gdh'de ara...

The National News: Rusya ve NATO arasında geri dönülmez bir nokta uzak olmayabilir

ABD, NATO güçleri ve Rusya'nın askeri pusulası, kontrolsüz ve dizginsiz olarak ilerliyor. Rusya ve NATO arasında yaşanacak olan geri dönülmez bir nokta, uzak olmayabilir.

1. resim

Küresel manzarada, pervasız siyasi ve askeri kararları caydıracak uluslararası mekanizmaların eksikliği görünüyor ve bu da nükleer savaş gibi tehditleri olası kılıyor. Hatta bu durum bazı bölgesel aktörlerin, adaletin kendilerine asla dokunmayacağına inanmasına neden oluyor.

New York'taki BM'nin, Lahey'deki Uluslararası Mahkemelerin veya Cenevre'deki insan hakları forumlarının teorik mekanizmaları, siyasi ve bürokratik hesaplarla felç olmuş durumda. Sonuç olarak, hesap verebilirlik için uluslararası bir mekanizma kalmadı.

Ukrayna savaşındaki gelişmeler, Rusya ile ABD liderliğindeki NATO güçleri arasında bir savaşa girmenin eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. Giderek yaklaşan ve geri dönüşü olmayan bir noktayı geçersek konvansiyonel savaşın kuralları askıya alınacak.

Bu bağlamda önümüzdeki günler; sadece Ukrayna'ya füze, tank ve mühimmat sevkiyatı açısından değil, aynı zamanda Rusya ve Ukrayna'nın önümüzdeki iki ay içinde belirleyici taarruzlara hazırlanmaları açısından da büyük önem taşıyor.

Mart ayı, Rusya, Ukrayna ve NATO'nun saldırı stratejileri için odak ayı olacak. Sorun artık bir raunt veya savaş kazanmanın ötesine geçiyor.

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan şey, sadece bir zafer ya da yenilgi savaşı değil, Rusya ile NATO arasında bir hayatta kalma savaşı olacak.

Mart'ta kimin saldırısı başarılı olacak?

Rusya ve Batı'nın Ukrayna'daki stratejilerine aşina olan askeri uzmanlar, çatışmaların Şubat ayından itibaren amansız bir şekilde artacağını tahmin ediyor. Batı tanklarının ve Ukrayna'ya askeri yardımın teslimi için zaman çizelgesi yaklaşırken, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın Rusya ile NATO arasında doğrudan bir savaşa dönüşme olasılığı artıyor.

Polonya da dahil olmak üzere böylesine korkunç bir senaryo için birçok olası tetikleyici unsur var. Polonya, gelişmiş silahların NATO'dan Ukrayna'ya teslimi için vazgeçilmez bir kapı olarak çok önemli bir rol oynuyor.

Rusya, Polonya'ya bir saldırı gerçekleştirirse, yeni bir dünya savaşını tetikleme riskini fiilen almış olur. Çünkü NATO tüzüğünün 5. Maddesi uyarınca, NATO yasal olarak bir NATO üye devletine yönelik herhangi bir saldırıya yanıt vermekle yükümlüdür.

Estonya, Rusya'nın askeri yeteneklerinin çevrelenmesinin nasıl genişlediğinin bir başka örneğidir. Estonya geçtiğimiz günlerde Finlandiya Körfezi'nde kendisine Rusya'ya giden su yolunu kapatma ve Saint Petersburg'u izole etme yeteneği veren bir bitişik bölge rejimi kurmayı düşündüğünü duyurdu.

Estonya bir NATO üyesidir ve Finlandiya ittifaka katılma sürecindedir. Diğer NATO devletlerinin de yardımıyla iki ülke, Rusya ve Baltık Denizi'nin en büyüğü olan Saint Petersburg'daki limanı ablukaya alma olanağına sahip olacak. Rusya, Estonya hükümetinin eylemlerini protesto etmek için geçtiğimiz günlerde Estonya elçisini sınır dışı etti. Bir zamanlar Sovyetler Birliği'nin bir parçası olan Estonya, geçtiğimiz günlerde Ukrayna'ya tarihinin en büyüğü ve GSYİH'sının yüzde 1'ine eşdeğer 113 milyon avroluk bir askeri yardım paketi duyurdu.

Diğer yandan nükleer ve diğer stratejik silahların azaltılması için ABD ile Rusya arasında imzalanan ve START Anlaşması olarak bilinen denklemde de çok önemli sorunlar var. Rusya bu konuda Washington ile yapılacak bir toplantıyı süresiz olarak erteledi ve Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov, ABD-Rusya ilişkilerinin mevcut durumunun daha fazla müzakereye izin vermediğini söyleyerek ABD'yi "Rusya'yı kışkırtmakla" suçladı.

START Antlaşması, Soğuk Savaş sırasında iki ülke arasındaki olası bir çatışmayı kontrol altına almak için oluşturuldu. Şimdi ise bu anlaşmanın çökmesi, 1962'deki Küba Füze Krizi sırasında olduğu gibi, Washington ile Moskova arasında olabilecek bir sıcak savaş riskini tetikleyebilir.

ABD Başkanı Joe Biden, Almanya'yı Leopard 2 tanklarını Kiev'e bağışlamaya teşvik etmek için Ukrayna'ya 31 Abrams muharebe tankı tedarik etmeyi kabul etti. İngiltere, Ukrayna kuvvetlerini Challenger tanklarını kullanma konusunda eğitiyor ve diğer NATO ülkeleri, Ukrayna'nın "tank koalisyonu" olarak tanımladığı şeyi birlikte başarmaya çalışıyor.

BM, Ukrayna savaşına ağır tankların girişine yönelik yumuşak eleştirilerde bulunurken, eski ABD Başkanı Donald Trump, nükleer savaşa yol açabileceği uyarısında bulunarak harekete şiddetle karşı çıktı.

Peki ABD neden bu olasılıktan endişe duymuyor?

Batı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in nükleer silahlarla ilgili tehditlerine karşı, bunun Batılı güçlerin yok edilmesinden önce Rusya'nın yok olmasına yol açacağına dair ikna olmuş görünüyor.

Bir nükleer uzmana göre Rusya'nın stratejik füzelerinin ABD'ye ulaşması 40 dakika sürerken, ABD'li muadilleri Rusya'yı 15 dakikada vurabilir.

Dolayısıyla Batı, Putin'in Rusya'nın yıkımının nedeni olma korkusuna güveniyor gibi görünüyor. Ayrıca Batı, Rus ordusunun nükleer savaş durumunda Rusya'nın ödeyeceği bedelin Batı'nın katlanacağından çok daha fazla olacağına dair bahse giriyor gibi görünüyor.

Putin ise, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı kazanabileceği inancına uygun olarak, Rusya'nın NATO ile bir nükleer savaşı kazanabileceğine de ikna olmuş gibi göünüyor.

Başka bir deyişle, NATO güçlerinin ve Rusya'nın siyasi ve askeri pusulası, olayları dizginleyecek hiçbir uluslararası mekanizma olmaksızın kontrolsüz ve dizginsiz olarak ilerliyor.

Tartışma