gdh'de ara...

Ukrayna-Rusya Savaşı’nda sezon finali: Kırım Muharebesi

Bir süredir bu mecradaki makalelerde işaret ettiğimiz şekilde Ukrayna ordusunun Kırım istikametindeki saldırısının başladığı netleşti. Dinyeper Nehri’nin doğusunda köprübaşı elde eden ve Herson kent merkezini ele geçirmek için hazırlık yapan Ukrayna ordusu 9 Ağustos’tan itibaren Kırım Yarımadası’nı doğrudan hedef alan saldırılar düzenliyor.

1. resim
17.08.2022

24 Şubat’ta başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı’nın en kritik süreci başladı. Bir süredir bu mecradaki makalelerde işaret ettiğimiz şekilde Ukrayna ordusunun Kırım istikametindeki saldırısının başladığı netleşti. Dinyeper Nehri’nin doğusunda köprübaşı elde eden ve Herson kent merkezini ele geçirmek için hazırlık yapan Ukrayna ordusu 9 Ağustos’tan itibaren Kırım Yarımadası’nı doğrudan hedef alan saldırılar düzenliyor

Rusya'nın Kırım'da Vurulan Üsleri (gdh.digital)
Rusya'nın Kırım'da Vurulan Üsleri (gdh.digital)

Hatırlanacağı üzere ilk saldırı Kırım Yarımadası’nın doğusundaki Saky kenti yakınındaki hava üssünü hedef almıştı. Bu üsteki akaryakıt ve mühimmat depoları 9 Ağustos günü şiddetli patlamalarla yok olmuş, üsteki çok sayıda hava aracı da imha edilmişti. Ukrayna yönetimi bilinçli bir şekilde bu üsse düzenlenen saldırıda kullanılan yöntem ve silah sistemleri hakkında basınla bilgi paylaşmadı, hatta saldırının ayrıntılarını sis perdesi arkasında gizleyerek Rus tarafının tereddütte kalmasını sağladı

16 Ağustos’ta ise yarımadanın kuzeyindeki Canköy’de ve yine Kırım’ın orta kesimlerindeki Simferopol yakınındaki Sarabuz’da şiddetli patlamalar meydana geldi. Kırım Tatar kaynakları Canköy’de mühimmat depolarının havaya uçtuğunu bildirirken Rus kaynakları ise Sarabuz’daki patlamaların Su-24M ve Su-25SM tipi uçakların konuşlandırıldığı üste meydana geldiğini duyurdu. Rusya patlamaların sabotaj sonucu olduğu bilgisini paylaşırken, Ukrayna kaynakları da Rus hatlarının gerisine sarkan özel kuvvetlerinin bu saldırıların sorumlusu olduğunu iddia etti. 

Gelişmeler, bir süredir Donbas çevresinde sabitlenen, topçu ve siper savaşına dönüşen sürecin Kırım’da yeni bir ivme kazandığına işaret ediyor. Yeni hedef Rusya’nın 2014’te ilhak ettiği ve çevresini hava gücünün yansıra füze savunma sistemleri ile tahkim ettiği Sivastopol deniz üssü. 9 Ağustos ve 16 Ağustos saldırıları, Ukrayna ordusunun gerek yüksek hassasiyete sahip güdümlü füzeler, gerek sabotaj grupları kullanarak hibrit metotlarla Rusya’nın Kırım’daki lojistik kaynaklarını tüketmeyi hedeflediğini gösteriyor. Hava üslerinin vurulmasının bir diğer amacı ise, Rus ordusunu Herson merkezli güney cephesinde yakın hava desteğinden mahrum bırakmak.

Ukrayna’nın elinde Kırım’a yönelik karadan hücum edecek insan kaynağı yok. Amfibi çıkarma güçleri de mevcut değil. Keza Sivastopol’a kara saldırısı düzenleyecek sayıda askerleri olsa bile yalnıza Rus ordusunu değil, Saki Nehri’nin kuzeyindeki gölleri, ardından Bulganak, Alma, Kacha, Belbek nehirlerinin oluşturduğu doğal engelleri aşmaları gerekecek. Ukrayna ordusunun kısıtlı ve NATO’ya bağımlı askeri imkanları böyle bir kara harekatı yürütmesine imkan verecek gibi değil.

