Eurasia Rewiew: Rusya'nın tahıl koridoru hamlesi, Türkiye için açık bir kazanç olabilir

Türkiye'nin masada olduğu bir ortamda, Rusya'nın manevra alanı her zaman sınırlı olacak. Mevcut koşullarda, tahıl koridoru dahil olmak üzere Kremlin'in Ankara'nın izinden gitmekten başka seçeneği olmayabilir. 

1. resim

ABD merkezli Eurasia Rewiew'de, Rusya'nın tahıl koridoru anlaşmasından çekilmesi ve Türk-Rus ilişkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı. 

Türkiye'nin masada olduğu bir ortamda, Rusya'nın manevra alanının her zaman sınırlı olacağı belirtilen analizde, mevcut koşullarda, tahıl koridoru dahil olmak üzere Kremlin'in Ankara'nın izinden gitmekten başka seçeneği olmayacağı belirtildi.

"Şimdilik sürücü koltuğunda Türkiye var" ifadeleri kullanılan analizde ayrıca, Türkiye'nin dünyayı rahatlatacak olan yeni bir tahıl anlaşmasını yapmak için etkin tek ülke olduğu belirtildi. 

İşte Eurasia Rewiew'de yayınlanan analiz: 

Rusya'nın, devam eden çatışmalar sırasında Ukrayna'nın gıda ihraç etmesine olanak tanıyan BM destekli bir anlaşma olan Karadeniz Tahıl Girişimi'ne katılımını askıya alma kararı, küresel gıda güvenliğini tehdit etmenin ötesinde yansımalara yol açacaktır. Aynı zamanda bölgenin siyasi haritasını da yeniden yazabilir.

Pek çok Rus propagandacının gözünde tahıl anlaşmasının iptali, 7 Temmuz'da Ankara'nın esir aldığı beş Ukraynalı komutanı ülkelerine iade etmesiyle Türkiye'nin neden olduğu aşağılanmanın intikamı olarak gerçekleşti.

Söz konusu komutanlar geçen yıl Ukrayna'nın liman kenti Mariupol'de Rus birliklerine teslim olduktan sonra birkaç ay boyunca Türkiye'de güvenli bir tesiste tutulmuşlardı. Bu kişiler, Rusya'nın terör örgütü olarak gördüğü Azov Alayı'nın bir parçasıydı.

Moskova'nın bakış açısına göre Ankara'nın askerleri evlerine gönderme kararı bir tokat niteliğindeydi. Bu nedenle Rus uzmanlara göre eğer Rusya, Türkiye'yi transit merkezi olarak kullanan bu tahıl anlaşmasına katılımını uzatmış olsaydı, Moskova'nın daha da zayıf görünecekti.

Anlaşmadan çekilmesi Kremlin'in savaşın başında yaptığı gibi Karadeniz'e yeniden tam ölçekli bir abluka uygulamaya hazır olduğu ya da Ankara ile ilişkilerini tehlikeye atmayı planladığı anlamına gelmiyor. Ancak Rusya'nın Ukrayna limanlarına yönelik son füze saldırılarının en önemli hedeflerinden birinin, ülkenin tahıl ihraç etmesini en azından geçici olarak engellemek olduğuna şüphe yok.

BM destekli ihracat girişimi konusunda farklı görüşlere sahip olmalarına rağmen Moskova ve Ankara "dost" olmaya devam ediyor. Rusya Devlet Başkanı'nın Ağustos ayında Türkiye'yi ziyaret etmesi ve tahıl girişiminin gündemin üst sıralarında yer alması bekleniyor. Rusya elini göstermiş olsa da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya'nın anlaşmanın devamıyla ilgilendiği konusunda ısrarcı.

Yeni bir anlaşmanın neye benzeyeceği ise belirsizliğini koruyor. Rus yetkililer Türkiye'nin Rus tahılını "normal dünya fiyatları üzerinden" satın alması gerektiğini söylüyor. Ankara ise hem Rus hem de Ukrayna tahılını indirimli olarak almaya devam etmeyi umuyor.

