Sanat camiası Ayşe Barım “skandalı”yla çalkalanıyor

ID İletişim’in sahibi ve film yapımcısı Ayşe Barım’ın, sektörün gizli dinamiklerini kontrol ederek milyonlarca liralık bir tekel kurduğu ve oyuncuları manipüle ettiği iddiaları, sanat camiasında sarsıntıya yol açtı.

1. resim

Son günlerde adından en çok konuşturan isimlerden biri, birçok ünlü ismin menajerliğini yapan ünlü film yapımcısı Ayşe Barım oldu. Bahse konu olan “skandal”, perde arkasındaki karmaşık ilişkileri ve toplum mühendisliğini gün yüzüne çıkardı.

Ayşe Barım “skandalı”

Türkiye’nin en ünlü isimleriyle çalışan Ayşe Barım, oyuncu ve şarkıcıların kariyer yolculuklarında kritik bir figür olarak öne çıkıyor. Menajerlik sisteminin başındaki bu isim, Serenay Sarıkaya’dan Halit Ergenç’e, Merve Dizdar’dan Mehmet Günsür’e kadar geniş bir müşteri portföyüne sahip. Ünlülerin kariyer basamaklarını hızla tırmanmasını sağlarken, onların üzerinde kurduğu sıkı kontrol ile de dikkat çekiyor.

Medya camiasında çalkalanan son iddialara göre, bir menajer (burada bu isim Ayşe Barım oluyor) ünlü bir kadın oyuncuyu, eşcinsel bir şarkıcıyla sevgili gibi göstererek şarkıcının gerçek partneri olan ünlü bir işadamından 5 milyon euro aldı. İddiaya göre, bu planın amacı, şarkıcının geniş kadın hayran kitlesine erkeksi bir imaj kazandırmaktı. İddiaya göre bu mesele camiada sır olmaktan çıkmış ve herkesin malumu olmuş durumda.

Yurt dışı yasağı getirildi

ID Danışmanlık kurucusu Ayşe Barım hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Bu karar Barım'ın soruşturma süresince ülkede kalması adına alındı.

Muhafazakarların yokluğu, bu isimlerin gün geçtikçe güç kazanmasına yol açmış

Dolaşımdaki iddialar muhafazakarların televizyon ve sinema dünyasına karşı uzak durmasıyla beraber, bu isimlerin sektörde tekelleştiğini ortaya çıkardı. Sinema ve TV sektörü 2000’li yılların başında, AK Parti’nin kalkınma politikaları sayesinde hızlı bir büyüme sürecine girdi ve Türkiye, ABD’nin ardından dünyanın en çok dizi üreten ikinci ülkesi oldu. Ancak muhafazakar kesimin sektöre mesafeli yaklaşımı, belirli bir grubun sektörde tekel oluşturmasını kolaylaştırdı. Günümüzde bağımsız yapımcılar, bu tekele dahil olmadan ya da ortaklık yoluyla anlaşma sağlamadan projelerini ana akım televizyon kanallarında yayımlatma şansı bulamıyor.

Serenay Sarıkaya ve Ayşe Barım.
Serenay Sarıkaya ve Ayşe Barım.

Barım’ın menajerlik sisteminin katı kuralları olduğu iddia edildi

İddia o ki, Barım’ın liderliğindeki bu yapı, ünlü isimlerin hem ticari anlaşmalarını hem de toplumsal söylemlerini sıkı bir şekilde düzenliyor. "Kimse kafasına göre ne Atatürk'ü savunabilir ne de herhangi toplumsal bir konuda çıkıp da tepki gösterebilir" şeklindeki ifade, sistemin ne kadar katı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ünlülerin sosyal medyadaki sessizliği ve politik duruşlarındaki tutarsızlık, bu kontrol mekanizmasının bir yansıması.

