Borsa artık yalnız değil!

 Borsanın artık nur topu gibi iki rakibi var. Biri altın ve diğeri de mevduat faizleri...

1. resim

2023’ün son düzlüğüne girerken oldukça yoğun bir ekonomi gündemi oluşmuş durumda.

Biz içeride bir miktar negatif ayrışmış durumda olsak da yurtdışı piyasalarda FED Başkanı Powell’ın beklentileri yıkan güvercin mesajlarıyla yüksek bir olumlu hava var.

Moody’s’ten bize dair bir görünüm ve revizyon bekledik ama gelmedi.

Bu hafta TCMB faiz kararı var. Bakalım 250 BP’mi yoksa 500 BP’mi artacak. Hep birlikte göreceğiz.

Geçtiğimiz hafta boyunca 7500’ü kendisine direnç oluşturmaya çalışan 8000 puan üzerinde de bir türlü tutunamayan bir Borsa İstanbul gözlemledik geçen hafta. Genel olarak baktığımızda hisse bazlı alım ve satımların olduğunu dolayısıyla endekste ağırlığı yüksek olan hisselere gelen alım ve satımların endeksin yönünü tayin ettiği bir hafta oldu. Aslında bir süredir de tablo aynı. Geçtiğimiz yıllarda yerli yatırımcıların rekor sayıda borsaya girişi, yabancıların çıkışı vardı. Şimdi tam tersi yabancılar yavaş yavaş giriyor ve yerli yatırımcılar çıkış yapıyor.

Neden?

Bunun aslında temel 2 sebebi var. Birincisi yeni ekonomi yönetiminin politika faiz artışlarıyla TL mevduatı Borsa İstanbul’a alternatif hale getirmesidir. İkincisi ise FED’in faiz artırım mekanizmasında sona gelmesi ve jeopolitik risklerin de desteğiyle altının yeniden borsaya alternatif bir enstrüman haline dönüşmesi. Dolayısıyla Borsa İstanbul artık yalnız değil!

Yabancının ilk adresi yine Bankacılık sektörü

Geçtiğimiz günlerde Bank of America, JP Morgan başta olmak üzere Türkiye’ye ilişkin çeşitli raporlar yayınladılar. Kıssadan hisse bu raporlar; Türk bankacılık sektörü hisselerinin iskontolu olduğunu, enflasyon muhasebesine de dahil olmayacaklarını da düşünürsek diğer alanlara göre daha iyi tabloya sahip olacaklarını belirtiyordu. Dolayısıyla kamu bankalarına değil de daha çok özel bankalara AL tavsiyesinin çıtasını yükseltiyordu.

BDDK’dan Türk bankacılık sektörüne dair gelen güçlü açıklamalar ve CDS priminin de 300 puanın altına inmesiyle beraber önümüzdeki günlerde bankacılık hisselerine başta yabancı olmak üzere teveccühün artarak süreceğini tahmin etmek zor değil. Her ne kadar Türkiye’de politika faizi artışları mevduat faizlerine haliyle sirayet etse de, kredi faizlerindeki artış sebebiyle bankalar daha az kredi verecek olsa da bu ilgi sürecektir diye düşünüyorum.

Borsaya yabancı geliyor. Gelmeye de devam edecek.

Aralık ayının ilk 8-10 günlük periyodunda 500 milyon doların üzerinde hisse alımı oldu. Tahvile de 900 milyon dolar civarı giriş oldu. Yaklaşık 1,5 milyar dolarlık giriş oldu. Sanırım 2013 ve 2017 yıllarındaki girişten sonraki en yüksek girişler oldu.

Dikkat çekmemiz gereken bir diğer husus da TL reel olarak değerlendiği gerçeği. Bu bağlamda ihracatçı şirketler için zor bir yıl olacak çünkü ana pazarlarımızda 2024 için bir daralma bekliyoruz. Olsun telafi ederler iç pazara satarlar diyenler için de cevap belli. 2024 yılında içeride de talep daralacak!!!

Endeks 7.700-7.800 puana artık neredeyse beton döktü. Çok ekstreme bir jeopolitik risk olmadıkça buraya gelen endeks için alım fırsatı demek.

Hülasa

Tüm bunlara rağmen borsanın artık nur topu gibi iki rakibi var. Biri altın ve diğeri de mevduat faizleri...

Tartışma