gdh'de ara...

Dünya, çok kutuplu nükleer çağ ile yüzleşiyor

Rusya, Ukrayna'da devam eden çatışmayı azaltmak için Ukrayna'daki savaşı nükleer seviyelere yükseltme tehditlerini dillendiriyor.

1. resim
08.06.2022

ABD'nin nükleer silahları ilk kez kullandığı ve Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerini yok ettiğinden bu yana 77 yıl geride kaldı. Bu süreçte dünyada nükleer kullanım konusunda ürkütücü bir kararsızlık hüküm sürdü.

Rusya, Ukrayna'da devam eden çatışmayı azaltmak için Ukrayna'daki savaşı nükleer seviyelere yükseltme tehditlerini dillendiriyor. Çin ise, yine nükleer kuvvetlerin kullanımında daha fazla esneklik sağlamak için çeşitli stratejiler tasarlıyor.

Yeni Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşması (New START) 8 Nisan 2010'da ABD ve Rusya arasında imzalandı. Amaç, nükleer cephaneliği azaltmak için iki taraflı bir sürecin başlatılmasıydı.

2021'de de her iki taraf Antlaşma'yı beş yıl uzatmayı kabul etti. Anlaşmanın temel hükmü, nükleer savaş başlıklarını sınırlıyor ve bir doğrulama sistemi kuruyordu. Fakat antlaşma hem kavramsal olarak hem de içerik olarak iki ülke tarafından da yürütülmedi.

Zaten anlaşma; kavramsal olarak, ne tüm nükleer silahlı devletleri ne de 'güvensizliği' yok edecek bir cezai müeyyideyi kapsıyordu. Buna ek olarak anlaşma yedekte tutulan savaş başlıklarının çok hızlı bir şekilde konuşlandırılabileceği gerçeğini göz ardı ediyordu.

Nükleer silahlar konvansiyonel savaşlar için bir şemsiye

Ukrayna Savaşı sırasında Rusya tarafından sıklıkla dile getirilen nükleer kullanım tehdidi, aslında tehlikenin bir pamuk ipliğine dayalı olduğunu gösterdi.

Rusya, Ukrayna'daki savaşına bir şemsiye sağlamak için nükleer silah tehdidini kullandı. Bu, Soğuk Savaş'ın caydırıcılık fikrini tepetaklak etti. Moskova nükleer cephaneliğini, Rusya'yı korumak için değil, konvansiyonel eylemlerine alan sağlamak için kullanıyor.

18 Şubat 2022'de Rusya, Ukrayna'yı işgal etmeden önce nükleer kuvvet manevraları gerçekleştirdi. 24 Şubat'ta Moskova, üçüncü bir devletin Rusya'nın planlarını engellemeye çalışması durumunda benzeri görülmemiş sonuçların olacağı konusunda NATO'yu uyardı ve yine nükleer tehtidinde bulundu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov daha sonra şifreli bir şekilde üçüncü dünya savaşının “nükleer” olacağını belirtti.

Genişletilmiş caydırıcılık

“Genişletilmiş nükleer caydırıcılık' fikri giderek daha tuhaf bir hal alıyor. Zira; üçüncü bir ülkeye nükleer saldırıya karşı garanti mantığı, garantörün misilleme amaçlı bir nükleer saldırı başlatmasını ima ediyor. Bu durum, Ukrayna'daki son olayların da gösterdiği gibi rasyonel değil.

Genişletilmiş nükleer caydırıcılık, hem garantörün hem de yararlanıcının aynı nükleer kullanım koşullarını, tepkinin büyüklüğünü ve tırmanma normlarını kabul etmesini ve aynı stratejik çıkarları paylaşmasını gerektirir. Büyük bir gücün nükleer caydırıcı yeteneklerine güvenmek, gerçeğin bir yansımasından çok, bir katile tutunma eylemidir. Ve dünya şimdi çatışma sözkonusu olan tüm noktalarda bu gerçekle karşı karşıya.

Bugün gelinen noktada, Soğuk Savaş sırasında ve sonrasında askeri çatışmayı caydıran birçok faktör artık fiilen zayıflamıştır. Artan cephanelik paritesi ve devletler arasındaki güç dengesizlikleri, küresel sistem içindeki temel gerilimleri ortaya çıkardı, çatışma olasılığını artırdı ve nükleer 'kozu' tüm dengeleri alt üst etti.

Rusya'nın durumu, mevcut durumun en bariz örneğidir. Rusya; Sovyet döneminin ekonomik, teknolojik ve siyasi ağırlığını kaybetmiş olmasına rağmen, nükleer süper güç statüsüne tutunuyor ve dengeleri altüst ediyor.

Dünya herhangi bir nükleer silah kumarbazının cesaret oyununa teslim edilemez. Fakat yaşanılan gerçeklik bu kuralın imkansız olduğunu ortaya koyuyor. Dünya, çok kutuplu nükleer çağın gerçekleri ile yüzleşiyor ve dengeler nükleer ile belirleniyor.

Real Defence Clear'da yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.