gdh'de ara...

Akşener, Yavaş’ın adaylığını nasıl engelledi?

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la kameralar karşısına geçip ortak basın toplantısı yapmasını bir kenara not edin.

1. resim
14.04.2022

Yavaş bir kaç saat sonra Kılıçdaroğlu ile de görüştü. Ancak ortak açıklama yapmadılar.

Çünkü bir genel başkanın bir belediye başkanını neredeyse eşit seviyede görüp ortak basın toplantısı yapması çok rastladığımız bir şey değil. Kılıçdaroğlu’nun tutumu olağandı. Akşener’inki ise olağandışı.

Neden?

Görüşme, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Yavaş’ın adaylığı ile ilgili tartışmayı başlatmasından hemen sonra gerçekleşti.

Ankara kulislerinde görüşmenin neden gerçekleştiğine ilişkin çok sayıda senaryo dolaşıyor.

Ben en dikkat çekici olanı paylaşacağım:

Buna göre isminin önplana çıkması üzerine Akşener Yavaş’ı basının önüne çıkardı. Gazetecilerin bu konuyu mutlaka gündeme getireceğini biliyordu. Yavaş bu soruya yanıt vermek zorundaydı. “Adayım” diyemezdi. “Açıklamalar rızam, bilgim dışında. Görevimin başındayım” dedi. Yani adaylığı reddetti.

Peki, bu senaryo doğruysa Akşener bu düzeneği neden kurdu?

Burada bir parantez açalım.

Yavaş’ın ismi önplana “çıkarıldığında” buna karşı bir hamle daha yapıldı, hatırlayın.

OdaTV Mansur Yavaş’ın geçmişte yaptığı konuşmaların videosunu “Kürtler Mansur Yavaş’a oy verir mi” başlığıyla dolaşıma soktu. OdaTV’nin söylemeye çalıştığı şey, Yavaş’ın yanlış aday olduğuydu. OdaTV’nin Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını desteklediği yayın politikasından anlaşılıyor. Millet İttifakı içerisinde Ekremciler-Mansurcular gerilimi olduğu biliniyor. OdaTV’nin videosunu bu çerçevede değerlendirmek ve Yavaş’ın olası adaylığını hedef alan bir hamle olarak görmek lazım.

Şimdi bunu Akşener’in düzeneğine bağlayalım: Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıktığı biliniyor. Akşener’in Cumhurbaşkanı adayı “yüzünde Rabbi Yesir gördüğü” Ekrem İmamoğlu. Tablo böyleyse Akşener’in Yavaş düzeneği anlam kazanıyor. İYİ Parti Genel Başkanı, Mansur Yavaş’ı onere etmek için değil, adaylık ihtimalini tedavülden kaldırmak ve İmamoğlu’nun şansını sürdürmek için Yavaş’ı basın ordusunun karşısına çıkardı.

ABD Kongre Üyesi William R. Keating’in “İBB Başkanı ile görüştük. Bu oynamamız gereken bir kart” şeklindeki sözlerinin tam da bu konjonktüre denk geldiğini de vurgulayalım.

Peki, bu karmaşada Kılıçdaroğlu ne yapıyor?

CHP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı adaylığı için hevesli. Ancak denge arayışı, 6’lı ittifakın diğer paydaşlarını ve siyaset dışı bazı aktörleri hala ikna edememesi elini kolunu bağlıyor. Cesur değil. Hesaplı. Kılı kırk yarıyor. Elini korkak alıştırıyor.

Aday olmak istiyor ancak adaylığını açıklamış değil.

Sözümona “Adayımız yıpranmasın diye açıklamıyoruz” diyorlar.

Ancak bu doğru değil.

Zira Kılıçdaroğlu aday olmadan yıpranmaya başladı. Kılıçdaroğlu’na ne olursa olsun karşı çıkanlar CHP Genel Başkanını açıkça eleştirmeye ve onu yıpratmaya başladılar. Kılıçdaroğlu’nun her hatasını kullanacaklar. Her hatası CHP Genel Başkanını adaylıktan uzaklaştıracak.

Merkez Bankası’na giderek gövde gösterisi yapması başarılı bir hamleydi ancak bunu farklı kurumlarla sürdürmesi hamleler zincirinin etkisini kırdı. Et ve Süt Kurumu’nun kapısına gitmesi yanlıştı. CHP’li Barış Yarkadaş’ın yazdıklarını okuyun. Kılıçdaroğlu’nun etrafında kendisine yanlışlarını söyleyecek kimsenin kalmadığını söylüyor. Bu sert bir eleştiri. Bu eleştirilerin dozu Kılıçdaroğlu yıpranana ve aday olamayacak hale gelene kadar artarak sürecektir.