gdh'de ara...

Gürcistan yol ayrımında

Güney Kafkasya’nın Batı’ya en yakın ülkesi Gürcistan, tarihinin en kritik dönemeçlerinden birini yaşıyor.

1. resim
23.06.2022

Güney Kafkasya’nın Batı’ya en yakın ülkesi Gürcistan, tarihinin en kritik dönemeçlerinden birini yaşıyor. 2000’li yılların başlarında Mihail Saakaşvili ile başlayan reform ve demokratikleşme süreciyle Batı’ya hızlı bir entegrasyon başlatan ülke bugünlerde yeniden Rusya’nın eksenine dönme tehlikesi ile karşı karşıya.

Putin ile yakınlığı kimseye sır olmayan milyarder Bidzina İvanişvili’nin halen daha perde arkasından yönettiği Gürcistan’ın elde ettiği demokratik kazanımlar tek tek kaybedilirken ülkenin en önemli stratejik hedeflerinden olan AB üyeliği de giderek uzaklaşan bir “Gürcü hayali”ne dönüşüyor.   

Avrupa Komisyonu, 17 Haziran’da yaptığı toplantıda Gürcistan, Ukrayna ve Moldova’nın adaylık başvuruları ile ilgili görüşünü açıkladı. Komisyon, Ukrayna ve Moldova’ya aday statüsünün verilmesi görüşünü desteklerken Gürcistan’ın  bunun için 12 maddeden oluşan şartları yerine getirmesi gerektiğini belirtti. AB liderlerinin nihai kararı 23-24 Haziran’daki Brüksel zirvesinde vermesi bekleniyor. 

Avrupa Komisyonu’nun tavsiye kararı, iç siyasetteki tercihleri değişken, ancak dış politikada her zaman Batı eğilimini koruyan Gürcü toplumunda tehlike alarmı olarak yankı buldu. 20 Haziran’da on binlerce insan başkent Tiflis’te Avrupa Birliği ve Gürcistan bayraklarıyla sokağa çıktı. Aslında tarih tesadüfi değildi. 3 sene önce Gürcistan’da yine binlerce insan sokaklara çıkarak Rusya milletvekili Sergey Gavrilov’un Gürcü parlamentosunda bir toplantıya başkanlık yapmasını protesto etmiş, gösteri çok sert müdahale ile dağıtılmış, 200’den fazla kişi yaralanmıştı. 

İşte o mitingin üçüncü yıldönümünde yine Rusya kaynaklı bir endişe Gürcü toplumunu sokağa çıkardı.  

Binlerce kişinin katıldığı gösterinin öncekilerden farkı ise organizatörlerin siyasi partiler değil, sivil toplum temsilcileri oluşu idi.  “Utanç” adlı sivil insiyatifin ve bazı sivil toplum örgütlerinin organize ettiği “Biz Avrupayız” gösterisine muhalefetin büyük kısmı, öğrenciler, sanatçılar, insan hakları savunucuları da katıldı. 

Gösteride konuşan Gürcü yazar Laşa Bugadze

“Aramızdaki farklılıklara ve görüş ayrılıklarına rağmen Gürcistan’ın Rusya’nın nüfuz alanında değil, Avrupa’da yaşaması konusunda hemfikiriz”

dedi.

Bugadze, Gürcistan-Ukrayna-Moldova üçlüsünün aslında Gürcistan’ın sayesinde oluştuğunu ve Tiflis’in bu üçlünün sancağını taşıdığını söylerken iktidarı şu sözlerle eleştirdi: “Oligarşi ve bu hükümet bizim hak ettiğimiz gibi ileride değil, en geride olmamız için elinden geleni yaptı”.

İktidarda bulunan Gürcü Hayali Partisinin Genel Başkanı İrakli Kobahidze, radikal muhalefetin ülkede kutuplaşmayı arttırmaya çalıştığını söyledi:

“Biz bunu bekliyorduk. Muhalefet iki ülkeye adaylık statüsü verileceğini, Gürcistan’a verilmeyeceğini biliyordu ve bunu kullanarak karışıklık çıkartmayı planlıyordu. Bu gösteri de bunun ilk adımıdır. Nihai hedefleri ise savaştır. Ancak başarılı olmayacaklar”. 

