Avrupa’da sömürge dönemine özlem: Melilla katliamı

Tüm dünya haber sitelerinde üst üste yığılmış insanları görünce dehşete düşerek hızlıca haberi değiştirmeye çalıştı.

1. resim
27.06.2022

Tüm dünya haber sitelerinde üst üste yığılmış insanları görünce dehşete düşerek hızlıca haberi değiştirmeye çalıştı. 2022 Avrupa’sında yaşanan bu katliam ve ardından yapılan açıklamalar Batı’nın sömürge döneminde yaptığı insanlık suçlarının adeta küçük bir kesiti gibiydi.

25 Haziran günü yanlarına hiçbir şey almadan Fas sınırlarını aşarak İspanya’ya gitmeyi uman binlerce mülteci o günün kendilerinin son günü olduğunu bilmeden tel örgülere doğru yola çıktılar.

İspanya sınır polisi “Tek bir göçmenin dahi 20 kilometrelik Melilla sınırları içerisinde geçmemesi” talimatını uygulayarak çitlere yaklaşan ve geçmeyi başaran az bir göçmen kalabalığına gerçek mermilerle ateş açmaya başladı.

Polis şiddeti bununla da kalmadı ateş ederek öldürdüğü insanların cesetlerinin üstüne yaralananları balık istifi atarak ölüme terk etti.

1. resim

Avrupa’nın kanlı sömürge tarihini akıllara getiren görüntüler ardından İspanya Başbakanı’nın katliam yapan polislere teşekkür etmesi kamuoyunun büyük tepkisine neden oldu. Başbakan Sanchez “Sınırlarımızda yaşanan olay tamamen mafyanın ve ülkemize karşı olanların yaşattığı bir dramdır” diyerek yaptığı özür açıklaması tepkilerin daha da artmasına neden oldu.

Resmi rakamlara göre 37 göçmenin hayatını kaybettiği katliamda İspanya polisinin yaralılara müdahale etmemesi ve onları bir araya yığması nedeniyle ölü sayısının artacağı iddia edildi.

Bazı görgü tanıkları da İspanyol basınına verdikleri demeçlerde, cansız bedenlerin olduğu yerlerde ve morglarda tahammül edilemeyecek bir koku bulunduğunu söyledi.

İngiltere’nin Ruanda kararı

Hırvatistan sınırında bir gazetecinin mülteciye çelme çakması sonrası daha da görünür olan Avrupa’nın eski adetlerini bırakmadığı görüşü daha da yüksek sesle söylenir oldu.

Batı ülkelerinin sınır duvarları “ülkede mülteci istemiyoruz” diye yankılanırken İngiltere, yasa dışı olarak bulunan göçmen ve sığınmacıları Ruanda'ya göndermek için 14 Nisan'da iki ülke arasında Göç ve Ekonomik Kalkınma Ortaklığı anlaşması imzalandı. Anlaşmaya insan hakları kuruluşları tepki gösterdi.

Londra yönetimi, ilk aşamada yüzden fazla kişinin Ruanda'ya gönderileceği açıklanmış fakat bu sayı açılan davaların ardından 11'e kadar düşmüştü. Ülkede son olarak Yargıtay, temyiz başvurusunu reddederek 11 sığınmacıyı taşıyacak uçağın yarın havalanabileceğine hükmetmişti.

İnsan hakları savunucuları, ilk uçakta 4 İranlı, 2 Iraklı, 2 Arnavut, 1 Suriyeli ve uyruğu açıklanmayan 2 kişi dahil 11 kişinin Ruanda’ya gitmesini engellediler.

Londra, kendi planında ısrar ederken kendi vatandaşları dışında kalanları ikinci sınıf vatandaş olarak görme politikasını hala devam ettiriyor.

Elinde, "Küçük Britanya" yazılı bir döviz taşıyan oyuncu Lachele Carl ise, "Bu dövizin gerçekten her şeyi anlattığını düşünüyorum." diye konuştu.

Yunanistan’ın ölüm ile savunduğu sınırları

Suriye iç savaşının başlaması ile Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidecek olan mültecilerin ilk durağının Yunanistan olacağı Atina yönetimi tarafından kestiriliyordu. Yunanistan bu göçü engellemek için AB’den fon alarak Batı sınırlarını mültecilere kapatacağını ilan etti.

Yüz binlerce mülteciyi denizde itan Yunan hükümeti bunun sorumluluğunu kabul etmiyor.

Brüksel merkezli Avrupa Sığınmacılar ve Sürgünler Konseyinin (ECRE) sitesinde yayımlanan "Geri İtme Uygulamaları" raporunda, Morales, mülteci ve göçmenleri geri itmenin, Avrupa ülkelerinde fiili devlet politikası haline geldiğini ve uluslararası kuruluşların uyarılarına rağmen bu uygulamanın devam ettiğini belirtti.

Morales, bu tür uygulamaların üzerini örtmeye yönelik teşebbüsler karşısında uluslararası camiayı uyardı.

Raporda, Avrupa ülkelerinden Yunanistan, Estonya, Finlandiya, İngiltere ve Fransa'nın, deniz yoluyla ülkelerine geçmeye çalışan göçmenleri geri yollamaya yönelik uygulamaları ele alınırken, Avrupa'nın dışında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Dominik Cumhuriyeti'nin geri itmeleri incelendi.

Yunanistan'ın uygulamalarına geniş yer verilen raporda, Afganistan, Bangladeş, Pakistan, Somali ve Suriye'den ülkeye sığınma başvurusu yapanların Haziran 2021'den bu yana "üçüncü güvenli ülke" kapsamında Türkiye'ye yönlendirildiği, şimdiye kadar 6 bin 400'ün üzerinde başvuru talebinin olumsuz karşılandığı aktarıldı.

Kara sularından ülkeye geçmeye çalışan göçmenleri geri itmenin ise devlet politikası haline geldiği vurgulanarak, BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin son verilerine göre 2020-2021 döneminde yaklaşık 540 geri itme vakasının yaşandığı, en az 17 bin göçmenin zor kullanılarak Türkiye kara sularına itildiği bilgisi paylaşıldı.

Raporda, Yunanistan'ın son 2 yılda sığınmacıları reddetme oranının yüzde 126 arttığı da kaydedildi.