6'lı masada ipler koptu mu?
CHP’li Gürsel Tekin’in HDP’ye bakanlık verilebileceğine ilişkin açıklaması CHP ile İYİ Parti arasındaki ipleri gerdi.
Daha önce de yazdık. 6’lı masada adayın belirlenmesi için liderlerin üzerindeki zaman baskısı artıyor.
Zaman baskısı sinirlerin gerilmesine, olası adayların önplana çıkmasına, bu da rekabete neden oluyor.
Kamuoyu yakın geçmişte altılı masaya evrilen Millet İttifakı’nda hiç görmediği şeylere şahit oluyor. Bugüne kadar oldukça dikkatli hareket eden liderler artık medya üzerinden birbirleriyle konuşuyor. Ana kırılma noktalarına göz atalım.
Tektonik kırılma İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun “Saha bize aday olarak Mansur Yavaş’ı gösteriyor” şeklindeki sözleri ile başladı. Bu Akşener’in Kılıçdaroğlu’na açıktan ilk kez karşı çıkması ve gönlünden gelen adayı dışa vurmasıydı. Daha önce İmamoğlu’nu destekleyen Akşener, İBB Başkanının krizlerde gösterdiği basiretsiz politikalar nedeniyle dümeni Yavaş’a kırmıştı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, İYİ Parti’nin bu hamlesine “Liderler aday gösterirse ben hazırım” çıkışıyla yanıt verdi. Kılıçdaroğlu’nun eli güçlüydü. Çünkü altılı masa Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için HDP’nin desteğine ihtiyaç duyuyor. Mansur Yavaş ve Meral Akşener HDP’den veto yiyor. Tam da bu tartışmalar sırasında HDP’li Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi bu yüzden önemli.
HDP’nin desteğinin önemini Akşener de anlamış olmalı ki geçtiğimiz günlerde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu yeniden ziyaret etti. Bu ziyaret Akşener’in adaylık konusunda Yavaş’tan vazgeçtiği ve yeniden İmamoğlu’nu desteklemeye başladığı şeklinde yorumlandı. HDP desteğini sadece Kılıçdaroğlu’na vermiyor. Aday olması halinde İmamoğlu’na da oy verebileceklerine ilişkin güçlü işaretler gönderiyor.
Akşener’in CHP liderinin adaylığına şiddetli bir şekilde karşı çıktığı FOX TV’de konuk olduğu programda dile getirdiklerinden anlaşılıyor. Akşener Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili bir soruya “Seçimi tehlikeye atamayız” diyerek yanıt verdi. Bu vurgusu İYİ Parti Genel Başkanı’nın, Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanamayacağına ilişkin düşüncesini açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Liderler adaylık müzakerelerini sürdürürken oluşan stres parti yönetimlerine gerilim olarak yansıyor. CHP’li Gürsel Tekin’in HDP’ye bakanlık verilebileceğine ilişkin açıklaması CHP ile İYİ Parti arasındaki ipleri gerdi. İYİ Parti’den gelen “hadsizlik” açıklamasına Akşener “Bizim olduğumuz yerde HDP olamaz” diyerek destek verdi.
CHP’li Yarkadaş’ın İYİ Partili üst düzey isimlerin Büyükşehir Belediyelerinden aldığı ihaleleri açıklaması ise aynı konjonktüre rastlıyor. İYİ Parti’nin Yarkadaş hakkındaki suç duyurusu da. İzmir’in CHP’li Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Osmanlı İmparatorluğu ve Sultan Vahdeddin hakkındaki sözleri Akşener’i açıklama yapmaya itecek kadar rahatsız etmişe benziyor. Akşener’in Soyer’i Millet İttifakı’nın oluşturduğu iklimi bozmakla suçladığını GDH sayfalarından okumuşsunuzdur.
Dışarıya yansıyan tüm bu gerilim içerisinde yapılan bir açıklama oldukça önemliydi. İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu 2018’de CHP ile yapılan ittifaka değinerek “Önümüzdeki seçimde yeni seçim kanununa göre böyle bir ittifak yapmak mümkün değil” dedi.
Tüm bu yaşananlar altılı masanın aday belirleyemeden dağılacağı yorumlarına yol açtı. (Masanın diğer ayaklarının bu süreçte yaşadığı sessizlik de not edilmeli.)
Ancak ben meseleye farklı bakıyorum.
Tüm bu yaşananları bir pazarlık olarak görüyorum. İYİ Parti, hem Akşener hem de Tatlıoğlu üzerinden yapılan açıklamalarla CHP lideri Kılıçdaroğlu ile adaylık pazarlığı yapıyor. Bu açıklamalar Kılıçdaroğlu’na “Aday olma. Seçilecek birini aday gösterelim. Aksi takdirde çoklu adayla çıkalım. İlk turda kim ipi göğüslerse ikinci turda onu destekleyelim” mesajı taşıyor.
Çoklu aday seçeneği CHP lideri için büyük bir risk. Son tahlilde ilk turda ilk ikiye girememe, böylece ikinci tura kalamama ihtimali var. Kılıçdaroğlu birden fazla adayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini güçlendireceğine ve seçimin kaybedileceğine inanıyor. CHP lideri Erdoğan’la yalnız yarışmak, diğer partilerin desteğini arkasına almak ve seçilebilme ihtimalini artırmak istiyor.
Kimsenin dikkat çekmediği bir hususu, CHP lideri için ikinci büyük riski de vurgulayalım.
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı olacağı hesabını yapan CHP’li bazı isimlerin Genel Başkanlık kulislerine şimdiden başladığı biliniyor. Hal böyleyken Kılıçdaroğlu’nun aday olamaması liderlik karizmasına atılacak büyük bir çizik olacak. Partililer aday olma yeterliliği kazanamamış bir genel başkanı sorgulamaya başlayacak. CHP liderinin aday olamaması belki de siyasi kariyerini bitirecek bir süreci başlatacak ve parti genel başkanlığını da kaybetmesi anlamına gelecek. Bu yüzden sadece olası Cumhurbaşkanlığı makamı için değil CHP Genel Başkanlığı ve siyasi kariyeri için de Kılıçdaroğlu’nun bu süreçten sonra geri adım atması pek mümkün görünmüyor.
Akşener’in CHP liderinin bu pozisyonunu sonunda kabul edip etmeyeceği ise büyük bir soru işareti. Açıklamalarından da anlaşılacağı gibi Akşener pazarlığı sert yapıyor. “Aday olursan başka adaylar da çıkar” diyor.
Altılı masanın adaylık tartışmaları daha çok su götürür gibi görünüyor. Duyduğumuz gıcırtılar pazarlığın sesleri. Müzakere ağır. Altı ayaklı masa bu yükü kaldıramıyor.