay olmayacaktır.
Öncelikle, uluslararası hukuku savunacak ve hem İsrail hem de ABD'den gelecek tepkileri göğüsleyecek bir devlete ihtiyacınız var.
ABD Temsilciler Meclisi geçen hafta Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yaptırım uygulanmasına yol açabilecek bir yasa tasarısını kabul etti. Birçok Amerikalı siyasetçi Başbakan Benjamin Netanyahu ya da eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın tutuklanması halinde askeri harekat tehdidinde bulundu.
İsrail Parlamentosu Knesset de Uluslararası Ceza Mahkemesi ile bağlantılı olarak “yakalanan İsrail vatandaşlarının çıkarılması için tüm araçların kullanılması” konusunda hükümete yetki veren benzer bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor.
Bu yasa mahkemeyle doğrudan ya da dolaylı temas kurmayı bile yasadışı hale getirecektir.
Bununla birlikte, bu konuda bazı istekli devletler olabilir.
Güney Afrika bunlardan biri olabilir, ancak İsrail'i Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırımla suçladığı için İsrailliler için tercih edilen bir yer değil. Avrupa'da İspanya, Norveç ve İrlanda gibi birkaç ülke bu cesarete sahip olabilir.
İkinci olarak, bir kişi aleyhinde delil elde etme meselesi var. Örneğin, İsrail devletinin aç bırakma politikası insanlığa karşı işlenmiş açık bir suçtur. Ancak bir mahkemenin bireysel bir İsrailli aleyhinde önemli kanıtlar görmesi gerekecektir.
Üçüncü olarak, bunu uygulamak isteyenlerin peşine düşecekleri belirli bir İsraillinin seyahat planlarını bilmeleri gerekecektir. Bu zor ama imkansız değil.
Gazze'de savaşmış genç askerlere karşı, belki de ordu sonrası altı aylığına Güneydoğu Asya'ya tatile gittiklerinde dava açılabilir. Daha yaşlı olma eğiliminde olan İsrailli yedek askerler hafta sonları ya da kayak gezileri için Avrupa'ya daha fazla gidebilirler.
Çifte vatandaşlar da potansiyel olarak savunmasız durumdadır. Örneğin, AB pasaportuna sahip İsrailli bir asker, bir Avrupa mahkemesinde kovuşturmaya tabi tutulabilir.
Ancak daha olası senaryo, emir komuta zincirinin üstündeki kişilerin peşine düşmektir.
İsrailli generaller ve komutanlar komuta sorumluluğu olan tanınmış kişilerdir. Birçoğu zaten cezai takibat korkusuyla bir dizi ülkeye seyahat etmiyor.
2009 yılında dönemin İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni hakkında, o yıl Gazze'de yaşanan savaştaki rolü nedeniyle İngiltere'de tutuklama emri çıkarılmış ve Livni planladığı bir ziyareti iptal etmek zorunda kalmıştı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi en etkili yol olabilir.
Halihazırda iki İsrailli lider hakkında tutuklama emri çıkarıldı, ancak başsavcı daha fazlasının da gelebileceğini açıkça ifade etti. Mahkeme, İsrail yerleşim endüstrisine dahil olanları yargılayabilir.
Evrensel yargı yetkisi savaş suçlarını önlemek ve caydırmak için güçlü bir araçtır. Suriye rejiminin savaş suçlularının Avrupa mahkemelerinde ve diğer mahkemelerde takip edilmesi ne kadar önemliyse, savaş suçu işlemiş olabilecek İsrailli figürlerin de soruşturulması o kadar önemlidir.
Avrupalı ve Amerikalı liderler sahip oldukları ahlaki pusulayı kaybetmiş olabilirler, ancak dünyadaki çok sayıda yargı organı, adalet ve caydırıcılık açısından büyük bir rol üstlenmeye hazır.