Gürcistan Başbakanı İrakli Garibaşvili de insanları provokasyonlara uymamaya, gösterilere katılmamaya çağırdı.  Garibaşvili, Ukrayna ve Moldova’ya adaylık statüsünün verilmesi kararının zor durumda olan bu ülkeler için bir nevi avans olduğunu söyledi. Gürcistan Başbakanı, tavsiye kararını endişe ile karşılayan toplumdan farklı olarak bunun tarihi bir olay olduğunu iddia etti. Garibaşvili,  Gürcistan’ın Avrupa’ya entegrasyonu ile ilgili tüm kazanımların Gürcü Hayali ve onun kurucusu Bidzina İvanişvili’ye ait olduğunu öne sürdü.  Oysa Gürcü muhalefetine göre, ilkenin Avrupa geleceğinin önündeki en büyük engel bugün resmi bir görevi olmasa dahi, iktidarı yöneten İvanişvili.  Bu tespit, 20 Haziran mitinginin bildirisinde de yer aldı…

Muhalif “Agmaşenebeli Stratejisi” Partisi lideri Georgi Vaşadze, İvanişvili’nin yönettiği iktidar partisi 24 Haziran’da Brüksel’de çıkacak kararın tavsiye kararından bile daha ağır olması için çaba gösterdiğini söyledi. BBC’ye konuşan Vaşadze’ye göre, Gürcü Hayali’nin amacı Gürcistan’ı Avrupa’ya entegrasyon yolundan tamamen saptırmak ve koşulsuz ret cevabı almak. 

Gürcistan’ın en büyük muhalif partisi Birleşik Ulusal Harekat da adaylık statüsünün şarta bağlanmasını Gürcistan iktidarının bilinçli sabotajının sonucu olduğunu duyurdu. 

Gürcistan muhalefeti, Avrupa Birliği’ne entegrasyon talepli gösterileri sürdürmekte kararlı.  Bir sonraki mitingin Brüksel’de tarihi kararın alınacağı gün – 24 Haziran’da yapılması planlanıyor. Protesto organizatörleri, o gün yeni sivil inisiyatifi de ilan etmeye hazırlanıyor. Harekatın adı şimdilik açıklanmadı, hedefi ise belli – Avrupa Birliği’ni üyelik.  

Utanç Harekatı liderlerinden Şota Digmelaşvili, yeni harekatın ilan edileceği 24 Haziran mitinginde iktidardan somut taleplerde bulunacaklarını söyledi:

“Ressam, sporcu, öğretim üyesi, asker, polis, mühendis, memur -  kim olursanız olun,  Gürcistan’ın geleceği sizin için önemliyse, AB’ye üyelik hedefi için birleşin. Biz Gürcü halkının çabalarını biliyoruz. Avrupa Birliği de bugün bize Gürcistan’ın Avrupa yolu üzerinde tek bir engelin olduğunu gösterdi. Bu engelin adı Bidzina İvanişvilidir”… 

Avrupa Komisyonu neden Gürcistan'a şart koştu?

Avrupa Birliği Doğu Ortaklığı Sivil Toplum Forumu’nun yıllık endeksinde Ukrayna ve Moldova lider.  2020-2021 endeksinde Ukrayna ve Moldova 0,70’lik gösterge ile ilk sırada.  Gürcistan 0,65 ile ikinci, Ermenistan 0,63 ile üçüncü,  Belarus 0,49 ile dördüncü, Azerbaycan ise 0,44 ile beşinci ve sonuncu sırada. 

Peki Gürcistan bu kadar ilerlemeye rağmen neden şarta tabi tutuldu? 2021 Nisan’da Gürcistan iktidarı ile muhalefeti arasında Avrupa Konseyi’nin arabuluculuğunda anlaşma imzalandı.  Anlaşma, 2020 genel seçimlerinden sonra başlayan siyasi krizin çözümü için bir takım reformların gerçekleştirilmesini öngörüyordu. Lakin daha Haziran 2022’de Gürcistan  iktidarı anlaşmadan ayrıldı ve bu, AB ile ilişkilerde bir kırılma noktası oluşturdu. 

Gürcistan iktidarının Ukrayna savaşı sırasında sergilediği tavır, Rusya’ya karşı yaptırımlarda yer almaması, Rusya’nın Güney Osetya’daki referandum tehditlerine bile ciddi tepki göstermemesi de hiç kuşkusuz, Brüksel’in kararında etkili.  Moldova da Rusya’ya karşı açık tavır koymayan ülkelerden, ancak ortada kritik bir fark var – Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu ve mevcut parlamento AB eğilimli. Brüksel, Sandu yönetimindeki Moldova’dan Rusya’ya yönelme tehlikesi beklemiyor. Gürcistan iktidarı konusunda ise böyle bir eminlik yok.  Avrupa Birliği; Gürcü Hayali ve Bidzina İvanişvili’nin  Gürcistan’ın AB’ye entegrasyonun önündeki engel olması konusunda Gürcü muhalefeti ile hemfikir…