gdh'de ara...

The Washington Institute: Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini onaylayacak mı?

Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini onaylayacak mı? ABD, gelişmelere müdahil olmasının süreci olumlu etkilemeyeceğinin farkında. Ankara'nın onay vermesi için üç faktör büyük önem taşıyor.

1. resim

Rusya'nın Şubat 2022'de başlattığı Ukrayna'yı işgali, askeri açıdan tarafsız olan iki ülke olan İsveç ve Finlandiya'yı Mayıs ayında NATO üyeliği için adım atmaya zorladı. İki ülkenin üyeliği konusunda en çok endişe duyan NATO üyesi ise Türkiye oldu.

Ankara, ABD de dahil olmak üzere NATO üyeleri tarafından terör örgütü olarak tanımlanan PKK'nın Suriye kolu olan PYD ve FETÖ desteği nedeniyle iki ülkenin katılımına temkinli yaklaştı.

Otuz NATO üyesinden yirmi sekizi İsveç ve Finlandiya'nın katılımını onaylarken, Türkiye ve Macaristan şimdiye kadar bu onaya karşı direndiler. Avrupalı yetkililer, Macaristan yasama meclisinin sonunda onay vereceğinden nispeten emin görünüyor ancak Türkiye'yi, NATO'nun tarihi İskandinavya genişlemesinin önündeki en büyük engel olarak görüyor.

Bu durum, İsveçli, Finlandiyalı, NATO ve ABD'li yetkililerin Ankara'nın taleplerini NATO'nun, Temmuz 2023 zirvesi öncesi Türkiye'yi anlama ve taleplerini karşılama çabasına girmesine neden oldu.

Türkiye karşılığında ne istiyor?

Haziran ayında Madrid NATO zirvesi sırasında üst düzey Türk, İsveçli ve Finli diplomatlar, Türkiye'nin endişelerini gidermek için üçlü bir memorandum imzaladılar.

Muhtıra ile İsveç ve Finlandiya, PYD'ye veya onun askeri kolu olan YPG veya FETÖ'ye destek vermeyeceklerini taahhüt ederek, PKK'yı terör örgütü olarak gördüklerini bir kez daha teyit ettiler.

Ayrıca teröre karşı kendi ulusal yasalarını güçlendireceklerini ve Türkiye'ye karşı herhangi bir silah ambargosu uygulamayacaklarını teyit ettiler.

Ayrıca, muhtıra İsveç ve Finlandiya şu adımları taahhüt etti.

Terörle mücadele ve organize suçlarla mücadele için “ortak, yapılandırılmış bir diyalog ve işbirliği mekanizması” oluşturmak,

NATO politikasına uygun olarak terörle mücadele etmek ve bu amaçla iç mevzuatını gerektiği şekilde güçlendirmek,

Türkiye'nin sürmekte olan sınır dışı etme taleplerini dikkate alarak ve iadeyi kolaylaştırmak için “gerekli ikili yasal çerçeveleri” tesis etmek,

PKK'nın finansman ve adam toplama faaliyetlerinin soruşturulmak ve durdurmak,

Terörist gruplara fayda sağlayan dezenformasyonla mücadele etmek,

Türkiye'nin AB'nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikasına katılımının ve AB'nin askeri hareketliliğe ilişkin Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği (PESCO) projesine katılımını desteklemek.

Üç ülkeni bu noktalarda anlaşmasına rağmen, Türkiye'nin cumhurbaşkanını memnun etmek için Helsinki ve Stockholm'ün ne kadar ileri gitmesi gerektiğine veya gitmek isteyip istemediğine dair hala soru işaretleri var.

Erdoğan, Finlandiya'nın kaydettiği ilerlemeden memnun olduğunun sinyallerini verse de, Türk-İsveç müzakereleri daha gergin ilerliyor.

İsveç, yaklaşık on milyonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ini oluşturan oldukça büyük bir Kürt diasporasına sahip ve tarihsel olarak ifade özgürlüğünün korunmasına ilişkin geniş bir görüşe sahip. Ayrıca, İsveç STK'larının PYD/YPG ile ilişki içinde olduğu biliniyor ve İsveç'teki sol partiler geleneksel olarak çeşitli Kürt hareketlerine sempati duyan Kürt seçmenlerin desteğini aldı.

İsveç'te 11 Eylül seçimleri ve yeni bir sağcı hükümetin kurulmasının ardından, bazı raporlar Ankara'nın nihayet Stockholm'ün taleplerini karşılama yolunda ilerleme kaydettiğine inandığını öne sürüyor.