Toplumsal olaylara tepkisizliğin arkasındaki gerçekler

Disney’in Atatürk sansürü sırasında Hazal Kaya ve Ali Atay gibi isimlerin sessizliği, bu sistemin çarpıcı örneklerinden biri olarak görülüyor. Aynı şekilde, toplumsal travmalar sırasında sesini çıkarmayan birçok ünlü, kendi çıkarlarını koruma refleksiyle hareket ediyor. Ancak bu durum, “Milyonlarca dolarlık ticari ilişkiler, basit ve önemsiz siyasi söylemler için tehlikeye atılamaz” anlayışıyla açıklanıyor.

Ayşe Barım, Fark Yaratan Kadınlar 2024'ün Yetenek Yönetimi Ödülü'nü alıyor. Fotoğraf: Fark Yaratan Kadınlar
Ayşe Barım, Fark Yaratan Kadınlar 2024'ün Yetenek Yönetimi Ödülü'nü alıyor. Fotoğraf: Fark Yaratan Kadınlar

Ayşe Barım, ünlüleri siyasi mesaj iletme aracı olarak görüyor

Yine sosyal medyada dolaşıma giren bu iddialara göre, Gezi Parkı olayları ya da 2019 yerel seçimlerinde ünlülerin topluca aynı mesajları paylaşması gibi olaylar, Ayşe Barım’ın etkisinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Cannes’da ödül konuşmasını eline tutuşturulan bir kağıttan okuyan Merve Dizdar örneği de bu düzenin bir parçası.

Ayşe Barım ve sinemada tekelleşme iddiaları

İddiaların merkezindeki isim Ayşe Barım, şüphesiz oyuncu ve şarkıcı menajerliği dünyasının en etkili figürlerden biri. Serenay Sarıkaya, Aslı Enver, Halit Ergenç gibi pek çok ünlü ismin menajeri olan Barım, sektörün her alanında belirleyici bir güce sahip. Paylaşılan bilgilere göre, Barım’ın sistemine karşı çıkanlar, kariyerlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Gezi Parkı olaylarından Cannes Film Festivali’ndeki konuşmalara kadar birçok toplumsal ve siyasi organizasyonun ardında Barım’ın olduğu iddia ediliyor.

Sanat dünyasında süregelen bu sistem, yalnızca maddi çıkarlar üzerinden işlemiyor. Diziler ve filmlerle kurulan kültürel hegemonyanın yanı sıra, toplumsal olaylara verilen tepkiler de bu mekanizmanın bir parçası. İddialar, menajerlik sisteminin oyuncuların yalnızca kariyerlerini değil, kişisel hayatlarını ve siyasi duruşlarını da kontrol ettiğini gösteriyor.

Sanat camiasında yaşanan bu “ifşa”, sektördeki tektipleşmeyi ve bireylerin özgürlüklerinin kısıtlanmasını yeniden tartışmaya açtı. Oyuncuların, milyonlarca insanın gözünde idol haline gelmişken, kişisel tercihlerini dahi özgürce ifade edememesi, sanat dünyasının içindeki derin çelişkileri ortaya koydu.

Mesele “onlar” olunca tepki gösterdiler

Hiçbir toplumsal ve insani olaya tepki göstermeyen ünlüler konu kendilerine gelince tepki koymaktan çekinmediklerini Ayşe Barım olayında gösterdiler. Metin Akdülger, Hazal Kaya ve Aslı Kızmaz gibi isimler sosyal medya hesaplarından Ayşe Barım lehine açıklamalarda bulundular ve bu durumun bir karalama çalışması olduğunu iddia ettiler. Tek bir ağızdan çıkmış gibi duran bu açıklamalar ne yazık ki vatandaşın vicdanını rahatlatmadı.

Metin Akdülger, Hazal Kaya ve Aslı Kızmaz'ın sosyal medya açıklamaları.
Metin Akdülger, Hazal Kaya ve Aslı Kızmaz'ın sosyal medya açıklamaları.
Tartışma