gdh'de ara...

Mariupol'ün kalesi

Rusya’nın yaklaşık iyi aydır kuşatma altında tuttuğu Mariupol kentindeki “Azovstal” Metalürji Fabrikası, Ukrayna direnişinin sembolü haline geldi. Ukrayna Ulusal Muhafız Alayına bağlı Azov taburu ve 36. Deniz Piyade Taburu askerleri, Azovstal’ın sığınaklarını kaleye çevirdi. Askerlerin dışında yüzlerce sivil Ukraynalının da son umudu haline gelen Azovstal tesisleri tamamen yerle bir edilirken Rus askerleri sığınaklara girmeyi başaramadı. Peki neden bu kadar zorlandı Rusya Azovstal’da? Efsaneye çevrilen fabrika nasıl bir yer?

1. resim
23.04.2022

Nazi işgali

Azovstal’ın hikayesi 1930 senesinde  Kerç yarımadasının demir kaynaklarının işlenmesi için Mariupol’de yeni metalürji tesisinin kurulması kararıyla başladı. Kalmius nehrinin sol sahiliyle Azak denizi sahili arasında bulunan tesis 1933’de faaliyete başladı.

Ekim 1941’de Mariupol Alman ordusu tarafından işgal edildi, ancak işgal gerçekleşene kadar Azovstal çalışanları değerli cihazları Ural’a taşımayı, fabrikadaki marten fırınlarını ise işlevsiz hale getirmeyi başarmıştı. “Azovstal’ın adı değiştirildi, “1 sayılı Azov Fabrikası” olarak Alfreed Krupp şirketi yönetimine verildi. Ancak Almanlar açık ocak fırınlarını onarmayı ve fabrikayı tam kapasiteyle çalıştırmayı başaramadı. Alman faşistleri 1943’te Mariupol’den çekilirken fabrikayı patlattı. 

İkinci Dünya Savaşının ardından Azovstal onarıldı, modernize edildi ve faaliyet alanı genişletildi. 1984’te ise büyük bir metalürji tesisine dönüştü. 

Şehir içinde şehir

1991 senesinde SSCB’nin dağılmasının ve Ukrayna’nın bağımsızlığının ilan edilmesinin ardından Azovstal, gemi çeliği üretimi için uluslar arası sertifika aldı ve petrol sondaj platformlarının üretiminde kullanılacak yüksek mukavemetli çelik konstrüksiyon üretmeye başladı. 1995’e gelindiğinde fabrika, ürettiği tüm çelik levhaları sertifikalandırmayı ve dünyaca ünlü 14 sertifikaya sahip olmuştu. 

Bağımsızlık döneminde Ukrayna, Azovstal’ı özelleştirilecek tesisler listesine aldı. Fabrika, 1996 senesinde Donbas’lı oligark Rinat Ahmetov’un “Metinvest” finans grubuna dahil oldu. Sürekli modernize edilen fabrikada 2011 senesinde marten fırınları devreden çıkartıldı, Azovstal demiri dönüştürme yöntemiyle eritmeye başladı. Fabrika, Metinvest’in Avrupa piyasasına sattığı yarı mamul ürünler ile yine AB ve Ortadoğu’ya ihraç ettiği haddelenmiş levha üretimine ağırlık verdi. 

Ukrayna’nın en büyük üç, Bağımsız Devletler Birliği’nin ise en büyük 10 metalürji tesisinden birisi olan Azovstal, “şehir içinde şehir” olarak tanımlanıyordu. 

Kendine ait kargo limanı ve yeraltı ulaşım sistemi bulunan fabrika, kok, yüksek fırın, konvertör üretimi ve haddeleme kompleksinden oluşan 4 ana tesise sahipti. 

Donbas’da savaşın başladığı 2014 senesine kadar Azovstal’da 11 bin kişi çalışıyordu. Azovstal, sadece Mariupol’ün değil, Ukrayna’nın en iyi tesislerinden biri olarak görülüyordu; ancak sürekli olarak yerel nüfusun hava kirliliği eleştirilerine maruz kalıyordu. 

