gdh'de ara...

Türkiye dünyadaki krizi fırsata çeviriyor

Şimdi mesele, Erdoğan'ın bu fırsatı ülkesinin yararına nasıl kullanmayı planladığı. Elbette bu kriz, Erdoğan ve Türkiye'nin geçmiş yıllarda elde edemediği kazanımları elde etmesi için bir fırsat ve Türkiye, dünyadaki krizi fırsata çevirmek konusunda başarılı görünüyor.

1. resim
01.04.2022

Türkiye Ukrayna ile Rusya arasında yeni bir müzakere turuna ev sahipliği yaptı. Ukrayna savaşı ne kadar trajik olsa da, uzun bir gerilim döneminden sonra Ankara'nın Avrupa ile ilişkilerini geliştirmesi için bir fırsat haline geldi.

Türkiye, son yıllarda hem Fransa'ya hem de Yunanistan'a yönelik mücadeleci tavrıyla AB ile sert bir ilişki yaşadı. Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkiler önce Libya konusunda gerginleşti, çünkü iki NATO müttefiki Libya'da karşıt tarafları destekliyordu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Fransa'da bir öğretmenin kafasının kesilmesinin ardından “İslam'a karşı reform” ihtiyacı olduğunu söylemesi ile iki ülke arasındaki gerilm daha da büyüdü.

Erdoğan, Macron'un bu hamlesini Fransa'ya karşı bir kampanya başlatmak için kullandı, hatta Macron'u akıl sağlığı sorunları olmakla suçladı. Bu arada, Yunanistan ile Kıbrıs konusunda uzun süredir devam eden sorun, Türkiye'nin Libya ile MEB anlaşması yapması ile yoğunlaştı.

Ancak Avrupa, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle yüzleşirken, Türkiye'yi yanında bir müttefik olarak görmek istedi ve Ankara AB ile ilişkilerini yeniden yakınlaşmaya başladı.

Geçen haftaki NATO zirvesi, Türkiye ve Fransa'nın ilişkilerini düzeltmesi için bir fırsattı. İki ülke arasında bakanlar düzeyinde görüşmeler yapıldı. Ukrayna konusundaki işbirlikleri, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz gibi diğer konularda da koordinasyon fırsatları değerlendirildi.

Macron ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında daha önce yaşanan gerilime rağmen, ülkelerinin çıkarları işbirliği yapmalarını gerektiriyor.

Türkiye AB'ye girmeye çalışıyor. Ancak 2005 yılında başlayan üyelik süreci, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin sert itirazı nedeniyle başlangıç döneminde başarısız oldu. 2016 yılında ise Suriye krizinin bir mülteci akışına yol açmasıyla Türkiye için başka bir fırsat ortaya çıktı. Türkiye iyi bir tampon bölgeydi ve AB ile mülteciler konusunda bir anlaşma yaptı. Bu annlaşma karşılığında, Ankara'ya 6 milyar Euro (6,6 milyar dolar) ve ek olarak Türk vatandaşları için vizesiz seyahat sözü verildi.

Ancak bu anlşmanın ardından 2016 yılında Türkiye'de bir darbe girişimi gerçekleşti O zamandan beri, Avrupa tarafından aldatıldığı duygusuyla hareket eden ve Avrupa'nın asgari yardım sağladığı 3,5 milyon mültecinin yükünü tek başına üstlenmek üzere bırakılan Türkler ile AB arasındaki ilişkiler soğudu.

Bugün Türkiye, Avrupalıların Ukrayna ihtilafını mümkün olan en az zararla atlatması için kritik bir arabuluculuk süreci yürütüyor.

Bu arada, Türkiye'nin stratejik konumu, Rusya'yı kontrol altına alacak herhangi bir seçenek açısından neredeyse vazgeçilmez. Ukrayna'daki savaş, Erdoğan'ın düşmana dönüşmek üzere olduğu bir zamanda patlak verdi.

Türk Cumhurbaşkanı iyi ilişkiler geliştirmeye Körfez ülkeleriyle başladı ve ardından yüzünü Avrupa'ya döndü. Ukrayna krizi, Erdoğan'ın Avrupa ile iyi ilişkiler kurma çabalarıyla aynı zamana denk geldi. Türkiye, Bayraktar insansız hava araçlarıyla Ukrayna'ya sağladığı desteğin yanısıra Rus donanmasının sıcak sulara erişimini kontrol eden boğazları kontrol etti ve arabuluculuk faaliyetleri yürüttü.

Türkiye'nin Rusya ile geçmişteki koordinasyonuna rağmen Ankara ve Moskova, Suriye, Libya ve Kafkasya'daki sorunlarda karşıt taraftalarda yer aldılar. Türkiye'nin tüm bu gelişmelerden sonra ağır darbe alan Fransa ile ilişkileri düzelirken, AB ile ilişkilerinin daha da ilerlemesi muhtemel.

Erdoğan'ın Avrupalılarla ilişkilerinde ne kadar dikkatli davrandığını ve bunun Türkiye için ne gibi faydalar sağlayacağını önümüzdeki aylar gösterecek.

Eurasiareview'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.