Bloomberg: Esad yakın gelecekte zorlu bir seçimle karşı karşıya kalacak!
Rusya'nın Ukrayna savaşı nedeniyle yıpranmış olması Esad için daha kötü bir sürecin habercisi olabilir. İşte 7 soruda Suriye'de yaşananlar ve çatışmaların olası geleceği.
ABD'nin önde gelen yayın organlarından Bloomberg'de, son günlerde Suriye'de yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Esad geçtiğimiz 15 yıl boyunca halkını, yoksulluk ve kıtlık ile yıldırmaya çalıştığı ve Suriye'yi yerle bir ettiğine dikkat çekilen analizde, Suriye'deki muhalif grupların ilerlemesinin ise Esad'ın zaaflarının arttığına dair net bir gelişme olduğu tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Esad'ın iktidarda kalmasını sağlayan Rusya ve İran'ın son dönemde Ukrayna ve İsrail savaşları nedeniyle yıpranmasının Esad için daha kötü gelişmeleri açığa çıkarabileceği belirtildi.
İşte Bloomberg'de yayınlanan analiz:
Suriye'de “isyancı güçlerin” son dönemde elde ettikleri kazanımların üzerine koyarak hükümetin kontrolündeki toprakları ele geçirmeye çalışması, Devlet Başkanı Beşar Esad'ın iktidarı elinde tutup tutamayacağı sorusunu gündeme getiriyor.
Suriye'nin 15 yıllık çatışmasındaki son dönemecin nasıl sonuçlanacağı konusunda pek çok bilinmeyen var ve bu, olayları etkileyen iç düşmanlıklar kadar güçlü dış aktörlerin gündemlerine de bağlı.
Esad yıllardır iktidarını korumak için; Suriye'yi İsrail ve Batı'ya karşı sözde direniş ekseninin bir parçası olarak gören İran'a ve onu kurtarmak için devreye giren eski bir Soğuk Savaş dönemi müttefiki olan Rusya'ya güveniyor.
Ülkede bir hava üssü bulunan Rusya'nın dokuz yıl önce yaptığı gibi “isyancılara” karşı kapsamlı bir hava bombardımanı başlatması büyük bir oyun değiştirici olabilir. Ancak Rusya bu defa adeta saplandığı Ukrayna'daki savaşla meşgul.
Esad geçtiğimiz 15 yıl boyunca halkı, yoksulluk, kıtlık ve elektrik kesintileriyle yıldırmaya çalıştı ve Suriye'yi yerle bir etti.
Birleşmiş Milletler kuruluşları ve Suriyeli STK'lara göre, çatışma bugüne kadar arkasında, 300.000 ila 500.000 arasında ölü, 7 milyondan fazla ülke içinde, en az 6 milyon da başka ülkere giden mülteci bıraktı.
Peki son günlerde yaşanan sürece dair kilit sorular neler?
Esad'ın sonu mu?
Esad'ın uzlaşma havasında olduğuna dair hiçbir işaret yok. Ailesi elli yıldır Suriye'yi kontrol ediyor ve iç savaş boyunca iktidarı elinde tuttu.
İsyancıların saldırısı karşısında ordusunun savunmasının hızla çökmesi üzerine Moskova'ya uçtuğu bildirilen Esad, Pazar günü İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi ile görüşmek üzere yeniden Şam'a gitti.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan Pazartesi günü Esad'la telefonda görüştü ve İran devlet medyası Tahran'ın Devrim Muhafızları'ndan bir subay ekibini Suriye'ye gönderdiğini bildirdi.
Suriye ordusu Halep'teki isyancı mevzilerini bombaladı ve ilerleyişi durdurmak için Hama şehrinin kuzeyindeki bölgeye müttefik milisler de dahil olmak üzere güç yığdı.
Tüm bu gelişmeler Esad'ın ne olursa olsun uzlaşıya yaklaşmayacağına dair işaretler olarak algılandı.
Taviz verebilir mi?
Devam eden “isyancı saldırılarından” önce Esad, Arap devletleri, Türkiye, Batılı güçler ve hatta Moskova tarafından muhalefete masada yer verecek, mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştıracak ve komşu ülkelere uyuşturucu akışını durduracak siyasi reformlar yapması için baskı altındaydı.
