5 soruda Avrupa'da yaşanan çiftçi protestoları
Avrupa'da çiftçiler neden ayaklandı? Protestolar nasıl başladı ve nasıl yayıldı? Çiftçiler ne istiyor? Çiftçi ayaklanlamalarına halklar nasıl yaklaşıyor? Sorun çözülebilecek mi?
Avrupa’da çiftçilerin protestoları gün geçtikçe büyürken, daha önce genel olarak kırsal kesimlerde gerçekleşen protestolar, artık metropol şehirlerde, hatta bu şehirlerin merkezlerinde gerçekleştiriliyor.
Hollanda’dan Romanya’ya, Belçika’dan Almanya’ya, Polonya'dan Fransa’ya kadar uzanan, AB'nin tarım politika normlarını ve hükümetlerin tarım politikalarını protesto eden çiftçilerin eylemleri genel olarak halklar tarafından destek bulurken, AB tarım bakanları da geçtiğimiz günlerde Avrupa geneline yayılan eylemleri konuşmak üzere Brüksel’de bir toplantı gerçekleştirdi.
Peki Avrupa'daki çiftçi isyanları ile ilgili neler biliniyor?
İşte 5 soruda Avrupa'daki çiftçi eylemleri...
1-Avrupalı çiftçiler neden ayaklandı?
Ülkeden ülkeye gerekçeler farklılık gösterse de, genel olarak çiftçilerin ortak şikayetleri; Avrupa'da yaşanan genel enflasyon artışı, alım gücünün azalması, karayolu dışındaki motorin vergilerinin artırılması, kendilerinden istenmeyen standartlarla üretim yapan ucuz ve AB kriterlerine uygun olmayan tarım ürünlerinin ithalindeki artış ve çiftçilere verilen desteğin azaltılması olarak sıralanabilir.
Avrupa Birliği Profesyonel Tarım Örgütleri Komitesi'ne göre asgari ücretin de altında gelirle ayakta kalmaya çalışan çiftçilerin öfkesini tetikleyen bir başka unsur ise, Avrupa'daki halihazırdaki tarım üretim kriterlerine, AB Yeşil Anlaşması’yla çevresel standartların da eklenmesi ve bunun Avrupalı ürünlerin rekabet gücünü azaltması oldu.
Yeşil Anlaşma, AB üye devletlerinin ekolojik geçişini savunan bir plan ve tarım ilacı kullanımının azaltılmasından, organik tarımın geliştirilmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına kadar bir dizi hedef belirliyor ve çiftçilere göre bu standartlar üretimi zorlaştırırken maliyetleri de artırıyor.
2- Protestolar nasıl başladı ve nasıl yayıldı?
Özellikle 2020 yılında başlayan Pandemi dönemi ile Avrupa ülkelerinde artan maliyetler ve azalan devlet destekleri nedeni ile artan çiftçi şikayetleri, son dönemde Avrupa Birliği'nin ve hükümetlerin aldığı yeni kararlar sonrası tetiklendi.
İlk olarak Polonya başta olmak üzere Avrupa'nın doğusundaki çiftçilerin, 2023'ün Temmuz ayında Ukrayna’dan ithal edilen ucuz tahıla ve yakıt fiyatlarındaki tırmanışa yönelik gerçekleştirdikleri protestolar, Avrupa'nı neredeyse tamamını saran çiftçi protestolarının çıkış noktası oldu.
Ancak mesele bundan ibaret değildi.
Avrupa Birliği bu dönemde, gerek pandemi gerekse de Ukrayna savaşı nedeni ile artan maliyetler nedeniyle zaten ekonomik krizle boğuşan tarım sektörüne yönelik olarak “tarım sübvansiyonlarında değişiklikler” içeren bir revizyon planı ve Yeşil Anlaşma ile üretim standarlarını değişterecek olan bir başka planı hayata geçirmek için adımlar attı.
Ancak Polonya'da başlayan bu küçük çaplı eylemler, Avrupa Birliği'nin ve hükümetlerin bu adımlarının ardından hızla tüm Avrupa ülkelerine yayılmaya başladı.
Protestoların yayıldığı ülkelerden birisi olan Hollanda'da, üretim maliyetlerinin artmasının yanı sıra, 2019'da nitrojen emisyonlarına ilişkin bir mahkeme kararının uygulanmaya alınması, hükümetin yeni politikalara uymayan çiftlikleri kapatma ve buralardaki hayvan sayısını azaltma çabalarına karşı öfkeli protestolar gerçekleştirildi.
Belçika'da da neredeyse aynı sebepler ile yine 2023'ün son aylarında protestolar başladı ve traktör konvoyları Brüksel'in çevresindeki ana yollarda protestolar düzenlemeye başladı. Hatta aynı dönemde, daha küçük de olsa İrlanda'da nitrojen kısıtlamalarına kızan mandıra çiftçileri inekleriyle birlikte ülkede protesto eylemi düzenledi.
