gdh'de ara...

Arab News: Türkiye savaşın Lübnan'a sıçramasını önleyebilir!

Gazze Savaşı'nın Lübnan'a sıçraması bölgede büyük bir kaosa neden olabilir! Peki Türkiye, savaşın Lübnan'a sıçramasını nasıl önleyebilir?

1. resim

Suudi Arabistan merkezli Arab News'de, İsrail ile Hizbullah arasında son günlerde artan gerilimin, Gazze savaşanın Lübnan'a da sıçrama riskini artırdığı ve bu riskin azaltılmasına dair hangi adımların atılabileceğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

İsrail'in Hizbullah liderlerine düzenlediği saldırılar nedeniyle Hizbullah'ın köşeye sıkışmış durumda olduğu belirtilen analizde, Hizbullah'ın her ne kadar topyekûn bir çatışmadan kaçınmaya çalışsa da, kendisini bir çatışmanın içinde bulabileceği belirtildi.

Analizde ayrıca, savaşın genişlememesi ve Lübnan'da yıkıcı bir savaş yaşanmaması için Türkiye'nin rol almasının önemli bir gelişme olacağı kaydedildi.

İşte Arab News'de yayınlanan analiz:

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, son günlerde daha önce de yaptığı şekilde Lübnan'a yönelik tehdidini yineledi ve İsrail'in Hizbullah'a karşı daha agresif bir pozisyon alacağını açıkladı.

İsrail'in halihazırda 320'den fazla Hizbullah üyesini öldürdüğünü açıklayan Gallant;

"Nerede harekete geçmemiz gerekiyorsa orada harekete geçeceğiz."

açıklamasında bulundu.

Hizbullah köşeye sıkışmış durumda. Her ne kadar topyekûn bir çatışmadan kaçınmaya çalışsa da, grup kendisini bir çatışmanın içinde bulabilir.

İsrail Hizbullah liderlerinden bazılarını öldürdükçe, Hizbullah'ın misilleme yapmaktan başka seçeneği kalmayabilir. Ve bu da şüphesiz bir felaket olur.

İsrail Beyrut'u, Hizbullah ise Kuzey İsrail'i yok eder.

Diğer yandan ise bölgesel düzeyde bazı yakınlaşmalara tanık oluyoruz.

Türkiye hem Suudi Arabistan hem de Mısır ile yakınlaşıyor. Erdoğan Şubat ayında on yılı aşkın bir süredir ilk kez Mısır'ı ziyaret etti ve Gazze konusunda Riyad ile de irtibat halinde olacağını belirtti. Kasım ayında ise İbrahim Reisi, Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesi sırasında Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi ile bir araya gelerek 10 yıldan uzun bir süre sonra Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ilk İran Cumhurbaşkanı oldu.

Gazze'deki felaketle yüzleşmek için işbirliğine ihtiyaç olduğunu herkes biliyor.

Bölgesel ilişkilerdeki güvensizliğe rağmen, Gazze'nin tüm bölge için yarattığı tehlike karşısında bir araya gelmek gerekiyor. Bölge devletleri savaşın Lübnan'a sıçramasını istemiyor.

Lübnan'daki BM Geçici Gücü'nün bu tamponu oluşturması gerekiyordu. Ancak bugün bunun yeterli olmadığı artık net bir şekilde görülüyor.

Türkiye büyük bir rol oynayabilir

Zira UNIFIL'de zaten bir Türk birliği var ve bu, Lübnan ve Türkiye arasında askeri işbirliğinin arttırılması için bir başlangıç noktası olabilir.

Artan bir Türk varlığı hem Hizbullah hem de İsrail için bir çıkış sağlayabilir.

Çünkü İsrail bir NATO üyesini vurmayacak ve Hizbullah ise Türkiye'nin olduğu bir denklemde silaha sarılmayacaktır.

Öte yandan Ankara Lübnan'ı ve dolayısıyla Hizbullah'ı tamamen yok olmaktan korumanın karşılığında bir şeyler isteyecektir. Zira, İsrail'in Lübnan'a açacağı bir savaş ülkeyi harap eder ve bölge için korkunç sonuçlar doğurur.

