gdh'de ara...

'Çağrı' belgesel oluyor

Suriye asıllı ABD'li yönetmen Mustafa Akkad'ın oğlu yapımcı Malek Akkad, "Babam, bütün ömrünü aşk, barış ve anlayış için harcadı ve bu muhteşem bir şey. Eğer insanların sadece yüzde 10'u onun yaptığını yapsaydı, bence bir sorunumuz kalmazdı. Yani yaptığı şey çok önemliydi ve ondan dersler almaya çalışıyorum." dedi.

1. resim
29.04.2022

Babasının mirası olarak gördüğü filmlerin, 4K kalitesinde restore edilmesine öncülük eden 53 yaşındakş yapımcı, Mustafa Akkad'ın imza attığı filmleri çekerken yaşadığı zorlukları, yarım kalan hayal ve projelerini anlattı.

Küçük yaşlardan beri film yapım sektöründe çalışan ve sinema eğitimi alan Akkad, kariyerine reklam, müzik videoları ve düşük bütçeli filmlerle başladığını belirterek, "Bunlardan sonra babam, usta yönetmen Mustafa Akkad ile çalışmaya başladım ve onun yanında çalışmak bir film okulu gibiydi. Bana gerçekten çok şey öğretti." diye konuştu.

Babasından sadece sinemayla ilgili değil, hayat mücadelesiyle ilgili de çok şey öğrendiğini dile getiren Akkad, bunun hiçbir film okulunda elde edilemeyecek bir deneyim olduğunu ifade etti.

"Onun filmlerini canlı tutmayı bir sorumluluk, bir onur olarak görüyorum"

Akkad, sinema çalışmalarında son olarak "Halloween Ends" ve öncesinde pek çok Hollywood filminin yapımcılığını üstlendiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Aynı zamanda, babamın filmleriyle de ilgileniyorum. Çünkü bu filmler çok önemli. Onun filmlerini canlı tutmayı bir sorumluluk, bir onur olarak görüyorum. Babamın filmlerini herkes sevdiği için çok da fazla bir şey yapmama gerek kalmıyor. Sadece onların daha iyi görünmelerini sağlamaya çalışıyorum. İstanbul'a gelme sebebim de aslında restore edilen 'Çağrı' filminin ne kadar güzel göründüğünü göstermek. 1970'li yıllarda ilk çıktığı zamandan bile daha iyi olduğunu düşünüyorum. Harika görünüyor ve umarım insanlar büyük ekranda keyifle izlerler. Çünkü bu tür filmlerin büyük ekranda izlenmesi gerekir."

Akkad, babasının güçlü ve aynı zamanda katı bir adam olduğunu aktararak, "Bazen baba-oğul gibi bazen de daha farklı anlarımız oldu. Geriye dönüp bakıyorum ve diyorum ki, o her zaman haklıydı. Bu yüzden ilginçti, heyecan vericiydi ve daha sonra birlikte çalışmaya başladığımızda gerçekten şaşırtıcıydı. Çünkü bir baba ve oğuldan daha fazlasıydık, iş arkadaşıydık. En güzel anılarım birlikte çalıştığımız zamanlardı." dedi.

"'Hayır' demeyen bir adamın bütün hikayelerini anlatmak istiyorum"

Babasının hayatının anlatıldığı bir belgesel hazırlığı içinde olduklarını belirten Akkad, filmde Mustafa Akkad'ın 1950'li yıllarda Halep'ten Hollywood'a uzanan zorlu yolculuğunun ve inanılmaz hikayelerinin izleyiciyle buluşacağını söyledi.

Akkad, dedesinin ABD'ye giderken babasına verdiği Kur'an-ı Kerim'in şu an kendisinde bulunduğunu ve bu kitabı sahip olduğu en değerli şey olarak gördüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:

"Hikayeler beni gerçekten çok etkiledi ve bu nedenle babamın neler yaşadığını anlatan bir belgesel hazırlıyorum. 'Çağrı' filmi gerçekten bir sinema tarihidir. Yapımcı olarak çalıştığım için o filmi çekmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Bu yüzden 'hayır' demeyen bir adamın bütün hikayelerini anlatmak istiyorum. Herkes ona 'hayır yapamazsın' diyordu ama o kabul etmedi. Filmi tamamladı ve İslam dünyasındaki en önemli filmlerden biri oldu."

"İslam dünyasının kendi hikayelerini anlatması gerek"

Babaannesinin Türk olduğunu ve kuzenlerinin Türkiye'de, bazı akrabalarının da Suriye'de yaşadığını anlatan Akkad, Türkiye'ye her geldiğinde kendini çok mutlu hissettiğini ve burada olmaktan onur duyduğunu ifade etti.

Akkad, dünyadaki İslam algısına ilişkin, İslam dünyasının Mustafa Akkad gibi kendi hikayelerini anlatması gerektiğinin altını çizdi.

Babasının aynı zamanda çok zeki olduğunu, 'Çağrı' filminde Arap dünyası için Arapça versiyonda, bütün dünya için ise uluslararası versiyonda mesajlar verdiğini dile getiren usta yapımcı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bugün dünyanın bu bölgesinde çok fazla İngilizce film çekilmiyor. Bir Türk filmi, bir Suriye filmi izlemek istiyorum. Batı'da da buna ihtiyacımız var. Hollywood bu hikayeleri yapmayacak, yaparsa da kendisine göre değiştirecek. Yani dürüst olmak gerekirse Mısır, Suriye, ve Ürdün gibi ülkelerde bir çok genç film yapımcısı var, bu beni umutlandırıyor ve heyecanlandırıyor. Bu genç sinemacıların çoğunu tanıyorum ve tanıdığım bu genç sinemacıların çoğunun Mustafa Akkad'dan etkilendiğine ya da ilham aldığına dair de umutlarım var."

"Türkiye'de film çekmek isterim"

Sosyal medyadan, küçük ekranlardan izlenen televizyon ve dijital platform filmlerinden hoşlanmadığını, sinemada dev ekranda film izlemenin ve sinema sanatının kendisi için çok daha fazla önem taşıdığını ifade eden Malek Akkad, Türkiye'deki film sektörüne ilişkin ise şunları söyledi:

"Arap dünyasının her yerinde Türk dizileri çok popüler, onları seviyorlar. Bir tanesini izliyordum ve adını hatırlayamıyorum, kalitesi, prodüksiyonu harikaydı. Arap dünyasının her yerinde Türk dizilerinin izlendiğini görünce şaşırdım, bu iyi bir şey. Türkiye'de film çekmek isterim. Hollywood'da birlikte çalıştığım bazı arkadaşlarım var, şimdi burada film çekiyorlar. Bu heyecan verici, umarım gerçekten Türkiye bunu teşvik eder ve burada daha fazla uluslararası film çekilir."