'Bilge Kral' Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviç, Yugoslavya döneminde Müslüman Boşnakların hem dini hem de milli bilincini uyandırma mücadelesi veren ve bu uğurda iki kez hapsedilen önemli bir liderdi. Bosna-Hersek'in bağımsızlık savaşında, sadece siyasi ve askeri alandaki liderliğiyle değil, yazdığı eserlerle de kalıcı izler bıraktı. Bağımsız Bosna-Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti ve halkı tarafından “Bilge Kral” olarak anıldı.
Eski Yugoslavya döneminde Müslüman Boşnakların dini ve milli bilincini uyandırmak için uzun yıllar mücadele eden Aliya İzzetbegoviç, bağımsız Bosna-Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı olarak, vefatının 21. yılında anılıyor.
İzzetbegoviç, ilk gençlik yıllarından itibaren Müslüman Boşnakların, ülkedeki diğer halklarla eşit sayılması için verdikleri mücadelede öncü bir rol üstlendi ve bu uğurda iki kez hapse girdi.
Çocukluk yılları
Aliya İzzetbegoviç, 8 Ağustos 1925 tarihinde Bosanski Samac şehrinde doğdu.
Üç yaşındayken ailesiyle birlikte başkent Saraybosna’ya taşınan Aliya, eğitimini burada tamamladı.
Okul yılları döneminde, Müslüman nüfusa yönelik ayrımcılıklara karşı çıkarak Boşnaklar arasında adalet arayışının simgelerinden biri haline geldi.
Irkçı hareketlerin hedefi olan Boşnaklar
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Hırvatistan'da kurulan faşist Ustaşa rejimi Bosna-Hersek'i ilhak ederek burada Bağımsız Hırvatistan Devleti’ni (NDH) kurdu.
Bu rejimle, Müslümanlar "Hırvat" olarak ilan edilirken, Hırvatlar dışındaki diğer halklar büyük zulümlere maruz kaldı.
Müslüman Boşnaklar, sadece Hırvatların değil Sırpların da baskısı altına girdi.
Özellikle "ırkçı" Sırpların oluşturduğu Çetnik hareketi, Müslümanları hedef alarak katliamlara imza attı.
Çetniklerin ana hedefi, Sırp olmayan tüm milletleri bu coğrafyadan tamamen temizlemekti.
Genç Müslümanlar
Aliya, eski Yugoslavya Krallığı döneminde "Genç Müslümanlar" adlı oluşumun önde gelen isimlerinden biri oldu.
Bu hareket, ana amacını ülkedeki Müslüman Boşnakları dini ve milli konularda bilinçlendirmek olarak belirledi.
"Genç Müslümanlar," Müslümanların diğer etnik ve dini gruplarla eşit haklar elde etmesini sağlama çabasının yanı sıra, Çetnik ve Ustaşaların yıktığı Müslüman evleri ve camilerin yeniden inşası için de çalışmalar yürüttü.
İlk hapis dönemi
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından kurulan Yugoslavya, faşizme karşı zafer kazanmasına rağmen, Müslüman Boşnakların dini ve milli meselelerine dair en ufak bir çözüm üretemedi.
Bu ortamda, 1946 yılında Aliya İzzetbegović ve "Genç Müslümanlar" hareketinin bazı üyeleri, "din bilincinin uyandırılması" konusundaki faaliyetleri nedeniyle tutuklandılar.
Henüz 21 yaşında olan Aliya, üç yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Cezaevinden salındıktan sonra, Ziraat Fakültesi'ne kaydolan Aliya, iki yıl sonra Hukuk Fakültesi’ne geçerek buradan mezun oldu.
Marksist-Leninist Tito'nun liderliğindeki eski Yugoslavya döneminde de insan hakları mücadelesine devam eden Aliya, kimliğini gizleyerek "Preporod", "Takvim" ve "Glasnik" gibi gazete ve dergilerde müstear adla yazılar yazdı.
Saraybosna ve ikinci hapis dönemi
Tito'nun 1980 yılında ölmesiyle, Yugoslavya'da aşırı milliyetçiler yeniden güç kazandı.
Bu dönemde ceza yasasına "ifade suçu" eklenmesi, Müslüman aydınları hedef haline getirdi.
Aliya, "Doğu ve Batı Arasında İslam" isimli eserini yayımlamadan hemen önce, 1983 yılında on iki Müslüman aydınla birlikte tutuklandı.
Bu olay, "Saraybosna Süreci" olarak adlandırılan tarihi bir dava sürecini başlattı.
Aliya ve diğer Müslüman aydınlar, ifade suçu ve organize bir örgüt kurarak düşmanca faaliyetlerde bulunmaktan mahkum edildiler.
