Forbes: Türkiye'nin siyasi manzarası, muhafazakar milliyetçi taban etrafında sağlamlaştı

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na karşı yerel, genel, cumhurbaşkanlığı ve referandumları da kapsayan 10 farklı zafer kazandı. Erdoğan'a yönelik doğrudan saldırılar genellikle geri tepti ve siyasi manzara, muhafazakar milliyetçi taban etrafında sağlamlaştı.

1. resim

İngiltere'nin önde gelen yayın organlarından Forbes'da, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zaferi ile biten 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin değerlendirildiği bir analiz yazısı yayımlandı. 

Analizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başında olduğu dönemde çok sayıda zafere  ulaştığı belirtilirken, bu süre boyunca Erdoğan'a karşı yapılan doğrudan saldırıların da sürekli olarak geri teptiği ve Erdoğan'ı daha da güçlendirdiği tespitine yer verildi. 

Analizde ayrıca, Türkiye'deki siyasi yapının muhafazakar ve milliyetçi bir taban etrafında sağlamlaştığı belirtildi. 

İşte Forbes'da yayımlanan analizin tamamı: 

Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı dönemde yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yanı sıra referandumları da kapsayan 10 farklı zafer kazandı.

Bütün bu zaferler yaşanırken, Kemal Kılıçdaroğlu ana muhalefet partisinin başındaydı. Tüm bu seçimler Erdoğan'a karşı yapıldı ve hepsi yenilgiyle sonuçlandı.

Bu acımasız istatistiklerin aksine, Kılıçdaroğlu aslında zafere de tamamen yabancı değil. Örneğin 2019'u ele alalım. Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet Halk Partisi, Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'ni çok sayıda belediyede geride bırakmayı başardı. Buna İstanbul ve başkent Ankara da dahildi. Bu zaferler, Erdoğan'ın etrafında kurduğu kaleyi tamamen yıkmaya yetmese de bir çatlak olarak görülebilirdi.

Erdoğan'ın üstünlüğü sadece Kılıçdaroğlu'nun eksikliklerinden kaynaklanmıyor. Bu sonuçlar sadece, Türk siyasetinin karmaşık ve dinamik anlatısının aşırı basitleştirilmiş bir özeti. Erdoğan'ın yükselişi ve ardından gelen iktidar dönemi, varlığını boyun eğmez bir ivmeye borçlu.

Zaman geçtikçe, birkaç önemli olay Erdoğan'ın konumunu daha da güçlendirmek için adeta bir araya geldi. 2013'teki Gezi Parkı protestoları, Çözüm sürecinin çökmesi, 2015'te “Kürt kökenli” bir kentsel çatışmasının ortaya çıkması ve 2016'daki başarısız darbe girişimi, insanları Erdoğan'ın etrafında toplayan bir siyasi iklimin yaratılmasına katkıda bulundu.

Erdoğan'ın muhalefeti bastırmak için devlet gücünü kullanması kurnazca bir manevra değil. Stratejisi, devletin muazzam gücünü muhalefete karşı kullanan bir Golyat'ınkine benzetilebilir.

Kılıçdaroğlu'nun taktikleri, önceki stratejilerinde belirgin bir şekilde yer alan mücadeleci yaklaşımla birlikte yıllar içinde değişiklik gösterdi. Acımasız bir söz savaşında Erdoğan ile kafa kafaya mücadele etmeye çalıştı. Bununla birlikte her karşılaşma, Erdoğan'ın konumunu güçlendiriyor gibiydi. Erdoğan'ın siyasi cesareti asla sarsılmadı. Erdoğan'a yönelik doğrudan bir saldırı genellikle geri tepti ve bu nedenle sonuç kaçınılmazdı.

Muhalif medyanın durumuna da eleştirel bir bakış düşüyor Türkiye, hassas sinirlere dokunmaya cesaret eden sert araştırmacı gazeteciliğe hasret kaldı.

Türkiye'de gazetecilik çoğu zaman masa başı bir iştir. Bir TV stüdyosunun sterilize edilmiş sınırları içinde belagatlı monologlar ve konuşan kafalar. Milletin nabzı, bu cam ve çelik yapılar içinde kayboluyor. Gazeteciliğin özü olan, “halkın sesi olmak” anlayışı bir kenara atılıyor.

Kendilerini bilge ilan eden bu kişiler, arabanın karmaşık mekaniğini, yolun karmaşıklığını veya sürücünün karşılaştığı incelikli zorlukları anlamadan yol tarifi sunan arka koltuk sürücüleri haline geldi.

Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin siyasi manzarası, muhafazakar milliyetçi taban etrafında sağlamlaştı. Bu değişim, muhalefetin aynı anda çok çeşitli siyasi seçmenlere hitap etmesini gerektirdi.

Liste çok yönlüydü. Laikler, Türk milliyetçileri, Kürtler, İslamcılar ve liberaller. Kılıçdaroğlu, bu siyasi yelpazeyi ustaca birleştirerek karmaşık görevde ustalığını kanıtladı. Sonuç aslında etkileyiciydi. Kılıçdaroğlu, oyların yüzde 48'ini topladı. Ancak bu zafere yol açmadı.

Gördüğümüz gibi, Türkiye'de siyasi başarıya giden yol zorluklarla ve beklenmedik engellerle dolu.

Kaynaklar

Tartışma