Australian Strategic Policy Institute: BRICS ülkelerinin “yeni dünya düzeni” yaklaşımı ve beklentiler
BRICS, geniş temsiliyete sahip yeni bir küresel düzen isteyen ülkelerin sembolü haline geldi. Peki BRICS yapısı önümüzdeki dönemde nasıl bir yol izleyecek?
Avustralya merkezli düşünce kuruluşlarından Australian Strategic Policy Institute'de Rusya'da düzenlenen BRICS zirvesine dair ayrıntıların ve grubun hedeflerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Genişleyen BRICS yapısının müthiş bir küresel güce sahip olarak ortaya çıktığı tespiti yapılan analizde, grubun ayrıca geniş temsiliyete sahip yeni bir küresel düzen isteyen ülkelerin sembolü haline geldiği belirtildi.
Analizde ayrıca; yeni ülkelerin katılımı ile birlikte grubun gerek ekonomik gerekse yeraltı kaynakları anlamında etki alanının G7 ülkelerini geride bıraktığına dikkat çekilerek, ABD dolarına alternatif bir sürecin hızlandırılmak istendiğine dair gelişmelere de yer verildi.
İşte Australian Strategic Policy Institute'de yayınlanan analiz:
Uluslararası ilişkilerde yeni bir çağ başlıyor.
Batı'nın küresel GSYH'deki payının azalması ve dünyanın giderek çok kutuplu hale gelmesiyle birlikte, ülkeler ortaya çıkan düzende yerlerini almak için birbirleriyle yarışıyor.
Buna hem yakın zamanda genişleyen BRICS grubu tarafından temsil edilen ve yeni düzenin kurallarının yazılmasında öncü bir rol arayan yükselen ekonomiler hem de çıkarlarını koruyabilecek ilişkiler geliştirmeye çalışan daha küçük ülkeler dahildir.
BRICS ile birlikte, bir varlık sınıfı olarak başlayan şey, daha geniş temsiliyete sahip bir küresel düzene duyulan özlemin sembolü, Batı liderliğindeki kurumlara karşı bir koruma ve artan jeopolitik belirsizliği aşmanın bir yolu haline geldi.
Bu yılın başlarında BRICS beş ülkeden (Brezilya, Çin, Hindistan, Rusya ve Güney Afrika) dokuza genişledi (Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri de eklendi).
Aralarında NATO üyesi Türkiye, ABD'nin yakın ortakları Tayland ve Meksika ile dünyanın en büyük Müslüman ülkesi Endonezya'nın da bulunduğu yaklaşık üç düzine ülke daha katılmak için başvuruda bulundu.
Grup üyelerinin (ve başvuranların) çeşitliliği BRICS+'nın geniş cazibesini vurgularken, aynı zamanda zorluklar da yaratıyor. Bu ülkeler çok farklı siyasi sistemlere, ekonomilere ve ulusal hedeflere sahip.
Ortak çıkarları ortak bir eylem planına dönüştürmek ve küresel sahnede birleşik bir güç haline gelmek BRICS'in sadece beş üyesi varken bile zordu. Dokuz ve muhtemelen daha fazla üye ülkeyle, ortak bir kimlik ve gündem oluşturmak sürekli çaba gerektirecektir.
Ancak Şanghay İşbirliği Örgütü, G20 ve hatta G7 gibi daimi sekretaryaları olan resmi, tüzüğe dayalı kurumlar olmayan diğer çok taraflı gruplar da iç bölünmelerle mücadele etmektedir.
Dahası BRICS kayda değer bir direnç göstermiştir. Batılı analistler başından beri grubun çözüleceğini ya da ilgisizliğe sürükleneceğini öngörüyorlardı.
Ancak Rusya'nın Kazan kentindeki zirve genişlemeden bu yana ilk kez düzenlenen BRICS+ zirvesi, 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından Batı'nın Rusya'yı izole etmekte başarısız olduğunun altını çizerken, daha fazla genişleme yönünde bir hareket getirebilir.
