gdh'de ara...

AUKUS Gemisi tam yol ileri

💢Çin’in güneyindeki kıskaç gittikçe daralıyor. 

💢ABD Güney Çin Denizi ve Tayvan’da askeri etkisini artıracak önemli bir hamle yaptı.

💢Hint-Pasifik'teki gelişmeler giderek, Ukrayna-Rusya Savaşı öncesindeki gelişmelere benzer bir çizgiye oturuyor.

1. resim

2021 yılının sonbahar mevsiminde Ukrayna ile Rusya arasında çıkacak savaşın şartları olgunlaşırken Hint-Pasifik bölgesinden sürpriz bir haber gelmişti. ABD, İngiltere ve Avustralya AUKUS İttifakı adı verilen bir çatı altında biraraya geldiklerini duyurmuşlardı. Bu ittifak hamlesi Avustralya’ya nükleer denizaltı temin etmek görüntüsü altında Çin Halk Cumhuriyeti’ni çevrelemeye yönelik ilk somut adım oldu. Hatta bu adım bir NATO müttefikinin elinden denizaltı ihalesini gizli saklı bir şekilde çekip alacak kadar sinsice planlandı. Avustralya’ya denizaltı satmak için tüm şartları olgunlaştırdığını zanneden Fransa, tersanelerinde yaptığı hazırlıkla ortada kaldı.

Açılış hamlesi esnasında ısrarla AUKUS İttifakı’nın hedefinin Çin olmadığı söylemi tekrar edilse de aradan geçen bir buçuk yılda yaşanan gelişmeler bunun aksini gösteriyor. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın da yarattığı atmosferde ABD ve İngiltere, Japonya ile Hindistan’ı AUKUS’a dahil etmek için baskılarını artırdı. Japonya, ABD’nin gözetimi ve denetimiyle, savunma bütçesinde İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki en büyük artışları yapma kararı alırken, yeni silah sistemlerini envanterine eklemeye başladı. 2022 yılında Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde alınan kararlarla da Kuzey Atlantik İttifakı’nın AUKUS ile beraber Çin çevresindeki denizlere odaklanacağı tescillenmişti.

Türkiye’nin Suriye-Ukrayna-Yunanistan-Kıbrıs dörtgenine odaklanmak zorunda bırakıldığı ve seçime yoğunlaştığı ortamda Hint-Pasifik bölgesindeki gelişmeler hızlanıyor. ABD, Japonya ve Hindistan ile yetinmeyerek olabilecek en fazla sayıda ülkeyi Çin karşıtı cepheye toplamak istiyor. Bunlar arasında Türk savunma sanayiinin işbirliği yaptığı ülkelerden biri olan Filipinler de var.

Filipinler’de 30 Haziran 2022’de devlet başkanlığı görevini devralan, eski diktatör Ferdinan Marcos’un oğlu “Bongbong” lakabıyla anılan Ferdinand Marcos Jr.’nin nasıl bir dış politika izleyeceği merak konusuydu. 1986 yılında babası devrildiğinde ABD yönetimi Marcos ailesine kol kanat germiş, Hawaii Adaları’nda onlara rahat bir yaşam sağlamış olsa da Washington ile Bongbong arasındaki ilişkiler limoniydi. ABD Hazine Bakanlığı ile Marcos ailesi arasında vergi kaçırma suçlamasıyla açılmış davalar vardı ve Bongbong ülkesine döndükten sonra Çin ve Rusya ile yakın ticari ilişkiler kurmuştu.

Ancak ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in 31 Ocak Salı günü başlayıp 2 Şubat Perşembe günü tamamlanan Filipinler ziyareti, Washington yönetiminin Filipinler’e dair tüm endişelerini gidermiş görünüyor. Austin ziyaretini tamamlarken yalnızca Filipinler ordusunun modernizasyonuna dair adımlarda mutabık kalınmadı. ABD, özellikle Tayvan’daki olası bir krize hızla müdahil olmasına imkan sağlayacak 4 yeni üs sahibi de oldu. Taraflar arasında 2014 yılında imzalanan savunma işbirliği anlaşması EDCA ( Enhanced Defence Cooperation Agreement ), ABD ordusuna Filipinler’deki 5 askeri üssü rotasyonla kullanma ve buralarda ekipman depolama imkanı tanıyordu.

