gdh'de ara...

The Spectator: Avrasya mücadelesi dünyanın kaderini belirleyecek

Ukrayna Savaşı'nın sonucu Batı için yalnızca Ukrayna'nın yok olması anlamına gelmiyor. ABD ve Batı'nın karşı karşıya olduğu zorluk, 20. yüzyılın Soğuk Savaşı'ndan daha büyük. 

1. resim

Amerika'yı; Vietnam'da, Balkanlar'da, Afganistan'da ve Irak'ta çeşitli savaşlara sokan siyasi ve askeri liderler, bu adımların tamamını savaşların kısa ve belirleyici olacağına inandıkları için attılar.

Bu zihniyetin son kurbanı Ukrayna'dır. Rusya'nın ulusal gücüne ve stratejik çıkarlarına dair kökten ve eleştirel bir analiz ortada yokken, Amerikalı üst düzey askeri liderler ve onların siyasi patronları, Ukrayna'nın askeri güçlerini destekleyen ancak Rusya'nın stratejik avantajlarını yok sayan bir savaşa öncülük etti.

Sonuç olarak Ukrayna, ABD silahlı kuvvetlerinin İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ve Japonya'ya, 1960'larda Vietnam'a ve onlarca yıldır Irak'a uyguladığı muamelenin aynısına maruz kalan bir savaş bölgesi haline geldi.

Elektrik şebekeleri, ulaşım ağları, iletişim altyapısı, yakıt üretimi ve mühimmat depolama alanları sistematik olarak yok ediliyor. Milyonlarca Ukraynalı, güvenlik arayışıyla savaş bölgesinden kaçmaya devam ediyor ve bu, Avrupa'nın toplumları ve ekonomileri için büyük sonuçlar doğuruyor.

Bu arada Biden yönetimi, Amerikan halkına gerçeği söylemeyi reddetmekle birlikte toplumda affedilemez demokratik bir günah işliyor. Zira; Batı medyasının kendisiyle çelişen her türlü bilgiyi verdiği ve popüler bir "Ukrayna'nın zaferi" anlatısının aksine Ukrayna henüz kazanmıyor.

Tahmin edilebileceği gibi, savaşın toplumları ve ekonomileri üzerindeki etkisinin yükünü taşıyan NATO üyeleri, Washington'un Ukrayna'daki vekalet savaşından giderek daha fazla zarar görüyorlar.

Avrupalı halk, Rus devleti ve Amerika'nın Avrupa'daki amaçları hakkında basında yer alan iddiaların doğruluğunu artık açıkça sorguluyor. Ukrayna'dan gelen milyonlarca mültecinin yanı sıra ticari anlaşmazlıklar, ABD silah satışlarından çıkar sağlama ve yüksek enerji fiyatları Avrupa kamuoyunu hem Washington'un savaşına hem de NATO'ya karşı çevirme riski taşıyor.

Rusya da bir dönüşüm geçirdi. Başkan Putin'in görev süresinin ilk yıllarında Rus Silahlı Kuvvetleri, yalnızca ulusal toprak savunması için örgütlendi, eğitildi ve donatıldı. Ancak Ukrayna'da "Özel Askeri Harekat"ın başlatılması, bu yaklaşımın Rusya'nın Ulusal Güvenliği açısından yetersizliğini de görmesine neden oldu.

Rusya'nın Ukrayna'daki savaşının başlanıgç aşaması, dar amaçlı ve sınırlı hedefleri olan sınırlı bir operasyon olarak açıklandı. Kritik nokta, Moskova'nın Ukrayna'nın NATO'ya katılmasını ve NATO'nun Rusya çevresinde genişlemesini engellemek olarak belirlenmişti. Ancak başlatılan "özel operasyonun" ilk aşamadaki sınırlı doğası, güçten çok zayıflık izlenimi uyandırarak Moskova'nın istediği sonucun tersinini ortaya çıkmasına neden oldu.

Washington'ın müzakere ve uzlaşmaya hazır olduğuna ilişkin temel varsayımların geçersiz olduğu sonucuna vardıktan sonra Putin, yeni hedeflerle yeni operasyonel planlar geliştirmeye yöneldi.

Bunlar; ilk olarak Ukraynalı düşmanı ezmek, ikinci olarak ise Washington'da ve Avrupa başkentlerinde Rusya'nın zaferi sadece kendi şartlarına göre elde edeceğine dair her türlü şüpheyi ortadan kaldırmak.

Görünen o ki; bu yeni plan sunulduktan ve onaylandıktan sonra Putin, kesin operasyonlar için gerekli kaynaklar, yetenekler ve insan gücü toplanana kadar Rusya'nın toprak kazanımlarını minimum kuvvetle savunmak için bir güç operasyonu ekonomisini kabul etti.

Bu kararların ardından gelişen süreçte Rusya; yüzbinlerce Rus muharebe kuvveti topladı. Bölgeye sevk edilen silahlanma sayıları da artmaya devam ediyor. Son raporlara göre şimdiden, 1.000 roket topçu sistemi, binlerce taktik balistik füze, seyir füzesi ve insansız hava aracı ile en az 1.500 tank, çok sayıda insanlı saldırı uçağı, helikopterler ve 5.000 zırhlı savaş aracınının bölgeye yönlendirildiği iddia ediliyor. Bu yeni güç, 9 ay önce yani 24 Şubat 2022'de harekete geçen Rus ordusuyla kıyaslanamaz.

Farklı bir ifadeyle, Washington'un bu çatışma ile Rusya için amaçladığı "ölümcül zayıflama" hedefinin tam tersine, Rusya'yı askeri gücünü yapılandırması için harekete geçirmiş olduğu görülüyor.

Ancak bu gelişmelerin hiçbiri Washington'da kimseyi şaşırtmamalı. Biden, topraklarının her santimini son adamına kadar savunmakta ısrar eden aptal bir general gibi, ABD'nin Rusya'ya ve Rusya'ya göre zayif bir ülke olan Ukrayna'nın savaşa girme adımlarını körükledi.

Gelinen noktada kaybedilecek bir Ukrayna Savaşı'nın sonucu yalnızca Ukrayna devletinin yok olması anlamına gelmiyor. Böyle bir sonuç aynı zamanda, Avrupa genelinde Moskova'ya ve sınırlı ölçüde Pekin'e doğru dramatik bir güç ve nüfuz kaymasına yol açacak.

Bugün ABD'nin ve Batı'nın karşı karşıya olduğu zorluk, 20. yüzyılın Soğuk Savaşı'ndan daha büyük.

Kaynaklar

Tartışma