Grup üyelerinin çoğu Çin ve Rusya ABD liderliğindeki dünya düzenine doğrudan meydan okumaya öncülük etmek isterken, Brezilya ve Hindistan mevcut uluslararası kurumlarda reform yapılmasını istiyor ve Batı karşıtı herhangi bir yönelimden rahatsız görünüyor.
Ancak bu anlaşmazlıkta genişleme dengeleri değiştirebilir. Grubun dokuz üyesinden altısı, dört yeni üye de dahil olmak üzere, resmi olarak bağlantısızlar hareketinin bir parçasıdır ve ikisi (Brezilya ve Çin) gözlemcidir.
Bu da BRICS+'nın Batı'ya meydan okumak yerine küresel düzeni demokratikleştirmeye odaklanarak orta bir yol çizmesi için önemli bir iç baskı olacağını gösteriyor.
Bununla birlikte, konu gelişmekte olan ülkelerle karşılıklı güveni arttırmaya geldiğinde, Batı son zamanlarda kendisine hiç de iyi davranmıyor.Aksine, finans sektörünü silahlandırması ve dondurulmuş Rus merkez bankası varlıklarından elde edilen faize el koyması, Batı dışı dünyada derinleşen bir huzursuzluğa neden oldu.
Sonuç olarak, giderek artan sayıda ülke, yeni sınır ötesi ödeme mekanizmaları da dahil olmak üzere alternatif düzenlemeleri araştırmakla ilgileniyor gibi görünürken, bazıları da uluslararası işlemlerde ve rezerv varlıklarında ABD dolarına olan bağımlılıklarını yeniden değerlendiriyor.
Tüm bunlar, kısmen ABD politikasına tepki olarak yakın stratejik ortaklar haline gelen iki doğal rakip olan Rusya ve Çin'in daha büyük tasarımlarına yardımcı olabilir.
Özellikle Çin, örneğin yuanın uluslararası kullanımının artmasından kazançlı çıkacaktır.Rusya şu anda uluslararası ihracat gelirlerinin çoğunu yuan olarak elde ediyor ve bunları çoğunlukla Çin bankalarında saklıyor, böylece Çin'e getirilerden etkin bir şekilde pay veriyor.
BRICS, 2015 yılında (Hindistan tarafından tasarlanan ve merkezi Şangay'da bulunan) Yeni Kalkınma Bankası'nı kurarak halihazırda kurum inşasıyla meşgul.
Bu kurum sadece gelişmekte olan ekonomiler tarafından kurulan ve yönetilen dünyanın ilk çok taraflı kalkınma bankası değil; aynı zamanda daha fazla ülke katılsa bile kurucu üyeleri eşit söz hakkına sahip eşit hissedarlar olarak kalan tek banka. Buna karşılık ABD, Dünya Bankası'nda hakim hissedar konumunda ve veto yetkisine sahip.
Genişleyen BRICS+, müthiş bir küresel güce sahip olarak ortaya çıktı. Grup hem demografik (G7'nin yüzde 8,8'ine kıyasla dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 46'sı) hem de ekonomik (G7'nin yüzde 30'una kıyasla küresel GSYH'nin yüzde 35'ini oluşturuyor) olarak G7'yi gölgede bırakıyor.
Ekonomilerinin gelecekteki küresel büyümenin de en önemli kaynağı olması muhtemeldir. Ayrıca, İran ve BAE'nin petrol üreticisi muadilleri Brezilya ve Rusya'ya üye olarak katılmasıyla BRICS+ ham petrol üretim ve ihracatının yaklaşık yüzde 40'ını gerçekleştirmektedir.
Evet, grubun önünde önemli zorluklar var, özellikle de tanımlanmış siyasi ve ekonomik hedefleri olan anlamlı bir küresel güç haline gelmek için birleşmek. Ama aynı zamanda küresel yönetişimin yirmi birinci yüzyıl gerçeklerini daha iyi yansıtacak şekilde yenilenmesi için bir katalizör görevi görme potansiyeline de sahipler.