Fatih'in Kızıl Elma hedefi: Roma
"Çıktı Otranto'ya pür-velvele Ahmed Pâşâ
Tûğlar varsa gerektir Kızılelmâ'ya kadar"
Fatih Sultan Mehmet, 29 Mayıs 1453 günü İstanbul'u fethettikten sonra hedefini daha ötelere yöneltmişti. Bu tarihe kadar Türklerin kızıl elması olan Konstantiniyye artık bir Türk şehri idi.
Doğu Roma İmparatorluğu'nun kadim başkentini ele geçiren ve "Kayser-i Rum" unvanını alan Fatih Sultan Mehmet, Roma İmparatorluğu'nun ilk ve kurucu Başkenti olan Roma'yı ele geçirmek istiyordu. Eğer Roma ele geçirilirse siyasi olarak Avrupa'nın kalbine erişilebilecek ve hem de bu şehrin içinde yer alan Vatikan ve dolayısıyla Katolik Hristiyanların kalbi olan Papalık makamı da kontrol altına alınabilecekti.
İstanbul'un fethi ile Ortodoks Patrikliği Türk yönetimi içinde kalmıştı. Roma'nın ve dolayısıyla Vatikan'ın ele geçirilmesi durumunda dünyadaki neredeyse tüm Hristiyanlar Müslüman bir devletin idaresi altına giriyordu. Bu gaye ile gerekli hazırlıkları yapan Fatih Sultan Mehmet, 1480 yılı yaz başında Türk donanmasını İtalya'ya yolladı. 40 kadırga, 60 yelkenli gemi, 40 yük gemisi ve 18 bin asker ile Akdeniz'e açılan Türk donanması ilk hedef olarak Brindisi sahil kentini seçse de daha sonra yönünü Otranto'ya çevirdi.
28 Temmuz 1480 günü başlayan kuşatma 14 Ağustos 1480'de kalenin fethi ile tamamlandı ve böylece İtalya Yarımadası'nda bir Türk deniz üssü oluştu.
Otranto'nun fethi haberi, başta Papalık olmak üzere o dönemde İtalyan Yarımadası üzerinde bulunan şehir devletlerinde ve Avrupa'nın diğer Hristiyan krallıklarında şok etkisi yarattı. Kendi içlerinde Türkler ile işbirliği yapılması konusunda tartışma yaşayan şehir devletleri sefer hazırlıklarına başladılar ve Otranto'yu yeniden ele geçirmek için harekete geçtiler. Otranto önlerine gelen kuvvetler Türklerden kalenin kansız bir şekilde teslimini istedi. Bunu duyan Fatih Sultan Mehmed ise herkesi dehşete düşürecek bir hamle yaptı.
Kuşatmanın derhal bitirilmesini söyleyen Fatih, ilaveten Brindisi, Tarente ve Lecce kalelerinin de Osmanlı İmparatorluğu'na bırakılması gerektiğini, aksi takdirde 100 bin kişilik bir ordu ve 18 bin kişilik süvari gücüyle İtalya seferine çıkacağını söyledi. Dünyanın en güçlü ordusuna ve askeri teknolojisine sahip Osmanlı İmparatorluğu'nun önünde durabilecek daha büyük bir güç yoktu ve bunun farkında olan Papa yeni bir Haçlı seferi düzenleme kararı aldı.
Farklı devletlerin katkılarıyla kurulan ordu, İstanbul'u yeniden ele geçirme hedefiyle yola çıksa da tek yapabildikleri 10 Eylül 1481'de Otanto'yu yeniden ele geçirmek oldu. Bu hamle, Cihan İmparatorunu fena halde öfkelendirmişti: Fatih, İtalya üzerine olduğu konusunda hemen hemen herkesin hemfikir olduğu son seferine çıktı. Bu seferi hemen başında Gebze sahrasında zehirlenerek vefat eden Fatih Sultan Mehmet'in kızıl elma hedefi böylece yarım kaldı.
Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar Türk akıncıları İtalya Yarımadası'nda at koşturmaya devam ettiler. Barbaros Hayrettin Paşa da donanma ile İtalya kıyılarını dönem dönem vurdu fakat bir daha İtalyan Yarımadası'na çıkma hedefi gerçekleşemedi.