Arab News: NATO müttefikleri Türkiye'nin önemini yeniden keşfediyor!

İsveç ve F-16 başlıkları çözüldükten sonra gözler, S-400 meselesi ve Türkiye-Yunanistan güç dengesine dönmüş durumda. ABD ile sorunlar çözülürken, NATO müttefikleri Türkiye'nin önemini yeniden keşfediyor!

1. resim

Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, Türkiye'nin son dönemde gerek NATO içerisinde gerekse de ABD ile ilgili çok sayıda başlıkta yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği bi analiz yayınlandı.

Türkiye'nin uzun bir sürenin ardından İsveç'in NATO üyeliğine verdiği onayın ve ABD'nin yine uzun bir süre sonra Türkiye'nin F-16 talebine verdiği onayın, iki ülke arasında yeni bir dönem başlattığı belirtilen analizde, S-400'lerin ise hala odadaki fil olarak gündemini koruduğu belirtildi.

Analizde ayrıca, Türkiye ve Yunanistan arasındaki hava kuvvetleri rekabeti ve ABD'nin bu konudaki politikasına dair görüşlere yer verildi.

İşte Arab News'de yayınlanan analiz:

Ankara'nın uzun zamandır beklenen İsveç'in NATO üyeliğini kabul etme kararı geçtiğimiz haftalarda sonuçlandı. Bu sürecin her aşaması ise başta ABD olmak üzere transatlantik topluluğun çoğu üyesi tarafından titizlikle takip edildi.

Hassasiyet o kadar yüksekti ki, bir aşamada Türk medyası ABD makamlarının Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasının ıslak bir kopyasını istediğini iddia etti. Daha sonra bunun sadece onay belgelerinin olağan değişimi olduğu ortaya çıktı.

NATO'nun "Steadfast Defender" adlı askeri tatbikatı ise geçen hafta başladı. Dört ay sürmesi planlanan tatbikat, ittifakın en kapsamlı askeri tatbikatlarından biri olacak.

İttifakın iki yeni üyesi İsveç ve Finlandiya, üyelikleri henüz resmileşmemiş olsa da tatbikatın tamamına katılacak.

Macaristan, İsveç'in NATO üyeliğine onay verdiğini henüz açıklamayan tek ülke. Ancak Başbakan Viktor Orban İsveç başbakanını durumu görüşmek üzere Macaristan'a davet etti. Macaristan'ın muhalefeti aşılabilir göründüğü için bu davee de bir formalite gibi görünüyor.

Bu aynı zamanda İsveç ve Finlandiya'nın on yıllardır sürdürdüğü tarafsızlık statüsünün de resmi olarak sonu anlamına gelecek. Bu iki ülkenin ilk kez bir NATO tatbikatına katılıyor olmaları fiili üyelik olarak algılanmalıdır.

Tatbikatın ilk aşaması Atlantik'e denizden takviye yapılmasını, ikinci aşaması ise Kuzey Kutbu'ndan NATO'nun doğu kanadına takviye yapılmasını kapsayacak.

İsveç'in NATO'ya katılımı artık fiilen gerçekleşmiş olduğundan, dikkatler ABD'nin iki NATO müttefiki olan Türkiye ve Yunanistan arasındaki askeri gücü dengelemek için ne yapacağına çevrildi.

Bu iki NATO üyesi arasındaki askeri dengenin tüm ayrıntılarına girmeden, her iki ülkenin hava kuvvetlerinin en somut unsurlarını karşılaştırarak başlayabiliriz.

Türkiye'nin hava kuvvetleri envanterinde bulunan F-16 savaş uçakları dördüncü nesil olarak kabul ediliyor. ABD Başkanı Joe Biden geçtiğimiz hafta Türkiye'ye dört buçuk nesil uçakların özelliklerine sahip 40 yeni F-16 Viper içeren bir paket sundu.

Ancak Yunanistan, F-16'lardan çok daha sofistike olan 40 adet F-35 uçağı satın alacak.Atina savaş uçaklarının modernizasyonuna 2022 yılında başladı. Başka bir deyişle, Türkiye Yunanistan'a kıyasla programın iki yıl gerisinde.

Eğer Yunanistan F-35'leri teslim almaya başlarsa, Türkiye'nin önünde olacak gibi görünüyor. Türkiye ise KAAN olarak bilinen yerli üretim bir savaş uçağı geliştirmeye çalışıyor.

KAAN'ın ön testleri devam ediyor ancak bunların tam olarak operasyonel hale gelmesi zaman alacak. KAAN savaş uçakları yerli üretim olduğu için bir avantaj olacak.

Geçmişte ABD, Türk hava kuvvetleri için gerekli bazı yedek parçalara ambargo uygulayarak Türkiye'yi birkaç kez cezalandırmaya çalıştı. Ancak Ankara bu yedek parçaların yerine yenilerini geliştirmenin bir yolunu buldu ve böylece ABD'nin yarattığı engelleri aştı.

Geçen hafta Biden, mevcut F-16 savaş uçaklarının yenilenmesi ve yenilerinin satın alınması konusunda Türkiye'den yana olan tutumunu yeniden teyit edince Türk-ABD ilişkileri yeniden rayına girdi. Bu karmaşık mesele çözüldükten sonra Türk-Amerikan ilişkilerinin önümüzdeki dönemde nasıl bir seyir izleyeceğini ise bekleyip göreceğiz.

Odadaki fil ise Türkiye'nin satın aldığı Rus yapımı S-400 füze savunma sisteminin konuşlandırılması olara görünüyor.

Washington muhtemelen bu sorunun peşini tamamen bırakmayacak. Rus yapımı bir hava savunma sisteminin bir NATO ülkesinde konuşlandırılmasının sonuçları Türk askeri makamları tarafından başlangıçta doğru bir şekilde değerlendirilmedi. Ankara bu kararın önemini anladı ama geri adım atmadı.

Bir diğer soru ise ABD'nin Türkiye ve Yunanistan'a savunma malzemesi hibe ederken ya da satarken uzun süredir uyguladığı bir kural. Türk ve Yunan ordularının göreceli büyüklükleri nedeniyle, ABD eskiden Türkiye lehine 7:10 oranını uyguluyordu. Ancak bu oran, Yunanistan'ın doğusunda, Türkiye sınırına yakın bölgelerde devasa askeri altyapı inşası ve silah tedariki nedeniyle artık terk edilmiş durumda.

Üçüncü konu ise Türkiye'nin en gelişmiş savaş uçağı olan F-35'in ortak üretim projesinden çıkarılması. Bu sorunun Türkiye ve ABD arasında uzun bir süre gündem maddesi olarak kalması muhtemel. Çünkü çeşitli sonuçları var. Zira uçağın birçok parçası Türkiye'de üretiliyordu.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın siyasi ilişkilerden sorumlu müsteşarı Victoria Nuland geçen hafta Türkiye'yi ziyaret etti ve S-400 sisteminin konuşlandırılması sorusunun tatmin edici bir şekilde cevaplanması halinde Ankara'nın F-35 programına geri dönebileceğini ima etti.

Ankara ve Washington arasındaki istikrarsız ilişkiler göz önüne alındığında, bu karmaşık sorunun çözümü için bir tarih verilememekte, hatta çözülüp çözülmeyeceği bile bilinmemektedir.

Son olarak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye yapmayı planladığı ziyaretin 12 Şubat'ta gerçekleşeceği açıklandı. Bu ziyaret daha önce birkaç kez ertelenmişti. Ancak bu tarihin teyit edilmesi, Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya katılmasını kabul etmesiyle bağlantılı olmadığını belirtmek gerekiyor.

Kaynaklar

Tartışma