İran, nükleer tesislerini İsrail saldırılarına karşı korumak için Rusya'dan S-400 almak istiyor

İran'ın S-400 sistemlerini alma ihtimalinin, olası bir saldırı kararını hızlandıracağı, İsrail ve ABD'deki kişilerin de bilgi sahibi olduğu tartışmaları gündeme getirdi.

Rusya, silahları tedarik edip etmeyeceğini kamuoyuna açıklamadı ancak Moskova ve Tahran, Moskova'nın Ukrayna'yı işgalinden bu yana yakınlaştı. S-400'lerin faaliyete geçmesi iki yıldan az sürecek.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, geçen hafta Tel Aviv'deki bir güvenlik konferansında İran'a yönelik bir saldırı hakkında "Ne kadar uzun süre beklerseniz, o kadar zorlaşır" dedi.

“Çok uzun süre bekledik. İran'ın nükleer silah edinmesini önlemek için elimden gelen her şeyi yapacağımı söyleyebilirim."

Bu tür açık tehditler – şu anda İsrail'de günlük hale gelmiş durumda – İsrail'in 1981'de Irak'taki ve 2007'de Suriye'deki nükleer tesisleri bombalamasına rağmen, Tahran ve Washington'u hedef alan karmaşık bir niyet ve mesaj karışımı.

İran'la açık bir askeri çatışma, küresel petrol arzını etkileyen benzersiz bir bölgesel yangını tetikleyebilir.

Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby geçen Cuma günü yaptığı açıklamada, Rusya'nın İran'a "füzeler, elektronik ve hava savunması da dahil olmak üzere benzeri görülmemiş bir savunma iş birliği" teklif ettiğini ve Tahran'a savaş uçakları sağlayabileceğini söyledi.

Kremlin ve Rusya Savunma Bakanlığı yorum taleplerine cevap vermedi, Netanyahu'nun ofisi yorum yapmayı reddetti.

Uluslararası gözlemciler uranyumun %84 saflığa kadar zenginleştirildiğini tespit ettiğinden beri İran'ın nükleer çalışmaları konusundaki endişeler arttı. Nükleer silahlar için gerekli olan %90'ın hemen altında bir seviye.

Üst düzey bir İsrailli yetkiliye ve eski bir üst düzey ABD'li yetkiliye göre, 2023'ün sonuna kadar İran, 10 bomba üretmek için %60'a kadar zenginleştirilmiş yeterli uranyuma sahip olacak.

İsrail, ABD'nin olası herhangi bir saldırıda başı çekeceğini ummaya devam ediyor ve Biden yönetimi askeri harekatı dışlamamış olsa da, diplomasiyi tercih ediyor.

İran, İsrail'i nükleer bilimcilerine suikast düzenlemekle, en son 2020'nin sonlarında olduğu gibi, hack ve diğer nükleer sabotajlarla suçluyor.

İsrail bu saldırılara alenen sahip çıkmıyor, ancak hem ABD'deki hem de İsrail'deki yetkililer tarafından yaygın olarak kabul ediliyorlar.

ABD ve diğer beş güç, 2015 yılında İran'la yaptırımların hafifletilmesi karşılığında nükleer programını kısıtlayan bir anlaşma imzaladıktan sonra Rusya, İran’a daha az gelişmiş bir hava savunma sistemi olan S-300'leri sattı.

Nükleer anlaşma, Başkan Donald Trump'ın ABD'yi geri çektiği 2018 yılında feshedildi.

Joe Biden'ın Trump'ı yenmesinden sonra, Biden yönetimi İran nükleer anlaşmasını canlandırmaya çalıştı ancak başarılı olamadı.

ABD'nin İsrail Büyükelçisi Tom Nides, geçtiğimiz günlerde İsrail'in yaklaşımını anladığını belirtti.

19 Şubat'taki bir etkinlikte "İsrail (İran) ile başa çıkmak için ne gerekiyorsa yapabilir ve yapmalı ve biz de onların arkasındayız" dedi.

ABD ve İsrail kısa süre önce Akdeniz'de, iki müttefik arasında bir hava gücü gösterisinde şimdiye kadarki en büyük tatbikatlar olan oldukça kamuya açık askeri tatbikatlar düzenlediler.