Australian Strategic Policy Institute: Türk dış politikası iddialı bir şekilde etkisini artırıyor!
Türk dış politikasının etkisi, Orta Doğu, Kafkasya ve Akdeniz'den sonra Afrika Boynuzu ve ötesine uzanmaya başladı. Türkiye'nin bölgede artan varlığı, giderek daha büyük rol almasını sağlıyor.
Avustralya merkezli düşünce kuruluşlarından Australian Strategic Policy Institute'de, Türkiye'nin son dönemde attığı dış politika adımlarının etkisinin ele alındığı bir analiz yayınlandı.
Orta Doğu, Güney Kafkasya ve Akdeniz gibi bölgelere odaklanan Türk dış politikasının artık çok daha iddialı bir şekilde Afrika Boynuzu ve ötesine uzandığına dikkat çekilen analizde, bu gelişmenin Batı'nın yararına olacak bir süreç olduğu tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca, Somali ile Türkiye arasındaki son anlaşmanın Türk dış politikasındaki büyük değişimin bir parçası olduğu ve özellikle Afrika'da Çin ile rekabetinin artarak devam edeceği belirtildi.
İşte Australian Strategic Policy Institute'de yayınlanan analiz:
Türkiye'nin Somali ile yeni güçlenen ilişkisi, Ankara'nın Hint Okyanusu'ndaki meselelere muhtemelen Batı'nın yararına olacak şekilde daha fazla müdahil olma ihtimalini artırıyor.
İlişkilerin gerildiği bir dönemin ardından yeniden Batı'ya yönelen Türkiye'nin, bölgede artan varlığı Batı tarafından memnuniyetle karşılanmalıdır.
Ancak Çin, bu gelişmeyi hiç de hoş karşılamıyor.
Şubat ayında Somali ve Türkiye arasında savunma, güvenlik ve ekonomik işbirliğini kapsayan çığır açıcı bir anlaşma imzalandı. Bu gelişme Somali ve Etiyopya arasındaki gerilimin tırmandığı bir dönemde gerçekleşti.
Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, anlaşmanın öncelikli odak noktasının terörizm, korsanlık, yasadışı balıkçılık ve dış tehditlerle mücadele olduğunu açıkladı.
Ancak anlaşma aynı zamanda Türkiye'ye Somali karasularına sınırsız erişim ve Somali'de daha fazla askeri varlık hakkı tanıyor. Türkiye ayrıca Somali'nin donanma kapasitesini güçlendirmeye yardımcı olmayı taahhüt ediyor ve bu amaçla Somali deniz gelirlerinin yüzde 30'unu Türkiye'ye aktaracak.
Tüm bunlar NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye'nin kuzeybatı Hint Okyanusu'nda iyice yerleşmesini sağlıyor.
Bu arada, zorlu ilişkilerin yaşandığı bir dönemin ardından Türkiye, başta ABD olmak üzere Batı ile yeniden yakınlaştı. Orta Doğu ve Orta Asya'da artan Çin etkisi, bu hamlenin ardında yatan faktörlerden birisi olabilir.
Türkiye'nin Batı ile yeniden yakınlaşmasına örnek olarak İsveç'in NATO üyeliğini onaylaması, Yunanistan ile ilişkilerinde yeni adımlar atmaı, İngiltere ve diğer NATO ortaklarıyla savunma işbirliğini arttırması ve ABD'li yetkililerle proaktif ilişkiler kurması gösterilebilir.
Türk nüfuzunun dengeli bir şekilde doğuya doğru genişlemesi, Batı'nın yararına olacaktır.
Son anlaşma Türk dış politikasındaki daha büyük bir değişimin parçası. Daha önce Orta Doğu, Güney Kafkasya ve Akdeniz gibi yakın bölgelere odaklanan Türk dış politikası, bugünlerde çok daha iddialı bir şekilde Afrika Boynuzu ve ötesine uzanıyor.
Türkiye 2019'dan bu yana Japonya, Güney Kore, Güneydoğu Asya ülkeleri, Orta Asya Türk devletleri ve Afrika Boynuzu ülkeleriyle bağlarını güçlendirmeye çalışıyor.
Türkiye, Doğu Asya'daki Müslüman ülkeler ve gelişmiş ekonomilerle daha yakın bağlar kurmak amacıyla 2019 yılında Yeniden Asya Girişimi'ni açıklamıştır. Malezya, Bangladeş, Güney Kore ve Filipinler ile güvenlik ve savunma işbirliğini güçlendirdi.
Türkiye ayrıca, Afrika Boynuzu'nda Somali, Sudan ve Etiyopya ile askeri işbirliği yoluyla etkisini önemli ölçüde artırmıştır.
Türkiye'nin Somali'deki ekonomik varlığı 2010 yılından bu yana genişlemektedir. Kayda değer başarılar arasında 2014 yılında Mogadişu limanlarının yeniden açılması ve ABD ile birlikte Somali Ulusal Ordusu'nu desteklemek için bir askeri eğitim kampı kurulması yer alıyor.
Ankara, Pekin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ni memnuniyetle karşılasa da Çin'in eski Osmanlı topraklarındaki veya etki alanındaki faaliyetlerine, özellikle de Çin'in 2017 yılında Kızıldeniz'in güney girişindeki Cibuti'de ilk denizaşırı üssünü kurmasına olumlu bakmıyor.
Türkiye daha sonra Kızıldeniz'in ortasındaki Sudan limanı Suakin'i 99 yıllığına kiraladı. Yani Türkiye, Afrika'da genel anlamda Çin ile rekabet ediyor.
Türkiye ile Somali arasındaki anlaşma, Afrika Boynuzu'nda Cibuti'nin ötesinde nüfuz arayışında olan ancak bölgeye coğrafi ve kültürel uzaklığı nedeniyle eli kolu bağlı olan Çin'i rahatsız ediyor gibi görünüyor.
Türkiye'nin Uzak Doğu ve Güneydoğu Asya'daki ağırlığı Çin'inkine kıyasla çok daha az olabilir. Ancak yine de Ankara bu bölgelerde Pekin'in sahip olmadığı avantajlara sahip.
Türkiye; Müslüman kimliği, Japonya ve Güney Kore ile daha sağlam ilişkileri, bu ülkelerle toprak anlaşmazlıklarının olmaması ve savunma bağları sayesinde Çin'e göre daha avantajlı.
Körfez, Afrika Boynuzu ve Orta Asya da eklendiğinde Ankara'nın daha fazla manevra alanı ve oynayabileceği daha büyük bir rol var.
Türkiye yeni ilişkiler geliştirirken elbette kendi çıkarlarını gözetecektir. Ancak Batı, Çin'in kesinlikle aleyhine olan bu gelişmeleri ve Türkiye'nin doğuya doğru nüfuz hareketini desteklemelidir.