138 yaşındaki kütüphanede mevsim değişse de sıcaklık hep aynı
Sultan 2. Abdülhamid'in direktifleriyle 1884 yılında "Kütüphane-i Umumi-i Osmani" adıyla hizmete açılan, Türkiye'nin devlet eliyle kurulan ilk kütüphanesi Beyazıt Devlet Kütüphanesindeki matbu eserler, aşınma ve yıpranmalara karşı 18 ila 21 derece sıcaklık ile yüzde 40-45 oranında nem dengesine sahip özel odalarda muhafaza ediliyor.
Raflarına yerleştirilen bir takım "Naima Tarihi" ile 138 yıl önce hizmete açılan, 1934 yılında Cumhuriyet'in Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle çıkartılan "Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu" gereğince Türkiye'de basılan her türlü yayının bir nüshasının teslim edildiği kütüphanede kitap sayısı 1 milyon 300 bine ulaştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı kütüphanede kitap, dergi ve gazete gibi matbu eserler geçmişten bugüne özenle arşivlenip okuyucuya ulaştırılıyor. Yedi katlı kütüphanenin raflarına sığmayan bazı özel koleksiyonlar da ideal sıcaklık ve nem dengesinin sağlandığı özel depolarda koruma altına alınıyor.
Beyazıt Devlet Kütüphanesi Müdürü Ramazan Minder, Osmanlı döneminde padişahların, şeyhülislamların ve valide sultanların açtığı vakıf kütüphanelerinin bulunduğunu, Beyazıt Devlet Kütüphanesinin hizmete açılmasıyla halkın tamamının, koleksiyonu daha zengin kütüphaneye erişebildiğini söyledi.
Her yıl 80 bin kitapla daha da büyüyor
Beyazıt Devlet Kütüphanesine bütün yayınevlerinden her yıl ortalama 80 bin kitap geldiğini belirten Minder, "derleme kütüphanesi" olan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, TBMM Kütüphanesi, Milli Kütüphane, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve İzmir İl Halk Kütüphanesine de her yayından birer baskı ulaştırıldığını ifade etti.
Kültür eserlerinin devlet ve millet adına muhafaza edilerek gelecek kuşaklara ulaştırıldığını dile getiren Minder, "Bizim kitap koleksiyon sayımız bugün 1 milyon 300 bine ulaşmış vaziyette. Artık raflarımızda yer olmadığı için bunları burada muhafaza edemiyoruz, dışarıda başka depolama imkanlarıyla bunları saklıyoruz." dedi.
Dört mevsim nem ve sıcaklık değişmiyor
Eserlerin korunması için uzun özel çaba harcandığına değinen Minder, şöyle devam etti:
"Depomuzda iklimlendirme ve havalandırma sistemi var. Kitapların ve buradaki kağıt malzemenin belirli bir ısı ve nem derecesi arasında olması gerekiyor. Sıcaklık 18 ila 21 derece arasında, nemin de yaklaşık yüzde 40-45 civarlarında olması gerekiyor. Tabii ki İstanbul rutubetli ve nemli bir şehir, yazın çok sıcak, kışın çok soğuk olabiliyor. Dışarıda havanın değişmesinin depo ortamına yansımaması gerekiyor. Onun için biz buradaki sistemi makineler sayesinde 18 ila 21 derece arasında, nemi de yüzde 40-45 seviyesinde tutmaya çalışıyoruz. Kağıt, aşırı sıcaktan da aşırı soğuktan da etkilenebiliyor, yani fazla nem ya da fazla kuraklık kağıdın kalitesini bozabiliyor, ona hasar verebiliyor."
"Beyazıt Devlet Kütüphanesi aslında sadece bir kütüphane değil"
Kütüphaneden çoğunlukla yerli ve yabancı araştırmacılar, akademisyenler ve öğrencilerin istifade ettiğini vurgulayan Minder, kütüphanenin merkezi konumu ve üniversitelere yakınlığı dolayısıyla okuyucu profilinin ağırlıklı üniversite öğrencilerinden oluştuğunun altını çizdi.
Günde yaklaşık 200 araştırmacı ve okuyucunun kütüphaneye geldiğini dile getiren Minder, şöyle konuştu:
"Biz 'derleme kütüphanesi' olduğumuz için ödünç kitap maalesef veremiyoruz. Bir halk kütüphanesi olarak çalışamıyoruz. Bizim ana görevimiz, bize intikal etmiş bu koleksiyonları muhafaza etmek, korumak ve gelecek nesillere aktarmak. Dolayısıyla bizden bir okuyucumuz gelip bir kitabı ödünç almak isterse ödünç veremiyoruz. Bizde üyelik sistemi de yok, yani kütüphanemize gelen okuyucunun üye olması gerekmiyor. Kütüphanemize gelip kimlik kartını ibraz etmek suretiyle okuyucu olarak yararlanabiliyor ama kitabı evine götüremiyor. Burada oturup çalışması gerekiyor."
Minder, Beyazıt Devlet Kütüphanesi arşivinde bulunmayan bir eserin başka kütüphanelerde bulunmasının zor olduğunu belirtti.