Ukrayna'daki savaşın etkisi: Üç olası senaryo
Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı devam ederken, işlerin nereye gidebileceğine dair olasılıkları dikkate almaya değer. İşte aklıllara gelen üç senaryo;
Rusya-Türkiye ilişkileri büyük ölçüde iki ülke başkanı Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan arasındaki kişisel yakınlık ve güvene dayanmaktadır. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali bu kişisel bağları ciddi bir teste tabi tuttu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky ile de yakın bir çalışma ilişkisi sürdürürken ve Türkiye-Ukrayna askeri ilişkileri güçlüyken, Erdoğan'ın Putin'le ilişkilerini Zelensky uğruna feda etmeye istekli olmadığını ortaya koydu. Erdoğan savaş boyunca 'dengeli' bir politika yürütmeyi seçti.
Birinci senaryo: Rusya savaşı kazanır
İlk senaryoda, Ukrayna'daki savaşı kazanan Rusya, Türkiye'den donanma gemilerinin boğazlar üzerinden serbest dolaşımını talep edebilir. Buna ek olarak Putin, Karadeniz'de Bulgaristan, Gürcistan veya Romanya'ya karşı bir Rus askeri operasyonu başlatarak Türkiye'den yine tarafsızlığını korumasını isteyebilir.
Diğer yandan böyle bir senaryoda, Moskova'ya karşı artan izolasyon, Ankara'nın bölgedeki çıkarlarını ilerletmesi için yeni fırsatlar da yaratabilir.
Bir NATO üyesi olarak Türkiye, Karadeniz'de ve Doğu Akdeniz'de cesaretlenmiş ve saldırgan bir Rusya istemiyor. Rusya'nın eylemleri bölgeyi istikrarsızlaştırıyor ve Türkiye bu konuda da muzdarip.
Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminin ardından Türkiye ile NATO üyesi ülkeler arasındaki yabancılaşma göz önüne alındığında, Rusya Türkiye'yi tamamen NATO tarafına kaptırmak istemiyor.
Bu senaryoya göre Rusya; AB, ABD, Kanada ve benzer düşünen diğer ülkelerin Türkiye'ye uyguladığı ekonomik yaptırımların etkisiyle Türkiye'ye direk mali destek sağlayamasa da, daha fazla turist göndererek ve pazarlarını Türk şirketlerine açarak tarafına çekebilir. Özellikle inşaat sektörü, kısmen Türkiye'nin ekonomik sıkıntıları hafifletmesine yardımcı olabilir.
Artan ticaret dışında Rusya, Türkiye ile teknoloji transferi de dahil olmak üzere ikinci parti S-400 füze savunma sistemi teslimatı için bir sözleşme imzaladı. Ayrıca Rusya, Türkiye'ye doğalgazda indirim yapmaya da hazır.
Putin, Erdoğan ile samimi ilişkiler sürdürmeye çalışıyor. Hatta Türk lidere Güney Kafkasya'da ortak bir etki alanı bile sunabilir.
İkinci senaryo: Rusya savaşı kaybeder
Ukrayna'da bir Rus kaybının geniş kapsamlı sonuçları olacaktır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasında olduğu gibi, askeri bir yenilgi Rusya Federasyonu'nun çöküşüne bile yol açabilir.
Böyle bir sonuç; Avrasya kıtasında köklü değişikliklerle sonuçlanacak ve Gürcistan, Moldova, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelere yönelik askeri tehdidi ortadan kaldırırarak bölgedeki güç dengesini büyük oradan etkileyecektir.
Böyle bir yenilgi, önceden tahmin edilmesi çok zor olan bir sonuştur. Çünkü Başkan Putin ve hükümeti, tam ölçekli bir askeri seferberlik de dahil olmak üzere, mümkün olan tüm yollarla yenilgiden kaçınmaya çalışacakdır. Diğer yandan birkaç yıllık bir savaşın, Rusya'yı hem askeri hem de ekonomik olarak ciddi sonuçlarlar karşı karşıya bırakacağı unutulmamalıdır.
Açık olan şey, Rusya'nın savaşta yenilmesinin Türkiye'nin Karadeniz ve Güney Kafkasya'daki stratejik konumunu güçlendireceğidir. Bu, Ankara'nın eski Sovyet Türk cumhuriyetleri üzerindeki etkisini genişletmeye çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedeflerine ulaşmasını sağlayabilir.
Ayrıca bu senaryoda, Türkiye-Ukrayna askeri ilişkileri genişleyecek ve gelişmeye devam edecektir.
Üçüncü senaryo: Çıkmaz
Üçüncü ve son senaryoda ise; Avrupa'nın göbeğinde, her iki tarafın da diğerini zayıflatmak için fırsatlar kolladığı donmuş bir çatışmanın ortaya çıkmasıdır.
Bu senaryo, Batı'nın uzun vadede Ukrayna'ya ekonomik ve askeri yardımının azalacağı düşünülürse, şüphesiz Ukrayna için en kötü olan senaryo olacaktır.
Böyle bir durumda Putin muhtemelen, Rusya'nın büyük insan kayıplarına ve muazzam ekonomik maliyetlere rağmen "Büyük Vatanseverlik Savaşı'nı" kazandığını ve uluslararası sahnede büyük bir güç haline geldiğini söyleyecektir.
Böyle askıda kalan bir süreç, Rusya'nın Karadeniz çevresindeki ülkeler için bir tehdit olmaya devam edeceği anlamına gelir ve bu nedenle Bulgar ve Rumen hükümetleri gibi bölge ülkeleri teyakkuz halinde kalarak savunma harcamalarını artıracaktır.
Middle East Institute'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.