Arab News: Türkiye ve Mısır yakınlaşması bölgesel dengeleri nasıl etkileyecek?

Erdoğan-Sisi görüşmesinde hangi başlıklar ön plana çıkacak? İki ülkenin yakınlaşması, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz'de nasıl etkiler ortaya çıkaracak?

1. resim

Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin Türkiye ziyaretinin ve iki ülke arasındaki normalleşmenin bölgeye olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

İki ülke arasındaki normalleşmenın, çok sayıda jeopolitik ve bölgesel faktörün şekillendirdiği ve Suriye'den Libya'ya Doğu Akdeniz'den Ortadoğu'ya kadar çok sayıda alanda etkileri olacağı belirtilen analizde, iki ülke arasındaki yakınlaşmanın ABD, Rusya ve Çin gibi ülkeler tarafından da yakından takip edildiğine dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; iki ülke arasındaki yakın işbirliğinin bölgenin istikrar ve refahına katkıda bulunabilecek stratejik bir öneme sahip olduğu tespitine yer verildi.

İşte Arab News'de yayınlanan analiz:

Mısır ve Türkiye arasındaki ilişkiler son on yılda önemli ve çeşitli gelişmeler yaşamış, neredeyse açık çatışmaya dönüşen bir anlaşmazlık ve gerginlik ortamından sonra yeni bir yakınlaşma ve yapıcı diyalog aşamasına geçmiştir.

Çok sayıda jeopolitik ve bölgesel faktörün şekillendirdiği bu ilişki, her iki ülkenin birbirlerine ve bölgesel ve uluslararası meselelere yönelik tutumlarındaki derin değişiklikleri yansıtmaktadır.

Mısır-Türkiye ilişkilerindeki mevcut değişimi anlamak için, bölgenin köklü siyasi değişimlere sahne olduğu 2011 yılında Arap Baharı olarak adlandırılan sürecin ardından iki ülke arasında ortaya çıkan gerilimin arka planını gözden geçirmek gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye, Arap ayaklanmalarını, özellikle de Mısır'daki Müslüman Kardeşler gibi grupları iktidara getiren ayaklanmaları dengeli olarak takip eden biriydi.

Ayaklanmalar, 30 yıl iktidarda kalan eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in görevden alınmasına yol açtı ve ardından Muhammed Mursi 2012 yılında Mısır'ın cumhurbaşkanlığını üstlendi.

O dönemde Mısır-Türkiye ilişkileri zirvedeydi ve iki ülke liderleri arasındaki yakın işbirliği dikkat çekiyordu.

Ancak Mursi'nin cumhurbaşkanlığı uzun sürmedi. Mısırlılar 2013 yılında, dönemin savunma bakanı Abdülfettah El Sisi liderliğinde bir darbe gerçekleştirerek Mursi'yi makamından indirdi.

Ankara, Mursi'nin devrilmesini şiddetle kınadı ve uluslararası arenada darbeye karşı olduğunu yüksek sesle dile getirdi.

Buna Türkiye'nin yeni Mısır yönetimini sık sık eleştirmesi ve yeni hükümeti tanımayı reddetmesi de eklenince ilişkilerde ciddi bir bozulma ve neredeyse on yıllık bir diplomatik uzaklaşma yaşandı. Bu dönemde karşılıklı güven yoktu ve birçok bölgesel konuda çelişkili pozisyonlar ortaya çıktı.

İki ülkenin çeşitli bölgesel çatışmalarda, özellikle de Türkiye'nin Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni, Mısır'ın ise Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu'nu desteklediği Libya'da karşıt tutumlar sergilemesi anlaşmazlığı daha da derinleştirdi.

İlişkiler kötüleştikçe, Mısır ve Türkiye resmi ziyaretleri durdurarak, büyükelçilerini geri çekerek ve konuşmaları karşılıklı eleştirilerle doldurarak siyasi ve diplomatik bir tırmanma evresine girdiler.

Yeni dönem

Mısır-Türkiye ilişkilerindeki asıl değişim 2021 yılında, iki ülkenin bağları yeniden inşa etmeyi amaçlayan “istikşafi görüşmelere” başlamasıyla başladı.

Bu adım, her iki ülkenin de eski anlaşmazlıkların ötesine geçme ve bölgesel ve küresel değişikliklere uyum sağlama ihtiyacını fark etmesinin ardından geldi. Zira; Orta Doğu ve dünyadaki jeopolitik manzara, Mısır ve Türkiye arasındaki çatışmanın zirve yaptığı dönemden bu yana önemli değişikliklere uğramıştı.

Uzlaşmaya doğru gidişe çeşitli faktörler katkıda bulunmuştur.

