Dev bilişim şirketlerinin savunma sanayiindeki payı büyüyor
Küresel pandemi tüm dünyada üretim süreçlerinin aksaması, tedarik zincirindeki aksaklıklar gibi meydan okumalara sebep oldu. 2020 yılında pandemi sebebiyle dünya ekonomisi %3,1 oranında daralma yaşadı. Ancak SIPRI tarafından yayınlanan verilere göre küresel pandemi, savunma sanayisindeki büyümeyi etkilemedi. 2020 yılında savunma şirketleri %1,3 oranında büyüme gösterdi.
ABD ise savunma sektöründeki ihracat rakamlarında liderliğini sürdürüyor. 2020 yılında gerçekleştirilen toplam silah ihracatının %54'ünü tek başına ABD gerçekleştirdi. ABD savunma sanayiinin öncülerinden Lockheed Martin şirketi, 58 milyar dolar hasılat yaptı. Bu rakamın Litvanya'nın gayri safi milli hasılasından yüksek olması dikkat çekici.
Bu ihracatta bilişim sektörü git gide daha fazla pay almaya başladı. İhracat payından öte bilişim dünyasında yaşanan gelişmelerin savunma sanayiinin karakterini dahi değiştirebileceği öngörülüyor.
Yapay zekanın ve bulut teknolojilerinin şimdiden savunma alanında kullanılması, bu endüstrideki dijital dönüşümün habercisi. Keza bu gerçekliğin farkında olan ABD, konvansiyonel silahlar olarak tanımlanan ve nükleer, kimyasal ve biyolojik silahların dışında kalan savunma ürünlerinin dışında dijital teknolojilerin savunma alanında yaygın şekilde kullanılması yönünde adımlar atıyor. Bu kapsamda Microsoft, Google ve Oracle gibi firmalar savunma sanayiinde varlık göstermeye başladı.
Bilişim şirketleri savunma inovasyonu alanında başrolü oynuyor
Savunma sektörüne giriş yapan dev bilişim şirketlerinde başı Microsoft çekiyor. 2018 yılında "Entegre Görsel Artırma Sistemi"ni (IVAS) ABD Ordusuna satmak için 21.3 milyar dolarlık sözleşme imzalayan Microsoft, artırılmış gerçeklik teknolojisiyle Amerikan askerlerinin çatışma senaryolarına kendilerini hazırlamasını sağlayacak.
Teknoloji VR olarak bilinen sanal gerçeklik teknolojisinden farklı olarak artırılmış gerçeklik teknolojisiyle halihazırda var olan ortamlara giydirilen grafiklerle çalışacak. Sistemin, askerlerin duman veya köşeli yapılar gibi koşullarda görsel avantajlara sahip olması, kaskta beliren hologramlarla da arazi yapısını çözümlemesi gibi çözümleri de mevcut.
Teknolojinin, sadece kullanan asker açısından değil, görev açısından kritik kişi ve konumların yerlerini göstermesi, dost ateşi gibi kazaların önlenmesi, tüfek dürbününden görünen yakınlığın anlık olarak kaska yanısıtılmasıyla daha yüksek isabet elde edilmesi gibi çıktıları da öngörülüyor.
Microsoft'un savunma alanındaki girişimleri bunlarla sınırlı değil. Geniş bir yelpaze ile sektörde varlık gösteren Microsoft, gerçekleştirilen operasyonların optimizasyonu, kurumlar yahut birimler arasındaki iletişim ve bilgi güvenliği gibi alanlarda da faaliyet gösteriyor.
Savunma ve istihbarat birimleri arasındaki bilgi akışının güvenliği alanında çalışmalar yapan şirket, hassas verilerin dijital saldırılara karşı siber güvenliğini sağlama yönünde hizmetler sunuyor.
Google da savuma alanında büyük yatırımlar yapan ve Pentagon'la çeşitli alanlarda işbirliği geliştiren şirketlerden. Şirketin, yapay zeka teknolojisi kullanarak İHA görüntülerini analiz eden "Project Maven" isimli sözleşmesi, 2018 yılında şirketin çalışanları tarafından protesto edilmiş, çalışanlardan bir kısmı istifa etmişti.
Şirket projenin iptal edilmesine rağmen savunma alanında başka çalışmalar yapacağını açıklamıştı. Google CEO'su Sundar Pichai; "Silahlarda kullanılmak üzer yapay zeka teknolojisi geliştirmesek de diğer birçok alanda hükümetler ve ordu ile çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullanmıştı.
