İlk siyahi Samuray Yasuke'nin gerçek hikayesi
Afrika’dan Japonya’ya uzanan ilginç bir yolculuğun figürü olan Yasuke, 16. yüzyılda Oda Nobunaga’nın hizmetine girerek Japon tarihinin bir parçası haline geldi. Efsanevi samuray sınıfına katılan bu Afrikalı savaşçı, tarihin en gizemli figürlerinden biri olarak anılıyor.
Yasuke’nin Japonya'ya gitmeden önceki hayatına dair bilgiler oldukça kısıtlı. 16. yüzyılın ortalarında Mozambik'te doğduğu düşünülse de, bazı tarihçiler onun Afrika'nın başka bir bölgesinden gelmiş olabileceğini de öne sürüyor.
Japonya’ya Cizvitli misyoner Alessandro Valignano ile birlikte gelmiş ve burada "Yasuke" adını aldı.
Valignano ile muhtemelen 1570'lerin sonlarında Afrika ya da Hindistan'da tanışan Yasuke, misyonerin Japonya, Hindistan ve Çin seyahatlerinde koruma olarak görev yapmaya başladı.
Japonya'ya geldiği andan itibaren uzun boyu ve gücüyle çevresinde hayranlık uyandırdı. 17. yüzyıl Japon metni "The Chronicle of Lord Nobunaga", onun gücünü “10 adamın gücünü aşan” bir seviyede tasvir etmişti.
Yasuke, Japonya’ya gelen ilk Afrikalı değildi; yine de, fiziksel özellikleri ve güçlü yapısıyla her gittiği yerde büyük bir ilgi topladı. İnsanlar onu görmek için sokaklara doluşuyor, hatta Sakai’deki kalabalık binalara bile zarar veriyordu.
Yasuke bir samuray mıydı?
1581'de Sengoku Hanedanı döneminin güçlü savaş ağalarından biri olan Oda Nobunaga, Yasuke’nin dikkat çekici varlığından etkilendi.
Japonya’yı birleştirmek için mücadele eden Nobunaga, Yasuke ile tanıştığında onun ten renginin siyah boyayla kaplı olduğuna inanarak ona banyo yapmasını emretti. Yasuke'nin teninin doğal rengi olduğunu gördüğünde ise ilgisi daha da arttı.
"Savaşan Devletler Çağı" olarak bilinen bu kaotik dönem, Japonya'nın sürekli savaşlarla parçalandığı ve yabancı kültürlerle ilk kez geniş ölçüde tanıştığı bir dönemdi. 1540'larda gelen Portekizli ve İspanyol tüccar ve misyonerler, Japonya’nın toplumsal yapısında yıkıcı izler bırakırken, Yasuke gibi figürlerin de bu karmaşa içinde kendine yer bulmasına olanak sağladı.
Yasuke, Japonya'ya uyum sağlama becerisi ve biraz Japonca bilmesi sayesinde Oda Nobunaga'nın ilgisini hızla çekti.
Nobunaga, Yasuke'yi Cizvitlerin hizmetinden alarak ona yeni bir ev, para, hizmetçiler ve Japon kültüründen "Yasuke" ismini verdi.
Cizvit tarihçi Luís Fróis’e göre Nobunaga, Yasuke'ye cömert davrandı ve onu bir lord seviyesinde değerli buldu.
Ancak Yasuke’nin teknik anlamda bir samuray olup olmadığı tartışmalı bir konu. Samuray olmak yalnızca bir savaşçı kimliği taşımak değil, aynı zamanda bu sınıfa doğup sıkı bir eğitimle dövüş sanatlarının yanı sıra felsefi ve kültürel öğretileri de öğrenmek anlamına geliyordu. Yine de, Nobunaga'nın Yasuke’ye bir kılıç vermesi ve ona gösterilen saygı, onun fahri bir samuray olarak kabul edildiğini düşündürüyor.
Samuray unvanı resmi olsun ya da olmasın, Yasuke sadakatini Nobunaga’ya kanıtladı ve onun Japonya’yı birleştirme seferlerinde yanında yer aldı.
1582’de, Nobunaga'nın lordlarından Akechi Mitsuhide, bir isyan başlatarak Nobunaga’yı Kyoto'daki bir tapınakta kuşattı.
Yasuke, Nobunaga’nın yanında cesurca savaştı; ancak üstün düşman güçleri karşısında kısa sürede yenik düştüler. Kaçamayacağını anlayan Nobunaga, Samurayların onurlu saydıkları ritüel bir intihar olan "seppuku" ile kendi hayatına son verdi.
Yasuke ise daha sonra Mitsuhide’nin eline geçti, ancak Japon olmadığı için hayatı bağışlandı.
Nobunaga’nın ölümünden sonra Yasuke’ye ne olduğu hala bir muamma. Bazı tarihçiler, Japonya’da kalmış olabileceğini düşünüyor.