Bölgede, bölgesel ittifakların yeniden düzenlenmesi olarak adlandırılabilecek bir süreç başladı. Orta Doğu, değişen güç dinamikleri ve istikrar arzusundan kaynaklanan bir diplomatik yeniden hizalanma dalgasına tanık oldu.

Ekonomik hususlar da göz ardı edilemez. Her iki ülke de ekonomik ortaklık için her iki tarafa da fayda sağlayacak yeni yollar açmak amacıyla çatışmak yerine işbirliğini geliştirmenin gerekli olduğunu fark etti.

Bölgesel güvenlik de önemli bir faktördü. Zira hem Kahire hem de Ankara bölgesel istikrarın büyük bölgesel güçler arasındaki koordinasyona bağlı olduğunu anladı.

Libya ve Suriye'de çatışmaların nasıl sona erdirileceği ve siyasi çözümlere nasıl ulaşılacağı konusunda yeni anlayışlar ortaya çıkmış ve siyasi çözümün istikrar için tek geçerli yol olduğu anlaşılmıştır.

Dahası, Washington'un bölgeye doğrudan ilgisinin azalmasıyla birlikte Mısır ve Türkiye gibi bölgesel güçlerin çıkarlarını korumak için ilişkilerini güçlendirmeleri gerekti.

Bu değişim her iki ülkeyi de yeni küresel düzende kendilerini yeniden konumlandırmaya itti ve açıkça görülüyor ki, işbirliğine dayalı ve koordineli bir ilişki, küresel güçlerle müzakere etme kabiliyetlerini artırabilir ve belirli sınırlar dahilinde de olsa kendilerine bir dereceye kadar karar alma bağımsızlığı sağlayabilir.

İlişkilerdeki dönüm noktası Şubat 2024'te Erdoğan'ın El-Sisi'nin daveti üzerine Kahire'ye tarihi bir ziyaret gerçekleştirmesiyle yaşandı.

Bu ziyaret, 2013 yılından bu yana bir Türk liderin Mısır'a yaptığı ilk resmi ziyaret olması bakımından uzlaşma sürecinde önemli bir dönüm noktası oldu.

Ziyaret, sıcak bir karşılama ve ticaret, yatırım, bölgesel güvenlik ve kültürel değişim gibi çeşitli konularda üst düzey görüşmelerle karakterize edildi.

Sisi'den Ankara'ya ziyaret

Şimdi El-Sisi'nin Ankara'ya yapacağı ziyaret, dünya ve bölge yeni bir döneme girerken Mısır-Türkiye ilişkilerinin geleceğini de şekillendirebilecek kilit konulara sahne olacak.

Ziyarette özellikle enerji, altyapı ve ticaret alanlarında olmak üzere ekonomik işbirliği en önemlilerinden biri olmak üzere birçok alanda verimli bir işbirliği anlaşmaları ortaya çıkabilir.

Diğer yandan; başta Libya ve Suriye'dekiler olmak üzere Orta Doğu'daki çatışmalar da gündeme gelebilir. Zira her iki taraf da sıkıntılı durumun devam etmesinin kendi lehlerine olmadığının farkında.

Mısır ve Türkiye'nin bölgesel istikrar konusunda ortak çıkarları olduğundan ve aralarındaki koordinasyon kalıcı siyasi çözümlere ulaşılmasına katkıda bulunabileceğinden, ziyaret Libya ve Suriye konularında iki ülke arasındaki işbirliğinde ilerleme kaydedilmesini sağlayabilir.

Buna ek olarak, Türkiye ve Mısır gelecekte kendilerini diğer bölgesel meselelerde çatışan pozisyonlarda bulabilirler. Bunun üstesinden gelebilmek için iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni evresinde yeterli netlikte yönetilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, uluslararası baskıların bu ilişki üzerindeki etkisi de göz ardı edilemez.

ABD, Rusya veya Çin gibi aktörlerin baskıları, bu yakınlaşmanın kendi çıkarlarını etkilediğini düşünmeleri halinde iki ülke arasındaki ilişkilerin gidişatını etkileyebilir.

Ancak, Mısır ve Türkiye arasındaki ikili ilişkilerde son dönemde kaydedilen ilerleme, her iki tarafın da ortak hedefler doğrultusunda bu zorlukların üstesinden gelmeye hazır olduğunu göstermektedir.

Mısır ve Türkiye, son dönemde gerçekleştirilen üst düzey ziyaretlerin yarattığı ivmeyi kullanarak hem kendi çıkarları hem de bölgenin istikrar ve refahına katkıda bulunabilecek stratejik bir ortaklık kurma fırsatına da sahip.

Kaynaklar

Tartışma