Türkiye muhtemelen İran'dan Suriye konusunda bir taviz isteyecektir. Beşar Esad'ın zayıfladığını görmek ve Suriye'nin mültecilerin geri dönmesi için güvenli hale getirilmesini isteyecektir.

Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı Suriyeli mülteciler ülke içinde bir soruna yol açıyor, zira halkın mültecilerin varlığından duyduğu hoşnutsuzluk giderek artıyor.

İran elbette Esad'a değer veriyor ama Hizbullah'a verdiği değer kadar değil. Aslında İran'ın Suriye'ye müdahil olmasının ilk nedeni rejimin düşmesini engellemekti ki bu da Devrim Muhafızları'nın Hizbullah'la bağlantısını kesecektir.

İran Esad'a tereddütsüz desteğini sunmaktadır. İran'ın bu desteği Suriye Devlet Başkanı'nın muhalefete herhangi bir taviz vermesini engelledi ve bu nedenle Cenevre barış görüşmeleri sonuçsuz kaldı.

Suriye gazetesi Enab Baladi geçen ay Suudi Arabistan'ın Esad ve muhalefeti bir araya getirecek ve ülke için yeni bir anayasa hazırlayacak bir konferans hazırlığında olduğunu yazdı. Eğer İranlılar Esad'a baskı yapar ve Esad da anlaşmayı ve yeni bir anayasayı kabul ederse, bu Suudi Arabistan için diplomatik bir kazanç olacaktır. Bu aynı zamanda Türkiye'nin de Suudi Arabistan ile yakınlaşmasını pekiştirmesinin bir yolu olacaktır.

Hizbullah ve İsrail arasında çıkacak bir savaş Tahran destekli grup için ölümcül olacağından İran da böyle bir uzlaşmaya istekli olacaktır. Bu nedenle Türk varlığı bir gereklilik olarak görülebilir.

ABD de böyle bir anlaşmayı kabul edebilir. İsrail'in Lübnan'daki manevra kabiliyetinin sınırlandırılması mevcut koşullarda memnuniyetle karşılanacaktır.

Radikallerin kontrolündeki Netanyahu hükümeti ABD için bir yük ve utanç kaynağı haline geliyor.

İşleyen bir tampon bölge Beyaz Saray'ın Benjamin Netanyahu ve aşırı sağcı müttefiklerini terbiye etme işini çok daha kolaylaştıracaktır. Ayrıca ABD özel temsilcisi Amos Hochstein'ın İsrail ile güney Lübnan sınırını belirleme görevini kolaylaştıracak ve herkesi savaşa başvurmadan BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararına saygı göstermeye zorlayacaktır.

Öte yandan Türkiye, İsrail'in Lübnan'da herhangi bir operasyon yapmamasını da sağlayacaktır. İsrailliler Türk Bayraktar TB2 insansız hava aracıyla karşılaşmak istemeyecektir. Türk birlikleri ayrıca ne Hizbullah'ın ne de İsrail'in BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararının şartlarını ihlal etmediğinden emin olabilir.

Ancak Lübnan'ın Türkiye ile herhangi bir anlaşma yapabilmesi için işleyen bir hükümete ihtiyacı var. Geçici bir hükümet başka bir devletle böyle bir anlaşma yapamaz. Bu noktada Hizbullah'ın bir taviz daha vermesi gerekiyor. Yani bir cumhurbaşkanının seçilmesine ve hükümetin kurulmasına izin vermeliler.

Bu noktada İran, uzlaşmacı bir cumhurbaşkanını kabul etmesi için Hizbullah'a baskı yapmak zorunda kalabilir. Zira Tahran, ne pahasına olursa olsun topyekûn bir savaştan kaçınmak istiyor.

İran Lübnan'ın iç meselelerini Hizbullah'a bıraksa da, güvenliğinin tehdit altında olması halinde gruba baskı yapabilir.

Mevcut koşullarda Lübnan'da bir Türk varlığı, ülkeye yönelik bir saldırıyı önlemek için en iyi seçenek olabilir. Bu çözüm, istenmeyen bir tırmanışı önleyebilecek bir tampon olacaktır.

Kaynaklar

Tartışma