Arab News: Gelişen Türkiye-Irak ilişkileri ve bölgeye olası etkileri
Bir süre önce Türkiye'yi BMGK'ya şikayet eden Irak, şimdi PKK'ya karşı Türkiye ile işbirliği yapıyor. Peki Türkiye ve Irak yakınlaşması bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek?
Suudi Arabistan merkezli Arab News'de, Türkiye ve Irak arasında son dönemde hızla gelişen ilişkilerin bölgeye olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye ve Irak arasında son dönemde askeri, ekonomik ve bölgesel hamleler konusunda çok sayıda görüşme gerçekleştiğine dikkat çekilen analizde, iki ülkenin terör örgütü PKK'ya karşı mücadele ve Basra'dan Avrupa'ya ulaşacak olan bir ticari koridor konusunda da işbirliği yaptığı belirtildi.
Analizde ayrıca, Nisan ayının son haftasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Bağdat'ta bir Türkiye-Irak zirvesinin gerçekleşeceği de belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Türkiye ve Irak arasındaki ilişkiler son zamanlarda net bir kesinlikle iyileşiyor.
İkinci Körfez Savaşı'ndan sonra Türk-Irak ilişkileri üzerinde Amerikan etkisinin gölgesi vardı. Türk parlamentosu, ABD birliklerinin Irak'ın kuzeyinde yeni bir cephe açmak için Türkiye'den geçişine izin vermeyi reddettiğinde, Ankara'nın Washington ile ilişkileri dibe vurdu.
Bunun etkileri birçok alanda hala görülüyor ve Pentagon, Türk askeri kurumunu oynaması gereken liderlik rolünü oynamamakla suçluyor.
Türkiye'nin o dönemde yaptığı şey parlamentosunun iradesine itaat etmekten başka bir şey değildi. Bu arada başka tatsız olaylar da yaşandı ama Türk-ABD ilişkileri hiçbir zaman Körfez Savaşı öncesine dönmedi.
Türkiye ile Irak arasındaki ilişkiler uzun bir süre boyunca samimi olmaktan uzak kaldı. Ancak yaklaşık bir yıl önce bir çözülme başladı.
Türkiye sadece güvenlik alanında değil ekonomik alanda da somut işbirliği projeleri ortaya koydu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Ankara'nın istihbarat şefi İbrahim Kalın bu işbirliğine içerik kazandırmakla ilgili süreci yürüttü.
İki komşu ülke arasında geçtiğimiz günlerde yapılan toplantıda birçok önemli karar alındı ama bunlardan biri en önemlisi. Irak heyeti bu toplantıda PKK'yı terör örgütü olarak tanımayı kabul etti.
Irak yönetimi, bugüne kadar PKK'dan terör örgütü olarak bahsetmekten sürekli kaçınmıştı. Elbette PKK'nın böyle bir taahhütle hemen tasfiye edildiğini düşünemeyebiliriz. Ancak bu karar, örgütün Irak'taki temellerinin sarsılması açısından önemli bir adımdır.
Türkiye'de, Suriye'de ve birçok Batı ülkesinde PKK'nın kökünün kazınması için uzun bir yol var.
Irak'ta askeri düzeyde de bir toplantı daha yapıldı. Türk Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan son bilgiler, toplantının yine Kuzey Irak'ta ve üst düzey Türk komutan Korgeneral Metin Tokel'in katılımıyla yapıldığını gösteriyor. Irak tarafında ise merkezi Irak makamlarının temsilcilerinin yanı sıra Kürdistan Demokrat Partisi üyeleri de vardı. Başka bir deyişle, orada olması gereken neredeyse herkes oradaydı.
Her iki toplantı da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Bağdat'ta gerçekleştirilecek daha önemli bir toplantıya hazırlık niteliğindeydi.
Bu toplantının Nisan ayının son haftasında yapılması planlanıyor.
Türkiye, Irak ile ikili görüşmelerini Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseylerine yükseltmek istiyor. Ancak bu tür toplantıların başlığı her zaman sorunları çözmüyor. İhtiyaç duyulan şey işbirliğini destekleyecek güçlü bir iradedir.
Türk Savunma Bakanlığı askeri operasyonların Irak güvenlik makamlarıyla yakın işbirliği içinde yürütüldüğünün altını çizdi. Türkiye-Irak sınırının güvenliği operasyonların temel amacı olmakla birlikte, Irak vatandaşlarının güvenliği de titizlikle gözetilmiştir.
Irak kısa bir süre önce BM Güvenlik Konseyi'ne Türkiye'yi gerçekleştirdiği askeri operasyonlar nedeniyle sınırını ihlal ettiği gerekçesiyle şikayet etmişti. Şimdi aynı Irak, PKK'nın Türkiye'ye yönelik saldırılarını püskürtmek için Türkiye ile işbirliği yapıyor. Bu Irak tarafında önemli bir politika değişikliğidir.
Bir ulaşım koridoru açılması konusu daha önceki bir toplantıda gündeme gelmişti. Bu bir anlamda ilk kez 1903 yılında Almanya tarafından üç başkenti birbirine bağlamak için önerilen başka bir ulaşım koridorunun yeniden canlandırılmasıydı. Projeye daha sonra Bağdat'tan Basra'ya uzanan bir hat da eklenmişti.
Türkiye'nin 1923 yılında Orta Doğu'daki eski Osmanlı topraklarından çekilmesinden sonra bu büyük ulaşım koridoru fikri kullanılmaz hale geldi. Sadece bazı bölümleri dağınık bir şekilde yeniden canlandırıldı. Halep ve Bağdat arasındaki hat 1930 yılında tamamlandı ve İstanbul'dan Bağdat'a ilk tren 1940 yılına kadar çalışmadı.
Şimdi, Türkiye-Irak ilişkilerinin gelişmesiyle birlikte, Basra'dan Türkiye'ye uzanan bu ulaşım koridorunun yeni bir versiyonu gündeme geldi.
Her iki taraf da bu koridorun avantajlarından yararlanırken, koridorun daha önce oluşturulmamış olmasından dolayı pişmanlık duyacaktır.
Türkiye ve Irak arasındaki çetrefilli konulardan biri de Fırat ve Dicle nehirlerinin sularının Suriye, Türkiye ve Irak arasında paylaştırılması meselesidir. Suriye şu anda başka önceliklerle meşgul. Ancak ne Irak ne de Suriye bu önemli konuyu sonsuza kadar bir kenara bırakacak gibi görünmüyor.
Sorun er ya da geç gündeme gelecek ve ne Irak ne de Suriye soruna dostane bir çözüm bulunana kadar su üzerindeki hak iddialarından vazgeçmeyecektir.
Türkiye-Irak ilişkileri gelişme potansiyeline sahiptir. İhtiyaç duyulan şey, ilişkileri hak ettiği düzeye çıkaracak güçlü bir iradedir.