Bu ülkelerin ardından İspanya ve Fransa'da 2023 yılının son dönemine gelindiğinde protestolara sahne olmaktan kaçamadı.
Zaten 2023 yılında tarihteki en sıcak yılını yaşayan İspanya'da çiftçiler, hükümetin kuraklığın vurduğu Tagus nehrinden alabilecekleri su miktarını kısıtlama planlarını açıklamasının ardından Madrid sokaklarına döküldü.
Protestolardan nasibini alacak olan sıradaki ülke ise Almanya olacaktı.
Diğer ülkelerde olduğu gibi Yeşil anlaşma ve artan maliyetlerden yakınan Alman çiftçiler, Almanya hükümetinin tarımsal dizel sübvansiyonunu ve çiftçilere yönelik araç vergisi muafiyetini kaldırması sonrası protestolara başladı.
Ayrıca Almanya Anayasa Mahkemesinin, hükümetin Kovid-19 salgını döneminden kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi bir iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğuna hükmetmesinin ardından Alman hükümeti, 2024 bütçesinde tasarrufa gitmek zorunda kalmıştı.
Bu nedenle, Alman çiftçilerin artık tarımda kullandıkları mazot için vergi indirimi almayacaklarının açıklanması, protesto gösterilerini daha da tetikledi.
18 Aralık'ta Berlin'e traktörleriyle gelen 3 binden fazla çiftçi düzenledikleri kısmi protestolar sonrası, haklarının geri verilmemesi ve isteklerinin karşılanmaması halinde 2024 Ocak ayından itibaren büyük protestolara başlayacaklarını duyurmuşlardı. Nitekim öyle de oldu ve Almanya'da 18 Ocak'ta başlayan gösteriler yayılarak devam ediyor.
Fransız çiftçiler de süreçteki yerlerini aldı.
Diğer ülkelerde olduğu gibi, tarım sekörüne desteğin azalması, artan yakıt ve üretim maliyetlerinin yanı sıra Yeşil Anlaşma ile gelen yeni standartların ithal edilen ürünlere uygulanmamasını protesto etmek için Paris'te traktörleri ile gösteri düzenledi.
Bu ülkelerin dışında; Romanya, Slovakya, Macaristan ve Bulgaristan'da çiftçilerin gösterilerine sahne oldu ve olmaya devam ediyor.
3- Çiftçiler ne istiyor?
Protestoların yayıldığı ülkelerin neredeyse tamamında çiftçiler, detayları farklı olsa da genel olarak;
AB üye devletlerinin ekolojik geçişini savunan Yeşil Anlaşma'nın getirdiği ağır standartların değiştirilmesini, yine bu anlaşmanın getirdiği pestisit ve herbisit yasaklarının kaldırılmasını, Ukrayna başta olmak üzere diğer ülkelerden tahıl ihracatının, Brezilya ve Arjantin'den ise daha fazla sığır eti ithal edilmesini sağlayacak AB çapındaki anlaşmaların iptal edilmesini, artan maliyetler nedeniyle zor durumda olan çiftçilere yönelik mazot, vergi muafiyeti ve subvansiyon desteklerinin yeniden verilmesini istiyor.
4- Çiftçi ayaklanlamalarına halklar nasıl yaklaşıyor?
Tüm Avrupa ülkelerinde istisnasız olarak halk; çiftçilerin, kaliteli ürün ürettikleri için cezalandırıldığını ve artan maliyetlerin altında ezildiğini düşünüyor ve çiftçilerin protesolarına destek veriyor.
AB genelinde yapılan anketler, çiftçilerin her ülkede yüzde 70’lere varan destek aldıklarını gösteriyor.
5- Sorun çözülebilecek mi?
Fransa'nın en büyük çiftçi sendikası FNSEA ve Genç Çiftçiler Sendikası, Hollanda'nın Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi ve Almanya'nın Brandenburg Çiftçiler Birliği gibi protestolara öncülük eden örgütler, çiftçiler haklarını alana kadar protestoların devam edeceğini belirtiyor.
Özellikle Fransa ve Almanya'da hükümetler, sürecin diyalog yolu ile çözülmesi için görüşmeleri teşvik etmeye çalışırken, çiftçi sendikaları ise meselenin tüm Avrupa'ya yayılması ve sorunun detaylarının ülkeden ülkeye farklılık gösterse de genel olarak AB'nin politikalarından kaynaklanması nedeni ile geçici çözümlere razı olmayacaklarını belirtiyor.
Özellikle pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği ekonomik ortamda zorlanan Avrupa Birliği'ne üye devletlerin, yaşanan süreç ve talepler karşısında, ortak olarak ya da hükümetlerin ayrı ayrı nasıl adımlar atacağını şüphesiz tüm dünya takip ediyor.
Brüksel'de gerçekleşen son toplantısında sonuç çıkmayan AB Tarım Bakanları görüşmelerinin ise, tarih verilmese de yakın bir zamanda yeniden gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Avrupa Birliği'nin, 6-9 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek olan Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde köklü çözümler için görüşmelerin sıklaşacağı belirtilebilir.