gdh'de ara...

Büyük jeopolitik resimde, Azerbaycan- Ermenistan savaşı tüm meseleler ile bağlantılı

Güney Kafkasya'daki bu son savaş turu, dünyanın uzak bir köşesinde yerel bir çatışma olmaktan çok, dünyanın dört bir yanındaki politika yapıcılar için alarm zillerinin çalması anlamına geliyor.

1. resim
19.09.2022

Son günlerde Güney Kafkasya'da Ermenistan ile Azerbaycan arasında yeniden çatışmalar yeniden alevlenmeye başladı.

Bu iki ülke arasındaki gerilimler aslında yeni bir şey değil. 1990'ların başından itibaren “sıcak savaş” olarak başlayan süreç, Ermenistan'ın Karabağ bölgesindeki Azerbaycan topraklarını işgali üzerine uzun süreli “donmuş bir çatışmaya” dönüştü. 2020'de durum yeniden ayyuka çıktı. İkinci Karabağ savaşı Azerbaycan'ı galip, Ermenistan'ı mağlup etti ve Rusya'nın bölgede barışı koruma rolünü baltaladı.

Bu savaş, Kasım 2020'de sona ermesine rağmen iki ülke arasındaki ilişkiler gerginliğini korudu. Ancak geçtiğimiz haftaya kadar silahlı çatışmalar nadir görülen olaylar olarak kaldı. İki ülke arasında özellikle AB ve ABD tarafından yönetilen barış görüşmeleri gerçekleştirildi.

Ancak bu görüşmelerden anlamlı bir sonuç çıkmadı. Mevcut durumun ayrıntıları belirsizliğini koruyor ve tahmin edilebileceği gibi, her iki taraf da diğerini savaşı başlatmakla suçluyor. Geçtiğimiz günlerde başlayan yeni çatışmalarda resmi açıklamalara göre, her iki taraftan da onlarca asker öldü ve çok daha fazlası yaralandı.

Azerbaycan tarafından yayınlanan görüntüler ve videolar, Ermeni teçhizatlarını ve mevzilerinin imha edildiğini gösteriyor. Diğer yandan Ermenistan, şu anda hükümetin çatışmalara tepkisi üzerine siyasi bir krize kilitlenmiş durumda.

Durum hakkında yapılması gereken üç önemli gözlem var.

Birincisi, Ermenistan ile Azerbaycan arasında yeniden başlayan savaş, bölgedeki geleneksel güç simsarlarından biri olan Rusya'nın dikkatini Ukrayna'daki olaylarla dağıttığı bir dönemde geliyor.

Rusya liderliğindeki güvenlik ittifakı olan Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün bir üyesi olarak bu durum, özellikle Ermenistan'ı ilgilendiriyor. Ermeni politikacılar KGAÖ ve Rusya'yı savaşa dahil etmeye çağırsalar da Moskova bu konuda sessiz kaldı.

Son çatışmaların altında yatan neden, Rusya'nın ikinci Karabağ savaşına son veren Kasım 2020 ateşkes anlaşmasının şartlarını, özellikle 2020 anlaşmasının topyekün savaş çağrısı yapan bölümlerini uygulamadaki yetersizliği veya en azından isteksizliğidir.

Çünkü bu anlaşmaya göre, Ermeni askerlerinin Karabağ'dan çekilmesi ve Azerbaycan toprakları ile Nahçıvan arasında Ermeni topraklarından bir geçiş koridoru kurulması gerekiyor.

Diğer yandan Azerbaycan, anlaşmadaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdi. Açıkça söylemek gerekirse Bakü, bu ilerleme eksikliğinden giderek daha fazla rahatsız oldu ve Rusya konuyu ele almak için yeterince çaba sarfetmedi.

İkincisi, yenilenen savaş dünya açısındani İran denklemi için kötü bir zamanda geliyor. İkinci Karabağ savaşına kadar İran, kuzey sınırında Ermenistan ile rahat bir statükonun tadını çıkarmıştı. Bakü ve Tahran arasındaki ilişkiler yüzeyde samimiyken, yüzeyin altındaki ilişkiler ise gergin. İran son 18 ayda Azerbaycan'a yönelik tehditkar açıklamalar yaptı. İran, kuzey sınırı boyunca geçmişte duyulmamış bir şey olan geniş çaplı askeri tatbikatlar bile gerçekleştirdi. Ancak İran ekonomisinin başı dertte ve Viyana'daki nükleer müzakerelerden bir anlaşmanın çıkması daha az olası görünüyorken, istikrarsızlık ve savaş İran'ın kuzey sınırında ihtiyaç duyduğu son şey.

Üçüncü olarak bu son çatışmalar, Avrupa ve ABD'nin, kalıcı bir barış için her iki tarafı da müzakere masasına getirmeye daha fazla dahil olması gerektiğini gösteriyor. Bu, özellikle Rusya'nın etkisini azaldığını gösteriyor.

Yaz boyunca AB, Azerbaycan ile Rusya'ya olan enerji bağımlılığının bir kısmının hafifletilmesine yardımcı olacak yeni bir gaz anlaşması üzerinde anlaştı. Bu enerjiyi Avrupa'ya taşıyan ana boru hatları, savaşın sürdüğü yere tehlikeli bir şekilde yakın. Ermenistan ile Azerbaycan arasında başka bir büyük savaş çıkarsa, Avrupa'nın enerji güvenliği daha fazla riske girebilir.

Ermenistan çok uzun bir süredir Rusya'nın desteğine ve korumasına bel bağladı. Ayrıca Ermenistan, bölgede ekonomik ve diplomatik destek için Tahran'a güveniyor. Fakat Ermenistan artık ikisinin de güvenilir ortak olamayacağını anlamaya başladı.

Ermenistan ve Azerbaycan, birbirlerinin ulusal sınırlarını tanıyan ve birbirlerinin ulusal egemenliğine saygı duyan uzun süreli bir barış planını kabul edebilirlerse, bölgeye büyük fayda sağlayacaktır.

Karadeniz ile Hazar Denizi arasında yer alan bölge jeopolitik açıdan büyük önem taşımaktadır. Bu donmuş çatışma nedeniyle yıllar boyunca bölgeye yapılabilecek milyarlarca dolarlık yatırım askıda kaldı.

Eğer her iki taraf da barış için adımlar atabilirse, bölgesel işbirliği, ticaret ve ekonomik kalkınma fırsatları sonsuz olacaktır. Bu, Güney Kafkasya'yı daha istikrarlı, güvenli ve müreffeh hale getirecektir. En önemlisi, bölgedeki dış aktörlerin habis etkisini azaltacaktır.

Dünya, doğu Ukrayna'daki çatışmalara, İran'ın Viyana'daki görüşmelerine veya Çin'in Tayvan'a yönelik tehditlerine odaklanırken, Güney Kafkasya'yı asla göz ardı etmemeli. Çünkü bölge, büyük jeo-politik resimde tüm zorluklar ile bir şekilde bağlantılı.

Hudson Enstitüsü'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.