Ülke dışında yaşayan Suriye ordusundan ayrılmış bir subay olan Issam Al-Rayyes toprak kayıpları hakkında yaptığı yorumda;
“Bu Esad'ın uzlaşmazlığının kaçınılmaz sonucu. Siyasi bir çözümü reddetti, ayrıca ükesindeki orduyu ve ekonomiyi acınacak duruma getirdi.”
ifadelerini kullandı.
Esad düşerse yerine kim geçebilir?
Muhtemelen cevaplanması en zor soru bu.
Eğer “isyancılar” Şam'a ulaşır ve Esad'ı devirmeyi başarırsa sonrasına dair herhangi bir planlarının olup olmadığı bilinmiyor.
Böyle bir gelişme durumunda, Esad liderliğindeki rejim yanlıları muhtemelen kıyı kentleri Lazkiye ve Tartus'taki kalelerine çekilerek bir liderlik boşluğu yaratacaklardır.
Muhaliflerin desteklediği isyancılar ve sürgündeki siyasi muhalefet, savaşın harap ettiği ülkeyi bir arada tutmak için alternatif bir iktidar yapısı oluşturabilir.
Esad sonrası senaryolardan biri, geçici bir askeri konseyin sivil bir yönetim organını desteklemesi ve her ikisinin de rejim muhalifleri ve sadıklarının kabul edebileceği isimler tarafından yönetilmesidir.
“İsyancılar” kimlerden oluşuyor?
“Saldırganlığı Caydırma Operasyonu” olarak bilinen son saldırılara, Suriye'nin kuzeybatısında Esad'ın kontrolü dışında kalan bölgelerde konuşlanan HTŞ ve Suriye Milli Ordusu olarak bilinen Türkiye destekli gruptan binlerce savaşçı katılıyor.
Esad için en endişe verici gelişme, hükümetin bölgeyi geri almasının ardından kuzeye göç eden binlerce eski isyancının yeniden silahlanarak saldırıya katılması.
Zira saldırıların başarısının ardından bölgeden gelen bilgilere göre; başta Dera kenti ve çevresi olmak üzere ülkenin güneyindeki isyancılar da ayaklanmaya başladı.
Peki ya Rusya?
Eğer Esad iktidarda kalacaksa, en önemli faktör Rusya'nın bundan sonra ne yapacağına bağlı olacaktır.
Zira; ABD ve müttefiklerinin ülkedeki rolü ve etkisi azaldıkça Moskova Suriye'nin ana müttefiki ve destekçisi olarak ortaya çıktı.
Ancak Vladimir Putin'in Ukrayna savaşı nedeniyle artık sınırlı kaynaklara sahip olduğu göz önüne alındığında, şimdi Esad'a büyük tavizler vermesi için baskı yapabilir ya da Ukrayna konusunda daha geniş bir anlaşmada onu bir pazarlık kozu ortaya çıkabilir.
Diğer yabancı güçler nasıl tepki verebilir?
İran şu ana kadar Esad'ı desteklemek için her şeyi yapmaya kararlı olduğunu gösterdi ve İran Dışişleri Bakanı yaptığı Şam ve Türkiye ziyaretlerinin ardından Şam'ın talebi doğrultusunda “asker gönderebileceklerini” belirtti.
Ancak İran da, İsrail'e karşı savaşında Lübnan Hizbullah'ı ve Direniş ekeseni olarak adlandırdığı grupları yaklaşık 14 aydır süren çatışmalar sırasında desteklemesi nedeniyle büyük ölçüde yıpranmış durumda.
Suriye'de baskın bir oyuncu olan Türkiye ise sukunetini koruyor.
Ancak “isyancıların”, Ankara'nın terörist olarak gördüğü ABD destekli Kürt milisleri Halep'in içinden ve Tel Rıfat kasabasından çıkarması da Türkiye'yi memnun etti.
ABD sürece nasıl dahil oluyor?
ABD ise İslam Devleti'ne karşı mücadelede neredeyse on yıldır Suriye'deki “Kürt gruplarla” işbirliği yapıyor ve Suriye'de 900 asker bulunduruyor.
İran'a daha az bel bağlayacağı ve muhalefetle uzlaşacağı umuduyla son dönemde Esad'la yakınlaşan Arap devletleri de hızla gelişen olaylar karşısında Amerikalılarla birlikte bekle ve gör yaklaşımını benimsiyor.