Arab News: Dünyadaki ihtilaflarda Türkiye'nin arabuluculuk rolü ve beklentiler

Türkiye son dönemde, Ukrayna'dan Afrika ve Güney Kafkasya'ya kadar çok sayıda krizde arabuluculuk adımları atıyor. Türkiye, ihtilaflara müdahil olurken, stratejik özerkliğini korumayı başarıyor.

1. resim

Suudi Arabistan merkezli Arab News'de, dünyada son dönemde yaşanan çok sayıda çatışmada Türkiye'nin arabuluculuk rolünün ve dış politika adımlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Türkiye'nin son dönemde; Ukrayna'dan Afrika ve Güney Kafkasya'ya kadar uzanan üç farklı ihtilafta arabuluculuk yapma girişimlerinde bulunduğu belirtilen analizde, Türkiye'nin bu arabuluculuk girişimleri ile diplomatik kazanımlar elde etmeye çalıştığına dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; Türkiye'nin özellikle Rusya-Ukrayna ihtilafında Batı'nın yanında yer almaktan kaçınarak stratejik özerkliğini korumayı başardığı tespitine yer verildi.

İşte Arab News'de yayınlanan analiz:

2000'li yıllardan itibaren Türkiye, hem bölgesel düzendeki yerini sağlamlaştırmak hem de bölgesel ve küresel paydaşlar arasındaki nüfuzunu artırmak için Orta Doğu'daki bazı uzun süreli devlet içi ve devletler arası çatışmalarda aktif olarak yüksek profilli arabuluculuk girişimlerinde bulunmaya başladı.

Günümüz Türk dış politikasında da arabuluculuğun diplomatik bir araç olarak önemine giderek daha fazla vurgu yapılmaktadır.

Arabuluculuk, kriz çözümünde önemli bir araç haline gelmesine rağmen, ihtilaflı tarafların niyetleri ve üçüncü taraf müdahalecilerin güdüleri gibi faktörler de dahil olmak üzere karmaşık doğası nedeniyle hala çok sayıda zorlukla karşı karşıyadır. Bu faktör Türkiye'nin arabuluculuk girişimlerinde açıkça görülmektedir.

Son dönemde Ankara, Ukrayna'dan Afrika'ya ve Güney Kafkasya'ya uzanan üç farklı ihtilafta arabuluculuk yapmaya ilgi duyduğunu ifade etmiş ya da aktif olarak arabuluculuk teklif etmiştir.

Bu ihtilaflar arasındaki farklılık sadece Türkiye'nin doğrudan veya dolaylı katılımıyla değil, aynı zamanda Ankara'nın ihtilaflı taraflarla olan yakın bağlarıyla da ilgilidir.

Bu çatışmalar Rusya ile Ukrayna, Ermenistan ile Azerbaycan ve Somali ile Etiyopya arasındadır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde Ukraynalı mevkidaşı Zelenskiy ile İstanbul'da yaptığı görüşmelerin ardından, Türkiye'nin savaşı sona erdirmek amacıyla Ukrayna ve Rusya arasında bir zirveye ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu ifade etti.

Türkiye 2022 yılında Rusya ve Ukrayna arasındaki barış görüşmelerine ev sahipliği yapmış ancak o tarihten bu yana bu görüşmeleri ilerletmek için hiçbir diplomatik adım atılmadığından şikayet etmişti. Türkiye, sorunun çözümü için bir liderler zirvesine ihtiyaç olduğunu söyleyerek defalarca yeni görüşmelere ev sahipliği yapmayı teklif etti.

Erdoğan her iki liderle de samimi ilişkiler sürdürerek kendisini çatışan iki tarafla da anlaşabilen tek lider olarak konumlandırmayı amaçlıyor.

Erdoğan'ın bu dengeleyici tutumu, Ukrayna'nın tahıl ihracatı üzerindeki fiili Rus ablukasını kaldıran anlaşma ve savaş esirlerinin değişimine ilişkin anlaşma gibi bazı kayda değer sonuçların elde edilmesine yardımcı olmasını sağladı.

Çatışma süresince NATO üyesi Türkiye, Rusya'ya yaptırım uygulanması konusunda Batı'nın yanında yer almaktan kaçınarak stratejik özerkliğini korumayı başardı ve aynı zamanda kendi jeostratejik çıkarlarını tehlikeye atmadan hem Moskova hem de Kiev ile bağlantılarını sürdürdü.