 Peki Rusya, Ukrayna ordusunun Kırım’ı hedef alan sistematik saldırılarına nasıl karşılık verecek? Rusya Savunma Bakanı Şoygu ülkesinin taktik nükleer silah kullanabileceğine dair iddiaları safsata olarak nitelese de, Rusya’nın Akdeniz, Suriye, Süveyş Kanalı, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’na açılan kapısı olan Sivastopol limanından vazgeçmesi bu kadar kolay olacak mı? Putin’in Kırım’ı savunmak için sürpriz bir planı var mı? Yoksa Ukrayna’nın doğusunda elde ettiği topraklara karşı Kırım’dan vazgeçeceği bir barışa razı mı?

Bugün Kırım’a yönelen muharebenin gidişatını tahmin etmek için tarihe dönüp bakmakta fayda var. 1853-1856 yılları arasında cereyan eden, bizim Kırım Savaşı, Rusya’nın ise “Vostochnaya Voina” ( Doğu Savaşı ) olarak adlandırdığı süreç bu anlamda dersler içeriyor. 19’uncu yüzyıl şartlarında küresel bir mücadele olarak nitelenebilecek bu savaş Kafkaslar, Eflak-Moldova ve Tuna Nehri ile Karadeniz’deki muharebelerle başladı. İngiltere, Fransa ve Sardinya Krallığı’nın Osmanlı Devleti yanında yer aldığı savaşın boyutu Baltık Denizi, Pasifik ve Beyaz Deniz kıyılarındaki Rus hedeflerinin denizden bombalanmasına kadar ulaştı. 1854 yılında ise süreç Kırım Yarımadası odaklı bir kara savaşına dönüştü. Kırım Yarımadası’nın kuzeybatı kıyılarına çıkan Osmanlı-Fransa-İngiltere-Sardinya birleşik ordusu, donanma ateşi desteğinde güneye Sivastopol istikametine yürüyüşe geçti.

14 Eylül 1854’te yapılan çıkarmanın ardından taraflar arasındaki ilk muharebe 20 Eylül 1854’te Alma Nehri’nde verildi. Ağır kayıplara uğrayan Ruslar hakim tepeleri terk ederek çekildi. 25 Ekim 1854’te savaşın gidişatını tayin edecek ikinci büyük muharebe Sivastopol’un doğusundaki Balaklava Ovası’nda yaşandı. Burada yalnızca savaş tarihine geçmekle kalmayan, edebiyata hatta sinemaya damgasını vuran “The Thin Red Line – İnce Kırmızı Hat” efsanesi doğdu. 

25 Ekim sabahın erken saatlerinde 2 bin 500 kişilik Rus süvari gücü müttefiklerin Balaklava’daki lojistik üssüne saldırıya geçti. Karşılarında İskoç ve Osmanlı piyadelerinden oluşan yaklaşık 800 kişilik ağır silah desteği olmayan bir piyade gücü vardı. Dönemin muharebe prensipleri gereği bu sayıda bir süvari saldırısını karşılamak için piyadelerin dört sıra oluşturması gerekirken, İskoç ve Osmanlı piyadeleri savunmaları gereken hattın genişliği yüzünden ancak iki sıradan oluşan bir savunma hattı kurabildiler. Rus süvarisi büyük bir avantaj kazandıkları inancıyla başlattıkları hücumda püskürtüldüler. Askerlerin kırmızı üniformaları nedeniyle “İnce Kırmızı Hat” olarak anılan savunmacılar Rus süvarisi karşısında çelikten direnç sergileyerek, savaşın gidişatını belirlediler. 

Bugüne dönecek olursak, Ukrayna’nın başlattığı saldırılar karşısında bu kez, ince mi yoksa kalın mı olur bilinmez, Putin’in bir savunma hattı inşa etmesi gerekecek. Rus savunma sistemleri şu ana kadar yüksek isabet oranına sahip ABD yapımı, mobil HIMARS çok namlulu roket atar sistemlerine ya da Bayraktar SİHA’larına karşı etkili bir sonuç alabilmiş değil. Ukrayna’nın Kırım’daki Rus üslerine ve lojistik kaynaklarına yönelik saldırılarının artması halinde Moskova, Yılan Adası örneğinde yaşandığı gibi kaynaklarını tüketen Kırım Yarımadası’nı terk etmek mecburiyetinde kalabilir.Ukrayna ordusunun sonbaharda güney cephesinde alacağı sonuçlar yalnızca bu savaşın gidişatını etkilemeyecek. Altıncı ayını doldurmak üzere olan savaşın etkisiyle giderek büyüyen enerji, gıda ve enflasyon krizlerinin 2023 yılına sirayet etmeden son bulması da yine Kırım’da sonuç alıcı bir muharebeyle sağlanabilir.