ABD’nin Filipinler’de elde ettiği 4 yeni üsten üçünün, ülkeyi oluşturan adaların en büyüğü olan Luzon’da kurulacağı tahmin ediliyor. Güney Çin Denizi’nin yanıbaşındaki Luzon Adası’nın batı kıyıları Güney Çin Denizi’ne bakarken, kuzey ucu ile Tayvan arasındaki mesafe yaklaşık 320 kilometre. Her iki ada arasında çok sayıda küçük adacık bulunurken, deniz trafiğine imkan veren geçidin genişliği 250 kilometre kadar. ABD’nin bölgede etkili bir donanma gücü bulunsa da Luzon Adası’na ayak basarak gerektiğinde sağlam bir müdahale gücü ve lojistik merkezi edinme imkanına kavuşacak.

ABD’nin kuracağı üslerden birinin ise ülkenin batısında, Güney Çin Denizi’nin iç kesimlerine yakın noktadaki Palawan Adası’nda olacağı tahmin ediliyor. Palawan Adası, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon ordusu tarafından hava harekatları için ve toplama kampı olarak kullanıldı. 14 Aralık 1944’te müttefiklerin adaya çıkarma yapmasının ardından General Tomoyuki Yamashita sahte bir hava saldırı alarmı verdirerek savaş esirlerinin sığınak olarak kullanılan siperlere girmesini sağladı. Siperlere giren esirler üzerlerine benzin dökülerek ateşe verildi, alevlerden kaçmaya çalışanlar ise ağır makineli tüfeklerle tarandı. 139 müttefik askeri katledildi. General Yamashita bu katliamdan suçlu bulunarak 23 Şubat 1946’da Manila yakınlarındaki Laguna Ceza Kampı’nda asılarak idam edildi.

Biz yeniden ABD ile Filipinler arasında derinleşen askeri ilişkilere dönecek olursak, ABD’nin hem Güney Çin Denizi hem de Tayvan’da askeri etkisini artıracak önemli bir hamle yaptığını söyleyebiliriz. Filipinlerin karşı kıyısında, Güney Çin Denizi’nin hakimiyeti konusunda Pekin yönetimi ile 1970’li yıllardan bu yana sorun yaşayan Vietnam’ın bulunduğu dikkate alındığında, Çin’in güneyindeki kıskacın daraldığı da aşikar.

Bu kıskacın daraldığının bir başka emaresi de NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile ABD Savunma Bakanı Austin’in neredeyse eş zamanlı ancak ayrı ayrı bölgeyi ziyaret etmeleri. Stoltenberg Güney Kore ve Japonya’da temaslarda bulunurken, ABD Savunma Bakanı’nın da ilk durağı Güney Kore oldu. Pekin yönetimine yakın yorumculara göre hem ABD hem de NATO bu ziyaretlerle Batı Pasifik’te askeri güçlerinin bölge ülkelerinin ordularıyla entegrasyonunu ilerletmeyi hedefliyor.

Hint-Pasifik bölgesindeki gelişmelerin giderek , Ukrayna-Rusya Savaşı öncesindeki gelişmelere benzer bir çizgiye oturduğu izlenimi doğuyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nin hali hazırda bölge ülkeleri ile sorun yaşadığı pek çok konu ABD’nin ve NATO müttefiklerinin Ukrayna’daki gibi dolaylı şekilde dahil olabilecekleri bir silahlı çatışmaya kaynaklık edebilir.

Türkiye’nin deniz gücünde yaptığı atılımların, günümüzün jeopolitik gelişmelerinin gerisinde kalmamak için hayati bir önem arz ettiği Hint-Pasifik bölgesindeki gelişmeler bağlı olarak netleşecektir. Dünya yalnızca hipersonik füzeler ve insansız hava araçlarının değil, donanmaların da başrol oynayacağı bir çatışmanın kıyısında olabilir.

Tartışma