Altıncı nesil savaş uçağı GCAP programı nasıl ilerliyor?
BAE Systems'in İngiltere'nin kuzeybatısındaki geniş fabrikasının beş numaralı hangarında test pilotları dünyanın en gelişmiş savaş uçağını test ediyor.
Pilotlar 125 seferde 170 saatten fazla uçmuş olsalar da jetin kendisi henüz inşa edilmedi; uçuşlar, mağara gibi bir ortamda ısmarlama bir simülatörün içinde gerçekleştirildi.
Sanal testler, 2027 yılında uçması planlanan süpersonik prototip uçağın canlı denemelerine bilgi sağlamaya yardımcı olacak.
Bu, yaklaşık 40 yıl önceki Eurofighter Typhoon'dan bu yana İngiltere'nin ilk savaş uçağı olacak.
Bu aynı zamanda İngiltere ve ortakları İtalya ve Japonya'nın üçlü Küresel Muharebe Hava Programı (GCAP) kapsamında 2035 yılına kadar yeni nesil uçakları uçurma vaatlerini gerçekleştirmeleri için kritik bir ilk adım.
Geçtiğimiz Aralık ayında açıklanan GCAP, bugüne kadar denenmiş en iddialı askeri programlardan biri.
Japonya'nın F-X programı ile İngiltere ve İtalya'nın Tempest projesini birleştiren programın amacı Typhoon gibi önceki nesil uçakların yaklaşık yarısı kadar bir sürede ve dolayısıyla önemli ölçüde daha az maliyetle süpersonik bir jet teslim etmek.
Daha önce Eurofighter konsorsiyumundan sorumlu olan BAE Systems Geleceğin Muharebe Hava Sistemleri Genel Müdürü Herman Claesen, geliştirilmesi yaklaşık 20 yıl süren Typhoon programına kıyasla kökten yeni bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu söyledi.
"Yeterli para yok, yeterli zaman yok" dedi ve ekledi:
"Bu eğriyi [uzun teslim süreleri ve artan maliyetler] kırmak zorundayız."
Savaş uçakları teknolojik açıdan en karmaşık ve en pahalı uçaklardır.
Amerika'nın son nesil F-35 girişimi tarihin en pahalı askeri projesi olup, Pentagon'a satın alma, işletme ve kullanım ömrü boyunca sürdürme maliyetinin yaklaşık 1.7 trilyon dolar olduğu tahmin edilmektedir.
Her bir uçağın maliyeti model de dahil olmak üzere bir dizi faktöre bağlı olmakla birlikte, F-35 jeti için belirtilen bazı tahminler 170 milyon dolardan fazladır.
Analistlere göre, F-35'ten bir nesil daha eski olan Eurofighter Typhoon'un en son versiyonunun birim maliyeti 110 milyon - 120 milyon dolar arasındadır.
Ukrayna'daki savaş savunma sanayii egemenliğinin öneminin altını çizdi ancak GCAP'taki ortaklar yeni, teknik açıdan daha gelişmiş bir savaş uçağı programının daha uygun maliyetli olması gerektiğini biliyorlar.
ABD'li savunma grubu Lockheed Martin'in eski CEO'su Norman Augustine, 1980'lerde yeni askeri uçakların katlanarak artan maliyeti göz önüne alındığında, 2054 yılına kadar tüm savunma bütçesinin sadece tek bir jeti karşılayabileceğini öngörmüştü.
GCAP sadece bir uçak değil, insanlı ve insansız hava araçlarının yanı sıra lazer silahlarını da içerecek.
Birleşik Krallık hükümeti sadece orijinal Tempest programı için 2 milyar sterlinden biraz fazla bir meblağ taahhüt etmiş, endüstri ortakları da yaklaşık 800 milyon sterlin yatırım yapmıştır.
Japonya Savunma Bakanlığı 2024-2025 mali yılında GCAP programı için 72.6 milyar Yen (494 milyon $) ayırmayı planlıyor.
Bu para 2025 sonuna kadar "konsept ve değerlendirme aşaması" olarak adlandırılan aşamayı finanse edecek. Daha sonra üç ülke arasında geliştirme aşamasının başlatılması hedefleniyor.
İddialı takvime uymak için programın önde gelen endüstriyel ortakları BAE, İtalyan Leonardo ve Japon Mitsubishi Heavy Industries dijital tasarım, yenilikçi prototipleme ve mühendislik yöntemlerine büyük yatırım yapıyor.
Otomobil fabrikalarında kullanılan robotlar, askeri uçaklar için gerekli toleranslarda çalışacak şekilde modifiye edildi ve insanlarla birlikte çalışacak.
Örneğin BAE, karbon fiber bileşenlerin üretiminde kullanılacak kalıpları yapmak için 3D baskıyı kullanmaya başladı.
Bu "kalıp takımları" genellikle çelikten yapılır ve yapımı yaklaşık 26 hafta sürer.
Şirket, 3D baskı kullanarak bunları 12 saatten kısa bir sürede basabiliyor ve üç haftadan kısa bir sürede tamamen eksiksiz bir aleti hazır hale getirebiliyor.
