Real Clear Defence: ABD, Suriye'ye yönelik politikalarını değiştirebilir

Bir zamanlar Suriye'de rejim değişikliğinin önde gelen savunucularından biri olan Türkiye'nin, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) benzer jestler yaptıktan sonra Şam ile de uzlaşmaya hazır olduğuna dair açık sinyaller göndermesi, ABD'yi Suriye'ye yönelik yeni bir politika düşünmeye sevk edebilir.

ABD, Suriye'deki İran etkisinin ortadan kaldırılmasında Esad'ın işbirliğini sağlamak karşılığında Suriye halkının yaşamını iyileştirmek için bazı yaptırımları kaldırmalıdır.

ABD için, bölge ülkelerinin Esad'la yeni gerçekliğin bir parçası olmadan normalleşmelerine izin vermek, ABD birliklerinin İran bağlantılı milisler tarafından periyodik olarak saldırıya uğradığı, Rus askeri devriyeleriyle düzenli çatışmaların yaşandığı bir ortamda tehlike sinyalleri veriyor.

Diğer yandan bu gelişmeler ve Türkiye'nin hamleleri, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen bölgeleri istikrarsızlaştırmakla tehdit ediyor.

ABD'nin Suriye'ye ilk müdahalesinin üzerinden sekiz yıl geçti ve son gelilmelerden sonra daha gerçekçi bir politika ortaya konulmadığı takdirde ABD birliklerine yönelik tehdit daha da büyüyecek.

Özellikle Suriye muhalefet gruplarının ezici bir çoğunluğu cihatçılardan oluştuğu için rejim değişikliği fikrinden vazgeçmenin zamanı geldiği düşünülebilir. Böylece ülke istikrara kavuşabilir ve İran'ın Suriye'deki etkisi kesin olarak ortadan kaldırılabilir.

Esad'la normalleşme süreci Washington'un onayı olmadan gerçekleşiyor ancak bölge ülkelerinin Suriye'de söz sahibi olmadan yeni bir strateji oluşturmasına izin vermek ABD'nin çıkarına değil.

Türkiye'nin ilişkileri normalleştirmedeki birincil amacı, Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) ülkenin üçte birinin kontrolünü ele geçirmesini önlemek için Şam, Moskova ve Tahran ile bir koalisyon kurmaktır.

SDG ise İran bağlantılı milislerin doğu ve kuzey Suriye'de ilerlemesine izin vererek Türkiye ile İran arasında olası bir ittifakı engellemek için İran ile ilişkilerini canlandırmaya çalışıyor.

ABD, güçlerinin Rus veya İranlı savaşçılar tarafından saldırıya uğramaması için çıkarlarını bu gerçeklerle uzlaştırmalı ve Şam'ı, Suriye halkının yaşamlarını iyileştirecek adımlar atmaya zorlamalı.

Şimdi Körfez ülkeleriyle çalışmak ve İran'ın Şam'a kendi koşullarını dayatmasını önlemek için yaptırımların hafifletilmesi ihtimalini bir koz olarak kullanmak için en iyi zaman olabilir.

ABD, İran'la İran bankalarına milyarlarca dolar akıtacak ve Tahran'ın Şam üzerindeki hakimiyetini sürdürmek için ekonomik yardım kullanmasını sağlayacak nükleer anlaşmaya yeniden girerse, yaptırımlardan herhangi bir siyasi kazanç elde etmesi için çok geç olacak.

New York Times'ın haberine göre, Suriye hükümeti İran'dan İsrail'e topraklarından saldırmamasını istedi. Ancak savaş ve yaptırımlarla zayıflayan Şam, topraklarını kontrol etmek ve İran'ı devirmek için ekonomik veya askeri araçlara sahip değil.

Nükleer silaha sahip bir İran ihtimali, Arap-İsrail işbirliğinde yeni bir döneme ve on yıllık tecritten sonra Esad'la başa çıkmak için gönülsüz bir açıklığa yol açan bir kabus olacaktır.

Yunanistan ve "Kıbrıs" gibi Batılı ülkeler, Esad'ı laik Sünni muhaliflerin serbest bırakılması, İslam Devrim Muhafızları (IRGC) ve Hizbullah'ın Suriye'den çekilmesi için bir zaman çizelgesi oluşturulması gibi uzlaşmaları kabul etmeye motive etmek için Suriye ile diyalog kanalları açabilir.

Esad, savaşın önceki on bir yılı Şam ile Batı arasındaki tüm güveni ortadan kaldırdığı için, destekçilerine Batı'nın gerçek bir yakınlaşmaya doğru ilerlediğini göstermek için Yunanistan ve "Kıbrıs"tan gelen jestleri kullanabilir.

Evet, Esad bir diktatör ve katildir ve aynı zamanda Amerika ve müttefiklerinin kendi kendini ilan eden bir düşmanıdır. Ancak Suriye'de biri ondan kurtulmaya karar verene kadar iktidarda kalacak.

Suriye halkının istikrara ve vatanlarında mülteci olarak değil onurlu bir şekilde yaşamasına ihtiyacı var. ABD'nin bu adımı hem ABD'nin bölgedeki çıkarları için hem de ülkenin ve bölgenin tekrar rayına oturması için bir fırsat olacaktır.