Forbes: Türkiye, İsrail ve İran, önemli deniz İHA'ları geliştiriyor

Orta Doğu'nun önde gelen üç İHA gücü olan Türkiye, İsrail ve İran son yıllarda, değerlendirmeye değer çeşitli deniz ve gemi tipi İHA'lar geliştiriyor.

İran

İsrailli ve Türk muadillerinden farklı olarak, İran'ın gemilerden fırlattığı insansız hava araçları, denizcilik operasyonları açısında çok güçlü görünmüyor. Bununla birlikte, potansiyel olarak açık denizlerde hasara yol açabilirler.

Temmuz ayında İran, Rus yapımı Kilo sınıfı denizaltılarının yanı sıra destek gemilerinden insansız hava araçları fırlatma yeteneğini sergiledi. İran'ın Ababil-2 ve Arash insansız hava araçları, roket güçlendiriciler kullanılarak gemilere monte edilen raylardan fırlatıldı. Her iki model de halk dilinde kamikaze veya intihar dronları olarak anılıyor.

Temmuz ayındaki denemeler sırasında İran devlet televizyonu, “İran donanmasının savaş, tespit ve imha için her türlü drone taşıyan gemiler ve denizaltı birimlerinden oluşan ilk drone taşıyıcı bölümünü oluşturdu. Ordu ve savunma bakanlığı tarafından üretilen her türlü en son gelişmiş insansız hava aracı, yeteneklerini göstermek için Hint Okyanusu suları üzerinde uçtu.” açıklamasında bulundu.

Kasım 2020'de benzer bir gelişmede, İran'ın İslam Devrim Muhafız Kolordusu (IRGC); “İran'ın Shahid Rudaki savaş gemisi, okyanus misyonları için bir mobil bir deniz unsuru haline getirildi” iddiasında bulundu.

Bununla birlikte, İran'ın bu tür gemilerden insansız hava araçları fırlatma kabiliyeti önemsiz bir gelişme olarak görülemez.Böyle bir unsur, Tahran'ın karada veya denizde kendi kıyılarından yüzlerce hedefi vurmasını sağlayabilir.

Temmuz 2021'de İsrailli yetkililer, İsrail'e ait bir petrol tankerine Umman açıklarındaki Arap Denizi'nde İran tarafından yapılan birden fazla insansız hava aracının saldırısı yapıldığını iddia etti. İran, zararsız görünen konteyner gemileri de dahil olmak üzere başka amaçlarla kullanılan gemileri kullanarak bütün deniz unsurlarını bir şekilde tehdit edebilir.

İsrail

Şubat 2021'de İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii (IAI), tanınmış Harop dronlarının deniz versiyonunu, Asya'da ismi açıklanmayan bir ülkeye tedarik ettiğini açıkladı.

2017'de tanıtılan Harop'un deniz versiyonu, orijinal karadan fırlatılan versiyon gibi tek hedefe odaklanabilen bir özelliğe sahip. Haroplar, düşman radarlarının emisyonlarını otonom olarak arayabilir ve onlara saldırabilir veya manuel olarak çalıştırılabilir ve savaş alanındaki diğer hedeflere yönlendirilebilir.

Harop hem gözetleme hem de bir saldırı dronu olarak kullanabildiğinden, bulunduğu anda düşman hedefine anında saldırabilir. Bu, bir hedef belirleyip ardından bir füze fırlatmaktan veya uzaktan bir savaş uçağını karıştırmaktan çok daha uygundur.

Harop hedefini bulduğunda, hedefine kilitlenir, hızlandırılmış bir dalışa geçer ve çarpma anında dahili patlayıcı savaş başlığını patlatarak saldırıyı gerçekleştirir.

Özellikle denizde bu yeteneğe sahip olmak, hızlı savaş gemilerine, patlayıcı yüklü küçük “intihar” teknelerine ve IRGC ve Yemen'deki Husiler gibi diğer asimetrik tehditlere karşı savunma için çok değerli olabilir.

Denizde, bu tür bir gezici drone sürüsü, potansiyel olarak düşman gemilerine çok fazla zarar verebilir, radarlarını kör edebilir ve onları daha fazla saldırıya maruz kalacakları noktaya kadar zayıflatabilir.

Türkiye

Bayraktar TB2 S/İHA'ları son yıllarda çeşitli çatışmalarda değerini kanıtladıktan sonra, Baykar Savunma şimdi TB3'ü geliştiriyor. TB3, katlanabilir kanat özelliğinin dışında TB2 ile neredeyse aynı görünüyor. Ancak TB3 ayrıca, Beyond Visual Line of Sight (BVLOS) uçuş yeteneğine de sahip olacak.

TB3, Türkiye'nin amiral gemisi olan ve TCG Anadolu (L-400) adını taşıyan bir amfibi savaş gemisi için ve ihracat için geliştiriliyor. Baykar, Japonya'nın Izumo sınıfı savaş gemileri için de “harika bir uyum” olacağını zaten açıkladı. TB3'lerin katlanır kanatları sayesinde TCG Anadolu, bu SİHA'lardan 30-50 tanesini taşıyabilecek.

TB3'lerin her biri, TB2'nin taşıyabileceği çeşitli mühimmatları taşıyabilir ve ateşleyebilir. Türkiye kıyılarından uzaktaki düşman gemilerini tehdit edebilir veya uzak ülkelerdeki kara operasyonlarını destekleyebilirler.

Çok kısa bir pistte kalkış ve iniş yapmak üzere tasarlanmış olması, TB3'ü çok daha kolay alınabilir ve dolayısıyla çeşitli görevler için daha fazla yeniden kullanılabilir kılıyor. Ne de olsa bir dronun gemi güvertesine inmesi, bir dronu denizden çıkarmak zorunda kalmaktan çok daha kolay.

TB3'ün ihracat potansiyeli de önemli olabilir. Çünkü TB3'ler, tek yönlü intihar saldırıları yerine tekrarlanan kullanım için tasarlanmış olan, türünün ilk deniz dronu olma özelliği taşıyor.

Çok sayıda ülkenin donanmaları için silahlı insansız hava araçları aradığı göz önüne alındığında, bu benzersiz yetenekler sayesinde TB3'ün popüler bir seçim haline gelmesi beklenebilir.