Yine de Erdoğan'ın eli güçlü göründüğü için Rusya'nın Ankara'nın koşullarını kabul etmek zorunda kalacağı düşünülebilir. Bunu yapmamak Moskova için maliyetli olabilir.

Öncelikle aksi bir durumda Türkiye, İstanbul ve Çanakkale boğazlarını Suriye'ye giden Rus donanma ve sivil gemilerine fiilen kapatabilir ve Moskova'nın Orta Doğu ülkesindeki angajmanını zorlaştırabilir.

Türkiye ayrıca milyarlarca dolarlık projelerde yer alan Rus enerji şirketleri de sıkıştırılabilir.

Türkiye'nin güneyindeki Mersin ilinde bir nükleer santral inşa eden Rosatom ve Türkiye'yi bir doğalgaz merkezine dönüştürmek isteyen Gazprom'un, Türk muhataplarını kızdırmamak için Kremlin'e baskı uygulayacağı neredeyse kesin.

Bunun dışında, Türk yetkililer Batı'yı takip ederek ülkelerinde güvenli bir sığınak bulan Rus oligarklara yaptırım uygulayabilir. Hatta Türkiye ve Ukrayna, Rusya'nın katılımı olmadan bir tahıl anlaşması bile yapabilir ki bu da Moskova için bir başka aşağılanma anlamına gelir.

Bu senaryoda Ukrayna, Rusya'nın tehditlerini göz ardı ederek Türkiye'ye tahıl ihraç etmeye devam edebilir. Nitekim Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky geçtiğimiz günlerde Erdoğan ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e Rusya'nın dahli olmadan tahıl sevkiyatını desteklemeleri çağrısında bulundu.

Kiev ve Ankara, Kremlin'in Ukrayna ya da Türk sivil gemilerini batırmaya cesaret edemeyeceğinin farkında zira böyle bir eylem Türkiye'nin Ukrayna'daki savaşa doğrudan müdahil olmasına yol açabilir.

Dolayısıyla Ukrayna ve Türkiye her zamanki gibi tahıl ticareti yapmaya devam edebilir.

Ancak Moskova durumu tırmandırmaya karar verir ve Ukrayna limanlarına giren ya da çıkan gemilere saldırmaya başlarsa Kiev'in buna karşılık vereceği neredeyse kesin.

Son çare olarak Türkiye, Karadeniz rotası üzerinden Ukrayna'ya silah tedarik etmeye bile başlayabilir ki bu da Rusya'ya ve savaş çabalarına bir darbe daha vurmak anlamına gelir.

Bu sonuçlardan herhangi birinden kaçınmak için Kremlin'in Ankara'nın izinden gitmekten başka seçeneği olmayabilir. Rus propaganda makinesi Moskova'nın politikasını her zaman Afrika'daki yoksul ülkelere yardım amacı taşıyan bir başka "iyi niyet jesti" olarak sunabilir.

Hatta Erdoğan Moskova'nın Mali, Cibuti, Sudan ve Somali gibi Türkiye'nin nüfuzunu arttırmaya çalıştığı ülkelere bedava tahıl göndermeye devam etmesinde ısrar edebilir.

Diğer yandan Türk savaş uçağı üretim şirketi Baykar'ın Ukrayna'da bir fabrika kurmaya başlaması, Erdoğan'ın kendine güvendiğini ve Rusya'yı kendi çıkarları için bir tehdit olarak görmediğini açıkça gösteriyor.

Türkiye'nin masada olduğu bir ortamda Rusya'nın siyasi (ve hatta askeri) manevra alanının sınırlı olduğunu biliyor.

Şimdilik sürücü koltuğunda Türkiye var. Ankara, Moskova'yı Ankara'ya para kazandıracak ve dünyayı besleyecek yeni bir tahıl anlaşması yapmaya zorlamakta tereddüt etmeyecektir.

Moskova'nın son hamlesi stratejik görünebilir ama gerçekte seçenekleri hızla tükenen bir liderin çaresiz bir manevrasıdır.

Tartışma