gdh'de ara...

AB İsrail-Türkiye boru hattı projesine odaklandı

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 26 Mayıs'ta Tel Aviv'e yaptığı ziyaret ve Türkiye ile İsrail'in resmi diplomatik ve ekonomik ilişkileri yeniden kurmayı planladıkları haberleri, iki Doğu Akdeniz ülkesinin de transit geçiş için işbirliği kararı alabilecekleri ihtimalini bir kez daha artırdı.

1. resim
04.06.2022

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 26 Mayıs'ta Tel Aviv'e yaptığı ziyaret ve Türkiye ile İsrail'in resmi diplomatik ve ekonomik ilişkileri yeniden kurmayı planladıkları haberleri, iki Doğu Akdeniz ülkesinin de transit geçiş için işbirliği kararı alabilecekleri ihtimalini bir kez daha artırdı. İsrail'in büyük gaz rezervlerinin, Türkiye üzerinden Avrupa'ya transfer edilmesi fikri yeni bir aşamaya girdi.

İlk olarak on yıldan fazla bir süre önce, İsrail'in 620 milyar metreküp gaz keşfettiği Leviathan gaz sahasının keşfedilmesinin ardından tartışılan plan, İsrail'in Filistin politikası nedeniyle Ankara ve Tel Aviv arasında art arda çıkan anlaşmazlıkların ardından sonuca ulaşamamıştı.

Geçtiğimiz birkaç yıl, İsrail'in hem LNG olarak gaz ihraç etmek için bir terminal geliştirmeye hem de İsrail'i Kıbrıs ve Yunanistan'a bağlayan iddialı bir boru hattı projesine odaklandı. Proje ekonomik olmadığı için bir kenara atıldı.

Şimdi ise Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle, Moskova'nın Avrupa'ya giden gaz musluklarını kapatmaya başlamasıyla AB, Hazar ve Akdeniz'deki yeni kaynaklardan ithal ettiği 155 milyar metreküp Rus gazın yanısıra ihtiyacı olan gaz kaynaklarını tamamen değiştirmek istiyor.

Bütün bu gelişmeler ışığında İsrail gazını Avrupa'ya taşımak için potansiyel bir rota olarak Türkiye'ye olan ilgi birden bire yeniden arttı ve AB, enerji ihtiyacı için Türkiye üzerinden geçecek bir boru hattına odaklandı.

İki ülke henüz resmi olarak büyükelçi atamamış olsa da, gaz geçişi potansiyeline ilişkin ciddi görüşmelerin arka planda devam ettiğine dair bilgiler gelmeye devam ediyor.

Eski ABD Büyükelçisi Matt Bryza;

"İki Dışişleri Bakanı, ilişkiler konusunda sağlam temeller attı ve Türk enerji bakanının yakında İsrail'e bir ziyaret gerçekleştireceğini kesinlikle göreceğiz."

açıklamasında bulundu.

Bryza; İsrail gazını taşıyan bir boru hattının Avrupa'ya yeni hacimlerde gaz taşımasının yanı sıra Türkiye'nin artan gaz talebini karşılamaya da yardımcı olabileceğini belirtti ve çok sayıda uluslararası şirketin bu projeyle ilgilendiğini belirtti.

Hem Türkiye'nin hem de Avrupa'nın İsrail gazını iyi bir şekilde kullanabileceği konusunda bir tartışma olmasa da, doğalgazı Avrupa'ya geçmek üzere Türkiye'ye ulaştıracak bir boru hattı döşenmesi bir takım ticari ve siyasi sorunları beraberinde getiriyor.

Bunlardan en önemlisi, herhangi bir boru hattının deniz yoluyla Münhasır Ekonomik Bölgesi'nden (MEB) geçmesi gereken Kıbrıs'tır. Adayı tek bir devlette yeniden birleştirmek için tekrarlanan uluslararası çabalar başarısız oldu.

Türkiye'nin eski Katar ve OECD büyükelçisi ve Türk Dışişleri Bakanlığı'nın enerji masası başkanı Mithat Rende'ye göre, ne Kıbrıs'ın devam eden bölünmüşlüğü ne de Kıbrıs'ın MEB'inden bir boru hattı geçirme ihtiyacı, İsrail gazını Türkiye'ye taşıyacak bir projeyi engellememeli.

Rende;

"ABD ve Avrupa Birliği, Doğu Akdeniz gazını Türkiye'ye taşıyacak bir boru hattı projesini güçlü bir şekilde destekliyorsa, gazın taşınması için Kıbrıs konusunda kapsamlı bir siyasi çözüme de gerek kalmaz."

tespitinde bulundu.

Yılda 20 milyar metreküpe kadar İsrail ve Kıbrıs gazı taşıyan böyle bir boru hattının iki ila üç yıl içinde 2 milyar dolar gibi düşük bir fiyata inşa edilebileceğini belirten Rende, Kıbrıs'ın da böyle bir ortamda İsrail ile ortak bir projeyi düşünmekten başka seçeneğinin olmadığını ifade etti.

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin (UNCLOS) 79. maddesine göre, boru hattının güzergahı konusunda Kıbrıs ve Suriye ile bir anlaşma yapılması yeterli olacaktır diyen Rende, sorumluluğun İsrail'de olduğuna işaret etti.

Diğer yandan uzmanlar, projenin başarılı olması durumunda Mısır'ın 850 milyar metreküplük dev Zohr gaz sahasından gelen gazın da projeye dahil edilebileceğini ve bu şekilde Avrupa'ya taşınan gazın hacmini daha da artırabileceğini belirtiyor.

Rusya'nın geçtiğimiz günlerde Danimarka ve Hollanda'ya gaz arzını kestiğini açıklamasıyla birlikte, aciliyetin arttığı Avrupa Birliği için az zaman kaldığını belirtmek gerekiyor.

Middle East Eye'de yayımlanana analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.