Balkanlar'da kaybedilen son toprak parçası: Adakale
Avrupa'da, Osmanlı için stratejik bir nokta olan Adakale, Belgrad yolunun kapısı ve Tuna Nehri'nin kilidiydi. Osmanlı ve Avusturya arasında sık sık el değiştiren bu ada, Lozan Antlaşması’yla Romanya’ya bırakıldı. 1968’de Demirkapı Barajı’nın yapılmasıyla suları altında kalan Adakale, tarih sahnesinden de silindi.
Adakale'nin tarihi
İlk olarak 1521’de Belgrad’ın fethedilmesinden sonra Osmanlı tarihine giriş yapan Adakale, sonraki yıllarda önemli bir merkez üssü oldu.
Haritada kapladığı küçük alandan daha büyük bir öneme sahip olan ada, tarih boyunca stratejik konumu ve kültürel zenginliğiyle önem kazandı.
Romanya ve Sırbistan'a neredeyse aynı mesafede olan Adakale, Tuna Nehri’ndeki ticaret ve geçiş trafiğini kontrol eden bir ileri karakol görevi üstlendi.
Osmanlı Devleti, XV. yüzyılda Tuna boylarına ulaşarak bölgedeki stratejik noktaları ele geçirdiler. Ancak, Adakale’nin Osmanlı hâkimiyetine girişi ancak 1691’de gerçekleşti.
Osmanlı dönemi
Osmanlı, adayı ele geçirdikten sonra burada bulunan kaleyi yeniden inşa ederek Tuna üzerindeki stratejik geçişleri kontrol altına aldı.
Bu kale, hem savunma hem de gümrük noktası olarak hizmet verdi.
Kısa bir dönem Avusturya’nın kontrolüne geçen ada, 1738 yılında yapılan bir seferle yeniden Osmanlı topraklarına katıldı ve Vidin sancağına bağlı bir muhafızlık merkezi haline getirildi.
Osmanlı için Adakale, Tuna boylarındaki savunma hattının önemli bir parçasıydı. Sırbistan’ın muhtariyet kazandığı 1830 ve Osmanlı askerinin diğer Sırp kalelerinden çekildiği 1867 sonrasında bile, ada üzerindeki Osmanlı hakimiyeti kesintisiz devam etti.
Osmanlı’nın Avrupa’daki son topraklarından biri olan Adakale, 1878 Berlin Antlaşması’nda kime ait olduğunun belirtilmemesi nedeniyle uzun yıllar Türk toprağı olarak kaldı ve ancak 1923 Lozan Antlaşması ile Romanya’ya bırakıldı. Böylece Osmanlı’nın Tuna üzerindeki son savunma karakolu, Avrupa'daki son toprak parçası elden çıktı.
Adakale’de kültürel miras
Adakale, güçlü Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan bir yerleşim yeriydi.
Cami, pazar yeri, kahvehaneler ve bir Ortodoks kilisesi ile küçük ama renkli bir yaşam alanı olarak yıllarca yaşamın canlı olduğu bir yerleşim yeriydi.
Adadaki Türkler, tütün tarımı, kayıkçılık ve ticaretle geçimlerini sağlıyordu.
1960’ların sonlarına kadar adada yaklaşık 1.000 Türk yaşıyordu. Adanın kültürel ve mimari yapıları, yüzölçümüne oranla çok daha büyük bir tarihsel miras barındırıyordu.
Adakale sular altında kaldı
1967 yılında Romanya ve Yugoslavya hükümetleri, Adakale'nin yakınlarında bir hidroelektrik barajı inşa etme kararı aldı.
Baraj yapılma kararından sonra, 1968 yılında ada halkının tahliyesi başladı; bir kısmı Dobruca ve Romanya’nın güneyine göç ederken, büyük bir bölümü Türkiye’ye göç etmek durumda kaldı.
Baraj 1970’te tamamlandı ve sular yükselerek Adakale’yi tamamen sular altında bıraktı.
Adanın sular altında kalışı, yüzlerce yıllık Türk tarihinin ve kültürel mirasının silinmesine neden oldu.
Adakale’nin önemi
Osmanlı döneminde, Avrupa'ya yapılan tüm seferlerde kilit bir rol oynayan Adakale, stratejik konumu sayesinde hem askeri bir üs hem de ticaretin kontrol merkeziydi.
Adakale, Osmanlı’nın Tuna üzerindeki en önemli savunma noktalarından biri oldu. Habsburg Hanedanı ile olan mücadelenin ileri karakolu olarak kullanılan ada, Osmanlı’nın Avrupa’daki varlığını koruma görevini üstlendi.
1908’de II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, Adakale halkı temsilcilerini İstanbul’a göndererek Osmanlı Meclis-i Meb’ûsan’da temsil edilme hakkını kazandı. Bu gelişme, adanın Osmanlı merkezi yönetimiyle olan bağlarının güçlendiğini gösteriyordu. Ancak, Birinci Dünya Savaşı sonrasında durum değişti.
Osmanlı için Adakale
Adakale, Osmanlı’nın Tuna boylarındaki askerî ve diplomatik üstünlüğünü temsil eden kritik bir noktayı oluşturuyordu.
Günümüzde, Adakale’nin hatırası, Türk milletinin Tuna üzerindeki varlığını ve mirasını temsil eden bir sembol olmaya devam ediyor.
Asırlar boyunca Osmanlı’nın Avrupa'da varlığını temsil eden ada, Rumeli’de kaybedilen son Türk toprağı olarak tarihe geçti.
- Ali Ahmed, Insula Adakaleh, Turnu-Severin 1938.
- Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, IV/1, s. 281-283, 530, 555-556.
- Mehmet Önder, “Romanya’da Sulara Gömülecek Olan Bir Türk Kasabası: Adakale”, TK, V/54 (1967), s. 427-433.
- Val Cordun, “Les saints thaumaturges d’Ada Kaleh”, Turcica, III, Paris 1971, s. 100-116.
- A. Z. Hertz, “Adakale; The Key to the Danube (1688-1690)”, Ar.Ott., III (1971), s. 170-184.