gdh'de ara...

Rus propaganda makinası iş başında: Hedef Bayraktar TB2 SİHA

Kendisini “gücün kötüye kullanımını araştıran kâr amacı gütmeyen bir kuruluş” olarak tanımlayan ProPublica isimli haber sitesi, Bayraktar TB2 SİHA’yı hedef alan bir makale yayınladı.

1. resim
13.07.2022

Pakistan doğumlu Umar Farooq, “İHA Sorunu: ABD, Silahlı İHA İhracatının Önemli Bir Ülkesi Olan Türkiye'yi Durdurmak İçin Nasıl Mücadele Etti?” isimli bir makale ele aldı.

Yazar, yazısında sürekli olarak ABD’nin Bayraktar TB2 SİHA’ların önünü açtığını, Türkiye’nin satışlarına engel olmadığını belirtiyor ve buna sitem ediyor. Yazarın niyetinin anlaşılması için bazı satırları paylaşmakta fayda var.

“Türkiye, TB2 İHA ile modern savaşın çehresini değiştiriyor. Silah dünyaya yayılırken, bazı Amerikalı vekiller, Batılı üreticilerden önemli parçalar elde etmek için NATO statüsünü istismar ettiğini söylüyor.”

Bayraktar TB2 SİHA’ların Etiyopya ve Fas’ta “sivillerin öldürülmesinde aktif olarak rol aldığını” iddia eden yazar, bu iddialarına dair somut kanıtlar sunmuyor. Sunduğu kanıtlarda ise sivillerin hedef alınıp alınmadığına dair hiçbir bilgi yer almıyor. 

Bayraktar TB2 SİHA’ların Ukrayna’daki savaşta “merkeze” oturduğunu vurgulayan yazar, SİHA’ların Rusya karşısında en ön saflarda yer aldığını kaydediyor. Ancak Bayraktar TB2 SİHA'ların Ukrayna'da önlediği katliamlar ve başarıları birkaç basit cümleyle geçiştiriliyor.

“Ukrayna, TB2'lerin karadan havaya füzeler gibi ekipmanları imha ettiği ve diğer uçak ve topçuların Moskova kuvvetlerini hedef almasına yardım ettiğini gösteren sürekli bir dizi propaganda videosu yayınladı. 

Kongre'deki bazı milletvekilleri, SİHA’yı çok önemli bir silah olarak öne çıkardılar ve bu SİHA’lardan ABD'nin Ukrayna'ya daha fazla satın almasına yardım etmesi için bastırdılar.”

“Ancak halkla ilişkiler harekatı, dünya çapında Türkiye ve modern savaşın doğasını değiştiren bir silahın yaygınlaşması hakkında artan endişeleri gizlemekte. Şu anda en az 14 ülke TB2'lere sahip ve diğer 16 ülke onları satın almak istiyor. 

Bu teknoloji; en küçük ordulara bile bir zamanlar yalnızca Batılı ve varlıklı ülkelerin sahip olduğu kabiliyetleri sunuyor. Ve Türkiye, silahın küresel satışlarını genişletmeye hevesli görünüyor.”

Yazar aynı zamanda Bayraktar TB2 SİHA’da kullanılan pek çok parçanın yabancı menşeili olduğunu iddia ediyor. 

“ProPublica tarafından incelenen enkaz görüntülerine ve bazıları Türkiye'ye satış yaptığını kabul eden şirketlerin açıklamalarına göre, antenlerden yakıt pompalarına ve füze bataryalarına kadar çok çeşitli bileşenler ABD, Kanada ve Avrupa'daki üreticiler tarafından üretildi.”

Ancak bu iddialar kesinlikle doğru değil. Bayraktar TB2 SİHA’lar dünyada rekor olarak kabul edilen %93’lük yerli katkı payıyla üretiliyor. Sistemde kullanılan tüm kritik aksam ve bileşenler milli olarak üretiliyor.

Bayraktar TB2 SİHA’lar tamamen Türk Mühendislerinin özgün tasarımı. Aerodinamikleri, aviyonikleri ve mekanikleri tamamen Baykar’a ait tasarımlardan oluşuyor. Yazılımları ise sürekli olarak güncelleniyor.