Dijital modellemenin kullanılması, mühendislerin tasarım üzerinde iş birliği yapmalarına, sorunları daha erken anlamalarına ve pahalı fiziksel prototipleme ihtiyacını azaltarak ruhsatlandırma sürecini hızlandırmalarına yardımcı olacaktır.
BAE'nin Warton tesisini gezen Claesen, "Japonya ve İtalya arasında kurduğumuz dijital ortak çalışma ortamının dünyanın en karmaşık ve en büyüklerinden biri olacağını düşünüyoruz" dedi.
Şirket kaydettiği ilerlemenin altını çiziyor. Motor üzerinde çalışan üç şirketten biri olan Rolls-Royce, Bristol'da uçak için ileri teknolojiyi test ederken, 500 mil/saatten daha yüksek hızlarda hareket eden roket tahrikli bir kızak kullanılarak başarılı fırlatma koltuğu denemeleri de gerçekleştirildi.
"Dijital girişim "in kurulmasına yönelik çalışmalar hızla devam ederken, tarafların sayısı göz önüne alındığında, ortakların programı yürütmek için ne tür bir endüstriyel yapı kullanacaklarına karar vermeleri gerekiyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nde askeri havacılık alanında kıdemli araştırmacı olan Douglas Barrie, programın işleyebilmesi için "endüstri, hükümet ve savunma bakanlıklarının hepsinin kilit yetkinin ... yönetimde olduğunu kabul etmesi gerekir" dedi.
Leonardo Küresel Savaş Uçağı Programı Direktörü Guglielmo Maviglia, ortakların "programı yürütmek için kalıcı bir endüstriyel yapı oluşturmaya yaklaştıklarını" söyledi.
Maviglia, "eski program yapılarını, altyapıyı ve performans ölçütlerini yeniden değerlendirmek" ve yeni bir yapı oluşturmak için görüşmeler yapıldığını da sözlerine ekledi.
Mitsubishi Heavy Industries yöneticilerine göre bu zorluğun bir nedeni de her bir şirketin kokpit, elektronik, silah kontrol sistemi ve karbon fiber kanatlar gibi geliştirmenin en ilginç kısımlarında liderliği ele almak istemesi.
MHI savunma başkanı Masayuki Eguchi, "Herkesin yapmak istediği çok fazla alan var" dedi.
"Nihayetinde iş paylaşımına, teknolojiyi geliştirmek için ne kadar zaman gerekeceği ve bunun ne kadara mal olacağı gibi faktörlere bağlı olarak karar verilecek" diyen Eguchi, ortakların iş yükünün üçte bir oranında mı paylaşılacağı yoksa farklı bir paylaşım mı olacağı konusunda henüz karar vermediklerini söyledi.
Geçmişte ağırlıklı olarak ABD'li savunma şirketleriyle çalışmış olan MHI, Birleşik Krallık ve İtalyan meslektaşlarıyla en etkili şekilde nasıl iletişim kuracağını da öğreniyor.
"İşin içinde üç ülke olunca, dil, kültür ve düşünce tarzı açısından farklılıklar ortaya çıkıyor. Her üç şirket de savaş uçağı yapımında deneyimli olsa da birbirlerini anlamak zaman alıyor" diyen MHI'nın GCAP program ofisi genel müdür yardımcısı Hiroshi Umino, birbirlerini anladıklarından emin olmak için sık sık resimler çizdiklerini ya da matematiksel formüller yazdıklarını sözlerine ekledi.
Büyük miktarda dijital gelişme göz önüne alındığında en büyük zorluklardan biri siber güvenlik olacaktır.
Savunma uzmanları, ortak ülkeler arasındaki siber güvenlik farklılıklarının bir gerilim kaynağı olabileceğini söyledi.
Japonya artan askeri harcamalarının bir kısmını siber savunmasını güçlendirmek için ayırıyor ancak siber saldırılara karşı kırılganlığı inceleme altına alındı.
Ülkenin Ulusal Olaylara Hazırlık ve Siber Güvenlik Stratejisi Merkezi geçtiğimiz ay e-posta sisteminin hacklendiğini açıkladı.
Temmuz ayında Nagoya limanı, Rus fidye yazılımı saldırısı olduğuna inanılan bir saldırı nedeniyle geçici olarak kapatılırken, Washington Post, Çinli askeri bilgisayar korsanları tarafından Japonya'nın savunma ağlarına 2020'nin sonlarında gerçekleştirilen büyük bir saldırının keşfedildiğini bildirdi.
BAE'den Claesen, güvenliğin "GCAP'in kilit özelliği" olduğunu ve farklı hükümetlerin "genellikle İngiltere'nin öncülüğünde güvenlik gereksinimlerini ortaya koyduğunu" söyledi.
Claesen Japonya'nın bu konuyu "son derece ciddiye aldığını" da sözlerine ekledi.
Eguchi, "Siber güvenlik önlemlerimizin diğer üst düzey denizaşırı savunma şirketleriyle karşılaştırılabilir olduğuna inanıyoruz" dedi.
"Dijitalleşmenin yaygınlaşmasına paralel olarak siber tehdidin de artacağına şüphe yok ancak geliştirme maliyetleri ve süresindeki azalma gibi avantajların veri sızıntısı riskinden kaynaklanan dezavantajları aştığına karar verilirse dijital araçlar benimsenecektir."