Ermenistan ve Azerbaycan'ı ilgilendiren ikinci çatışma da Rusya ve ABD arasındaki dinamiklerle iç içe geçmektedir.

Erdoğan, Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir barış anlaşması imzalanmasının önemini vurgulamış ve Kafkasya'da istikrarın korunmasının Türkiye için bir öncelik olduğunu söylemiştir.

Erdoğan, Ankara'nın Erivan ve Bakü arasında bir barış anlaşmasının imzalanmasıyla bölgede yeni bir dönemin başlamasını istediğinin de altını çizmiştir.

Washington da, Moskova'yı bölgenin dışına itmek için Ankara'ya bu çatışmada olası bir arabuluculuk rolü biçmeye çalışıyor.

Batı'ya göre Rusya'nın arabuluculuğu tartışmalı ve politikaları Türkiye'nin Ermenistan-Azerbaycan görüşmelerinin yeni resmi moderatörü rolünü üstlenmesine izin veriyor.

Güney Kafkasya'daki gerginlikler ve olası bir arabulucuya ilişkin görüşmeler, aslında Ukrayna savaşı nedeniyle Batı ile Rusya arasında devam eden çatışma nedeniyle kolaylaşıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın geçtiğimiz Cumartesi günü yaptıkları ortak açıklamanın ardından Ermenistan'da Türkiye'nin arabuluculuğunun fizibilitesi aktif bir şekilde tartışılmaya başlandı.

İki Dışişleri Bakanı;

"Ermenistan ve Azerbaycan arasında dengeli ve kalıcı bir barış anlaşmasını teşvik etmek için birlikte çalışmaya"

hazır olduklarını açıkladı.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan da bu görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Batı'nın Türkiye'yi Ermenistan-Azerbaycan çözüm sürecine dahil etme girişimini görüp görmediği sorusuna yanıt verirken;

"Türkiye ile ilişkilerimizde önemli gelişmeler oluyor. Birbirimizle konuşuyoruz ve inanıyorum ki Türkiye Cumhurbaşkanı ile bir diyaloğumuz var. Bu diyalog çok karmaşık ve kolay değil. Ancak diyaloğun olması çok önemli."

ifadelerini kullandı.

Bu açıklama, Ermenistan'ın Ankara'yla ilişki kurmaya istekli olmasının ABD baskısından kaynaklanan bir değişime işaret ettiğinin de altını çizdi.

Ancak Türkiye, bu ihtilafta arabulucu olarak oynayabileceği potansiyel rol de zorluklarla karşılaşabilir. Her ne kadar son yıllarda Ermenistan ile normalleşme sürecine girmiş olsa da, Dağlık Karabağ savaşındaki rolü göz önüne alındığında, Türkiye'nin iki taraf arasındaki denge rolünü sürdürmesi zor olabilir.

Son çatışma ise Somali ile Etiyopya arasında Ocak ayında Etiyopya ile Somaliland arasında imzalanan ve Addis Ababa'nın kendi ilan ettiği cumhuriyeti tanıması karşılığında denize kıyısı olmayan Etiyopya'ya Kızıldeniz'e erişim hakkı verilmesini öngören mutabakat zaptıyla alevlenen gerilimle ilgili.

Bu gelişmeyi, Somali'nin Türkiye ile yakın zamanda yaptığı ve Etiyopya ile yaşanan deniz anlaşmazlığındaki riskleri artıran bir anlaşma izledi.

Türkiye bu çatışmanın içine sürüklenmektense, her ikisi de Ankara ile ilişkilerine büyük önem veren Somali ve Etiyopya ile samimi ilişkilerini korumak için arabulucu rolü oynamak istiyor.

Türkiye halihazırda Somali ve Somaliland arasında bir arabuluculuk süreci başlatma girişiminde bulunmuş ancak henüz ciddi bir ilerleme kaydedememiştir.

Büyük olasılıkla, Somali-Etiyopya geriliminde olası bir Türk arabuluculuğu, birçok dış aktörün dahil olması ve sorunun karmaşıklığı nedeniyle benzer zorluklarla karşılaşacaktır.

Türkiye'nin tüm bu taraflar arasında arabuluculuk yapma isteğine rağmen, arabuluculuk çabalarının sınırları var ve hem çatışan taraflarla ilişkileri hem de dış aktörlerin rolü nedeniyle zorluklarla karşılaşabilir.

Kaynaklar

Tartışma