Bayraktar TB2 SİHA için bugüne kadar en az 22 ülkeyle ihracat sözleşmesi imzalandı. 2021’de 664 milyon dolarlık S/İHA sistemi ihracatı gerçekleştiren Baykar, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan verilere göre savunma ve havacılık alanında en çok ihracat yapan firma oldu. 

Yunan ve Ermeni lobisine yakınlığıyla bilinen Amerikalı Senatör Bob Menendez, 2. Karabağ Savaşı’nın ardından Bayraktar TB2 SİHA’lara yönelik bir karalama kampanyasına dahil olmuştu.

“Türkiye'nin İHA satışları tehlikeli, istikrarsızlaştırıcı ve barış ve insan hakları için bir tehdit. ABD bunda hiçbir şekilde yer almamalı.”

Menendez, bu sözlerin ardından Bayraktar TB2 SİHA’da kullanılan Amerikan sistemlerinin araştırılmasını talep etmişti.

Bayraktar TB2 SİHA’da kullanıldığı iddia edilen Batı üretimi parçaların neredeyse tamamı ticari sınıfta yer alan parçalar. Bunlar her türlü ürünün üretiminde kolaylıkla tedarik edilebiliyor. Üstelik Baykar’ın bu ürünleri satın alırken hiçbir ihlalde bulunmadığını makalenin yazarı da açıkça belirtiyor.

“Haber kuruluşu daha sonra önemli parçaların bir listesini derledi ve satışlarının ihracat düzenlemelerini ihlal edip etmediğini kontrol etmek için ABD silah uzmanlarına danıştı. İhlal yok. TB2'lerdeki bileşenlerin çoğu, HD video kameralar veya kendi kendini süren arabalar gibi çeşitli tüketici ürünlerinde bulunan ticari sınıf parçalar.”

Yazar, Kanada’nın ticari parçalar olduğu halde Türkiye’ye yönelik olarak bir ambargo uyguladığını kaydederken ABD ve diğer ülkelerin de bu yolu seçebileceğini belirtiyor. Daha doğrusu öyle olmasını umuyor. 

Bayraktar TB2 SİHA’lar için bugün hala bazı parçaların Batılı ülkelerden alındığını kaydeden yazar, Alman Hensoldt firmasını örnek olarak gösteriyor. Ancak bu iddialar doğru değil. 

Bayraktar TB2 SİHA’ların üreticisi olan Baykar, müşterisi olan ülkelere bir dizi görüntüleme sistemi önerisi sunuyor. Müşteriler ise kendi bütçelerine ve siyasi ilişkilerine en uygun olan görüntüleme sistemini seçiyor. 

Örneğin ASELSAN tarafından yerli ve milli olarak geliştirilen CATS Elektro-Optik (EO) Sistemi, Bayraktar TB2 SİHA ile birlikte en az 5 ülkeye ihraç edildi. Bazı ülkeler ise kendi isterlerine göre farklı sistemleri tercih edebiliyor ancak bu tamamen ürünü satın alan ülkenin verdiği bir karar. 

Makalenin yazarı haberini Twitter’dan pazarlarken ise gerçekliği olmayan şu satırları kaydediyor:

“Bu İHA, Ukrayna'nın Rusya ile savaşmasına yardım ediyor. Aynı zamanda devletler tarafından Batı Sahra'dan Kafkasya'ya kadar sivilleri öldürmek için kullanılıyor.”

Makale kısacası Baykar’ın İHA’larında hala Batılı ülkelerin parçalarının kullanıldığını ve bu üreticilerin bu satışları durdurması gerektiği savı üzerine kurulmuş.

Aynı zamanda Bayraktar TB2 SİHA’nın Ukrayna, Libya ve Azerbaycan’da önlediği sivil katliamlarına yönelik hiçbir atıfta bulunulmuyor. 

Makalenin yazarı olan Pakistanlı Umar Farooq’un daha önce Türkiye ve Bayraktar TB2 SİHA’ları hedef alan makaleler kaleme aldığı da biliniyor. Yazar makalelerinde Bayraktar TB2 SİHA’yı sürekli olarak “ölüm makinesi” olarak göstermeye çalışıyor.

Tabi ki, en büyük destekçisi ise Rus medyası.

İşte tüm bunlar dikkate alındığında yazarının esas niyetinin ne olduğunu artık siz okuyucularımıza bırakıyoruz.