Bununla birlikte Türkiye parlamentosunun; İsveç'in yeni terörle mücadele yasası 2023'ün başlarında yürürlüğe girene kadar, PKK ile ilgili olarak, örgütün kendi topraklarında kaynak yaratma kabiliyetini, gösterilerde PKK bayraklarının ve diğer sembollerin sergilenmesini, PKK yanlısı mitinglerin sınırlamasını ve istenen kişilerin Türkiye'ye sınır dışı edilmesini sağlayana kadar, İsveç'in onay sürecini başlatmayacağını söyleyebiliriz.

Ankara'nın NATO'ya katılım konusundaki karar verme sürecinde, üç faktör büyük önem taşıyor.

Önerilen F-16 satışı

Hem Türk seçkinleri hem de daha geniş ölçüde Türk halkı, ülkenin mevcut filosunu yenilemek için Washington'dan yeni F-16 savaş uçağı talebine büyük önem veriyor. Ancak satış şimdilik duraklamış durumda. Erdoğan, NATO'nun genişlemesini veto etme yetkisini, satın almanın gerçekleşmesini sağlamak için bir koz olarak görebilir.

Rusya ile ilişkiler

Başkan Vladimir Putin, ekonomisi yaklaşık bir yıldır yüksek enflasyondan muzdarip olan Türkiye'ye cömert krediler ve büyük mali akışlar sağlamak gibi adımlarla Ankara'nın NATO genişlemesini onaylamasını engellemeye veya geciktirmeye çalışabilir.

Bazı analistler, Türkiye ekonomisinin geçen yazdan önce çökmesini bekliyorlardı. Ancak bu büyük ölçüde Rusya'dan gelen mali yardım sayesinde gerçekleşmedi. Türkiye'nin güneyindeki Akkuyu nükleer santralinin inşası için 5 milyar dolarlık rakam da dahil olmak üzere, Rus parası ülke çapında damla damla akarak bir rahatlama duygusu sağladı ve ardından ekonomik bir çöküşü önledi.

Türk anayasasına göre, ülkedeki bir sonraki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 18 Haziran 2023'ten önce birlikte yapılması gerekiyor. Ancak analistler, Erdoğan'ın Mayıs ortasında, özellikle de Türkiye'nin birinci seçim yıldönümü olan 14 Mayıs'ta erken seçime gidebileceği konusunda hemfikirler.

Terör

Erdoğan, Türkiye ile Avrupa'nın aşk-nefret ilişkisi içinde olduğunun farkında. Stockholm'ün PYD/YPG'den ayrılması, İsveç'teki PKK ağlarının baskı altına alınmasıyla sonuçlanan yeni İsveç terörle mücadele yasası Erdoğan için zafer olarak adlandırılabilir. Böyle bir zafer anlatısı, Erdoğan'ın kamuoyu yoklamalarındaki popülaritesini kesinlikle artıracaktır.

Çözüm

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği kararı, her iki ülke için de ulusal güvenlik stratejisinde büyük bir değişikliği temsil ediyor.

Rusya'yı caydırmak için adımlar atan Stockholm ve Helsinki, beklenmedik bir şekilde kendilerini Türkiye ile hassas bir diplomatik dansın içinde buldular. NATO gibi bir ittifakın üyeleri, müttefiklerinin algıladıkları tehditleri ciddiye almalı ve bu tehditleri ele almak için yakın koordinasyon sağlamalı.

Aynı zamanda, özellikle Mayıs'taki Türkiye seçimleri ve Temmuz'daki NATO zirvesi öncesinde, Ankara ve Erdoğan'ın endişelerine karşı artan bir hassasiyet gerektirecek.

Washington muhtemelen İsveç-Finlandiya-Türkiye müzakerelerinden uzak durmayı tercih edecek. Çünkü bu müzakereleri ABD-Türkiye ilişkilerinin yüküyle doldurmanın süreci olumlu etkilemeyeceğinin farkında.

Yine de Biden yönetiminin, süreç için atabileceği ve yardımcı olabilecek birkaç adım var:

Terörle mücadele ve silah ihracatı konularında Ankara ile ilgilenmeleri için Stockholm ve Helsinki'ye tavsiyelerde bulunabilir

Ankara'nın son zamanlarda ortaya çıkan, "Finlandiya'nın üyeliğini onaylarken İsveç'in üyeliğine ilişkin bir kararı geri çekebileceği" fikrinden vazgeçirmek ve Türkiye'nin nüfuzunu artırmak için, üyelik sürecini Stockholm ile birlikte yürütmeye devam etmesi yönünde çağrıda bulunabilir

ABD, F-16 satışının gelecek yıl yapılacak Türkiye seçimlerinden önce yapılmasını sağlayabilir.

Gerekirse, Beyaz Saray satış talebini Kongre'ye gönderebilir ve oylamaya zorlayabilir. (Bu durumda yasa koyucuların bunu engellemesinin tek yolu, her iki meclisin de aleyhte oy kullanması olacaktır)

Tartışma