Aliya'nın mahkumiyet kararı, "İslam Deklarasyonu"ndaki ifadelerine dayandırıldı ve 14 yıl hapse mahkum edildi.
Cezaevinde geçirdiği süre zarfında yazmayı sürdüren Aliya, 1988 yılında affedilerek serbest bırakıldı.
Aliya, hapisten çıkmasının ardından, mücadelesine ve yazma çalışmalarına bıraktığı yerden devam etti.
Bosna Savaşı
1990'larda Yugoslavya'nın siyasi yapısının hızla çökmesi sonrasında başlayan Bosna Savaşı, Bosnalı Müslümanların iki ateş arasında kalmasına neden oldu.
Boşnaklar, Yugoslavya'nın dağılmasıyla bağımsızlık için referanduma gitti.
Tarihi bağımsızlık referandumu, 29 Şubat-1 Mart 1992 tarihlerinde yapıldı. Bosnalı Sırpların büyük bir kısmının boykot ettiği referanduma katılanların yüzde 99,7'si bağımsız Bosna-Hersek için "evet" dedi. . Ancak referandumun hemen ardından, Yugoslav ordusu ve silahlandırdığı paramiliter Sırp gruplar, Bosna-Hersek’in farklı şehirlerinde saldırılara başladı.
Bu çatışmalar, 1991 yılında Bosna-Hersek'in Ravno ve Popovo köylerine de sıçrayarak, bölgedeki gerilimi artırdı.
Aliya İzzetbegoviç, tüm Bosnalıları bu saldırılara karşı koymaya çağırdı ve bağımsızlık yanlıları, onun liderliğinde mücadele vermeye koyuldular.
Sırp paramiliter gruplar, kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere sivillere yönelik büyük katliamlar gerçekleştirdi.
Müslümanların evleri yıkıldı, kadınlara tecavüz edildi, İslam’a ve Müslümanlara dair her şey yok edilmeye çalışıldı.
Toplama kamplarında, sivillere akıl almaz işkenceler yapıldı.
Tüm dünyanın gözü önünde Sırp ve Hırvat güçleri, Bosna'da Müslümanlara yönelik büyük bir soykırım gerçekleştirdi.
Bu kaotik ortamda, başkent Saraybosna, Sırp güçleri tarafından 3,5 yıl kuşatma altında tutuldu. Srebrenitsa'daki katliamın yanında ayrıca, Prijedor, Bijelina, Zvornik, Visegrad, Srebrenitsa ve Foça gibi birçok şehirde büyük katliamlar ve soykırımlar yaşandı.
Bosna Savaşı, sadece bir askeri çatışma değil, aynı zamanda bir kimlik ve varoluş mücadelesi haline geldi.
Bu dönemdeki insanlık dışı olaylar, tarihin en acı anlarından birini oluşturdu ve Bosna'nın geleceğini derinden etkiledi.
Dayton Barış Anlaşması
Dayton Barış Anlaşması ile 1995'te sona eren Bosna Savaşı'nın bilançosu ağır oldu; yaklaşık 200 bin kişi hayatını kaybederken, 1 milyondan fazla insan evini terk etmek zorunda kaldı.
Bu anlaşma ile Bosna-Hersek, 10 kantondan oluşacak şekilde yeniden yapılandırıldı.
Aliya İzzetbegoviç, savaşın sona ermesine rağmen anlaşmanın adil olmadığını belirterek, "Bu adil bir barış değil ama savaşın sürmesinden daha iyidir" ifadesini kullanmıştı.
Bosna'ya bıraktığı miras
Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı olan İzzetbegoviç, daha sonra yeni siyasi yapıda Devlet Başkanlığı Konseyi'nin ilk başkanı oldu.
19 Ekim 2003'te Saraybosna'da hayatını kaybeden Aliya, ülkesine uluslararası alanda bağımsız ve egemen bir devlet bıraktı.
Vefatından önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü ve cenazesine farklı ülkelerden 150 binden fazla kişi katıldı.
Aliya, "şehitlerin arasında mütevazi bir mezara defnedilmek" istediğini vasiyet etti ve Kovači Şehitliği'ne gömüldü.
Düşünce adamı olarak da tanınan Aliya, "Doğu ve Batı Arasında İslam", "İslam Deklarasyonu", "Özgürlüğe Kaçışım", "Tarihe Tanıklığım" ve "Köle Olmayacağız" gibi eserler bıraktı.
1992-1995 yıllarındaki savaşta halkı için bir umut simgesi olan Aliya İzzetbegoviç, halkı tarafından bir "baba" olarak anılıyor.