Mayıs-Haziran 2014’te Ukrayna ordusu ve gönüllüler Mariupol’ü Rusya’nın saldırılarından korumayı başardı. O günden itibaren Mariupol, Ukrayna’nın doğudaki kalesine çevrildi ve iki dev metalürji tesisi (Azovstal ve İliç) ve bir otomobil fabrikasının (Azovmaş) başını çektiği sanayi tesisleri faaliyetlerini sürdürmeyi başardı.   

Azovstal, Şubat 2022’de başlayan yeni işgal dalgasına kadar yılda 4 milyon ton demir, üç buçuk milyon ton döküm demir, 1,2 milyon ton haddelenmiş demir üretiyordu. Azovstal ürünleri gemi, köprü, petrol kemerleri inşasında kullanılıyordu. Ayrıca, Azovstal, Ukrayna’da tek ray üreticisi idi…

Rusya’nın 24 Şubat’ta başlayan saldırısının ilk günlerinde Azovstal çalışanları, bölgede çevresel felaket yaşanmaması için fabrikanın faaliyetini durdurdu. Azovstal Genel Müdürü Enver Tsikitişvili, fabrikanın çoğu binasının artık olmadığını, yerle bir edildiğini, ancak çalışanların büyük bir fedakarlıkla çevre felaketini önlemeyi başardıklarını söyledi: “Fabrikada kok bataryaları, benzol üretim ve saklama tesisleri vardı ve savaştan önce sıvı demir ve çelik kalmıştı. Bunlar saldırı durumunda çevre felaketine neden olabilirdi. Bu sebepten Rusya’nın tam kapsamlı saldırısının ilk bir haftasında Azovstal çalışanları büyük bir kahramanlıkla işe gelerek fabrikanın kurallara uygun şekilde kapatılmasını sağladılar. Bu olmasaydı büyük bir çevre felaketi yaşanırdı”. 

Yer altındaki kale

11 kilometrekarelik bir alana kurulu olan Azovstal’ın arazisinde 13 büyük üretim atölyesi, ana ve yardımcı hizmet binaları bulunuyordu.  Bu binaların hepsini bir birine bağlayan yer altındaki tünelin toplam uzunluğunun ise  24 kilometre olduğu bildiriliyor.

O tünel, bugünlerde Ukrayna savunucularının mevzilendiği tünel. Nükleer saldırıya ve ağır tonajlı bombalara dayanıklı olduğu belirtilen o tünellerin bina boyunun altı katı kadar yer altına uzandığı iddia ediliyor. Labirent şeklindeki tünellerde aynı anda yaklaşık 1500 kişinin kalabileceği belirtiliyor. Tüneller, Ukrayna savunucularının zaman zaman fabrika arazisine çıkarak işgalcilere karşı saldırı düzenlemesine fırsat veriyor. Tünelin içine girerek operasyon yapmak ise imkansız. 

Azovstal’ın eski çalışanlarından biri Rus basınına yaptığı açıklamada sığınakların çok korunaklı olduğunu belirterek  “Oradan askerleri çıkartmak kolay olmayacak” dedi: “Orada çok sayıda sığınak var. Sığınaklar çok uzun ve güçlü. Her odada 4 yatak var. Kapılar üç kat zırhlı. Ben çok uzağa gitmedim, ama sığınaklardaki odaların sayısının çok olduğu görünüyordu”. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün yaptığı açıklamada Savunma Bakanı Şoygu’ya Azovstal’a saldırıdan vazgeçme talimatı verdi.  Askeri uzmanlar ise Azovstal’ın yer altındaki sığınaklarına ulaşmanın zor olduğunu, Rusya’nın o sığınaklardaki askerleri mağlup etmesinin çok zaman ve çok asker kaybına neden olacağını bildiriyor.