Google "Project Maven" gibi tepki çekmeyecek başka projelerle savunma ve istihbarat teşkilatlarıyla ilişkilerini sürdürdü. Şirket, İHA görüntülerini makine öğrenmesi ile analiz ederek donanma gemileri ve köprüler gibi yapılardaki korozyonu tespit edebilen yazılımlarla savunma alanında varlık göstermeye devam ediyor.
Google ayrıca Pentagon'un Savunma İnovasyon Birimi için siber güvenlik ve iş yönetimi alanında bulut teknolojisi ile çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu proje, siber tehditleri belirleme, gerçek zamanlı ağ izleme, erişim kontrolü gibi alanlara odaklanıyor. Google ayrıca veri güvenliği, kurumlar içindeki iş yönetimi ve birçok farklı yelpazede ürünler sunuyor.
Kamu alanındaki yatırımlarını hızlı bir şekilde artıran Google yetkilileri, ABD'li kurumlarla çalışmanın, dünyanın diğer birçok ülkesi için de bir güvenilirlik kriteri olduğunu düşünüyor. Bu anlamda, şirketin sunduğu hizmetlerin ABD dışındaki ülke ve ordularca talep edilmesi de oldukça olası. Bu da Google'ın orta vadede savunma alanında daha fazla ihracat yapabileceğini gösteriyor.
Oracle da dijital dönüşümün ve bulut sistemlerinin savunma alanındaki önemli ihracatçılarından biri. Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı'na bulut sistemleri hizmetleri sunan şirket, dijital asistanlar, veri görselleştirme, yapay zeka, makine öğrenimi, blok zinciri gibi gelişen teknolojilerde hizmetler sunuyor.
Önümüzdeki aylarda ABD Savunma Bakanlığı'nın bulut altyapısını modernize etmek için açacağı ihaleye Microsoft, Google, Amazon gibi şirketlerin yanı sıra Oracle'ın da katılacağı öngörülüyor. Pentagon'un bahse konu ihaleyi tek bir hizmet sağlayıcıdan almayacağı, ihale gereksinimlerini karşılayan tüm hizmet sağlayıcılarına imkan tanıyacağı biliniyor. Bu gelişmenin Oracle'ın önümüzdeki süreçte savunma odaklı hizmetlerinden sağlayacağı geliri artıracağı aşikar.
Savunma alanında küresel eğilim bilgi teknolojileri
Son on yıllık periyodda toplumsal hayatı derinden etkileyen dijitalleşme, savunma sanayisindeki eğilimleri de şekillendiriyor. Yapay zeka teknolojileri, robotlar, insansız hava araçları, otonom sistemler artık savunma sanayii alanında daha çok tercih edilen sistemlere dönüşüyor. Birçok ülke, artırılmış gerçeklik, simülasyon, bulut teknolojileri, siber güvenlik ve büyük veri alanlarında yeterliliklerini sağlama yolunda arayışlar içerisinde. Bu alanda gerçekleştirilen yatırımların doğrudan operasyonel verimliliğe dönüşmesi ise dijital dönüşümün kısa sürede çok daha fazla önem kazanacağı anlamına geliyor.
Silikon vadisi ABD'nin küresel hegemonyasına hizmet ediyor
Google, Microsoft, Oracle gibi internet çağının lokomotifi olan şirketler ise öncelikle ABD Ordusu ve kurumları ile işbirliği yapıyor. Dijitalleşmenin; bilgiye kolay erişim, insanlar arasındaki sosyal ve sınıfsal farkların ve mesafelerin azalması dolayısıyla daha özgür bir çağın anahtarı olacağı öngörüleri bu gerçeklik karşısında geçersiz kalıyor. Zira internet ve bilgi çağının öncü kuruluşları ABD'nin küresel askeri hegemonyasına hizmet eden araçlar olarak karşımıza çıkıyor.
Bu sebeple, savuma sanayiinin diğer alanlarında olduğu gibi, bilgi teknolojilerinde de yerli sistemlerin önem kazanacağı bir gerçek. Zira çok kutuplu bir düzenin daha fazla konuşulduğu ve Soğuk Savaş döneminden kalan konjonktürel ittifakların çözülmeye başladığı bir dönemde, ülkelerin dijitalleşme yönündeki ihtiyaçlarını kendi kapasiteleri ile karşılamaları en makul yol olarak karşımıza çıkıyor.