FT: Elon Musk şeytanlardan ilham alıyor
Elon Musk ile iki yıl geçiren ünlü biyografi yazarı Walter Isaacson, dünyanın en zengin adamını Financial Times’a anlattı: Musk şeytanlardan ilham alıyor.
Tesla'nın CEO'sunın biyografisini yazan Isaacson, Financial Times’a Musk'ın "birçok kişiliği" olduğunu söyledi.
Isaacson'a göre Musk, sadece son yıllarda değil, tüm hayatı boyunca değişken bir ruh haline sahipti.
İşte Financial Times editörü Gillian Tett ve Walter Isaacson'un Elon Musk röportajı:
Bir cuma öğle saatlerine doğru New Orleans Bourbon Caddesi'ndeki Galatoire’s Restaurant’tayım. Mekandaki tek ayık müşteri benim sanki. Bir tarafımda Barbie gibi giyinmiş kızlar bağırarak kokteyllerini sallıyor diğer yanda kabadayı tipler düğün öncesi parti yapıyor. 71 yaşındaki Amerikalı yazar Walter Isaacson’la burada buluşma sebebimiz, New Orleans barları kadar tuhaf, gürültücü, öngörülemez ve vahşi bir adamın biyografisini yazmış olması: Elon Musk.
Isaacson daha önce de tartışmalı yenilikçilerin biyografisini yazmıştı. Ancak Musk’ın zihnini keşfetmenin “başka hiçbir şeye benzemediğini” söylüyor:
"İki yıl yanından ayrılmamam ve hemen her gün konuşmamız gerektiğini ona baştan söyledim. Heyecan dolu bir serüvene dönüştü.” Birkaç dakika sonra bağırarak anlatmaya başlıyor: “Bana teşhis koyulmuş olmasa da bipolar olduğunu söyledi. Ama bence mesele o kadar basit değil."
Bu gürültülü mekanı seçmemizin sebebi Isaacson’un yörenin önde gelenlerinden olması. Harvard ve Oxford’da okuyan Isaacson gönlünü gazeteciliğe kaptırdı.
İngiliz The Sunday Times ve bir New Orleans gazetesinde çalıştıktan sonra New York’a taşındı. Time’da editörlük, CNN’de CEO’luk yaptı. Sonra düşünce kuruluşu Aspen Institute’un başına geçip talihini değiştirdi. Ama birkaç yıl önce köklerine, New Orleans’a döndü. Şimdi Tulane Üniversitesi’nde tarih hocası.
"Telefonu kapatmadan tweet attı"
Isaacson’a Musk’ı nasıl ikna ettiğini soruyorum. On yıl önce biyografisini yazdığı Apple’ın kurucusu Steve Jobs o günlerde kanserle savaşıyor ve manevi mirasını önemsiyordu. Ama Musk genç ve hala yükseliş döneminde. Isaacson anlatıyor: “2021’de yeni bir kitap için aranıyordum. Mike Bloomberg gibi birçok arkadaşım Elon’ı yazmamı önerdi. Birisi telefon görüşmesi ayarladı ve bir buçuk saat konuştuk. Kendisinin kitabı hiçbir şekilde kontrol edemeyeceğini söyledim. Hem de hiç.”
Hayatındaki en küçük detayları bile kontrol etme takıntısıyla meşhur Musk bunu kabul etmiş mi?
Isaacson başını sallıyor.
"Sadece ‘İyi!’ dedi. Sonra başkalarına söylemesinde sakınca olup olmadığını sordu. Yok dedim.” Birkaç dakika sonra arkadaşlarının yanına gidince ona Musk’ın henüz telefonu bile kapatmadan bir tweet attığını haber vermişler. Biyografisini Isaacson’un yazacağını duyurmuş. Yazar “Ne kadar aceleci olduğunu ilk o zaman gördüm” diyor. Musk böyle bir projeyi neden kabul etmiş olabilir? “Tarihi çok seviyor ve egosu kendisini tarihi bir figür olarak görecek kadar büyük. Hem açıklığı ve dobralığıyla herkesi şaşırtmak istiyor."
Isaacson işi gereği Musk nereye gitse yanındaydı. Başarılı günlerine denk geldiği için işinin “kolay olmasını” umuyordu. 2021’e gelindiğinde Tesla neredeyse 1 milyon otomobil satmış, SpaceX 31 başarılı fırlatma yapmıştı.
Bu sıçrayış Musk’ı dünyanın en zengin insanı yaptı. Time dergisi ve Financial Times tarafından “Yılın İnsanı” seçildi. Ama Isaacson’un tabiriyle “Her şey o kadar iyi gidiyordu ki Musk huzursuzlanmaya başladı. Drama bağımlısı olduğu için işlerin yolunda gitmesini sevmiyor.” Belki de sırf can sıkıntısından Twitter’ı aldı. Isaacson "Çılgınlık bu diye düşündüm. Musk’ın empati duygusu yok, bu yüzden Twitter ona uygun değildi."
Ama 2022 ilkbaharında Musk Twitter’ı 44 milyar dolara satın aldı ve kendi personeline, medyaya, kullanıcılara ve liberal politikacılara savaş açtı. Ama biyografi yazarını tuttu. Isaacson “Aksine, hep yanında oturup notlar aldım. Her şirket toplantısına girdim. Çocuklarıyla aile yemeklerinde bile vardım” diyor.
Musk sürücüsüz Tesla araçların yapay zeka için önceden belirlenmiş kuralları kullanmayı bırakıp, araç kamerasından gelen video verilerinden yararlanarak gerçek sürücüleri taklit etmesine karar verdiğinde Isaacson da oradaymış.
Kısa süre önce gizli bir projeye başladığını da ilk elden izlemiş. Musk yeni yapay zeka şirketiyle Twitter ve Tesla’dan gelen muazzam veri deposunu kullanarak OpenAI gibi rakip firmaları geride bırakmayı amaçlıyor. Bu hamle çok ciddi ticari sonuçlar getirebilir.
Elon Musk'ın şeytan modu
Kendisini biyografi yazarından çok terapist gibi hissettiği olmuş mu? Isaacson biraz kızıyor: “Ne terapisti ne de danışmanı olma niyetim vardı.”Peki birine kendinizi kaptırmadan, onun özünü kavrayacak kadar nasıl yaklaşabilirsiniz? “Sessiz olduğu anlarda konuşmamayı öğrendim.
Bazen şirket toplantısından sonra ikimiz kalıyorduk. Bir şey sorduğumda dört-beş dakika cevap vermiyor, düşünüyordu. Bir gazeteci için dört dakika sessiz kalmak zor iş!” diyor. Musk’ın karakteri hakkında ise “Birçok farklı Elon kişiliğine girdiğini gördüm. Bazen gerçekten [sevgilisi Kanadalı şarkıcı] Grimes’ın tabiriyle ‘şeytan moduna’ giriyor. O halden çıktığında şeytan modundayken yaptıklarını neredeyse unutuyor ve Dr. Jekyll’dan Mr. Hyde’a dönüşüyor” diye konuşuyor. Iyy!
Ketamin etkisi mi?
Isaacson bunu ketamin kullanımına bağlayanlara ise katılmıyor: “Çok uzun zamandır böyleymiş. Çocukluk yaraları etkili olabilir.” Musk Güney Afrika’da Apartheid döneminde büyüdü ve babasıyla çetrefilli bir ilişkisi vardı. Dışlanmış hissediyor ve sürekli kendini kanıtlamaya çalışıyormuş. Isaacson onun için “Şeytanlarının güdümünde hareket ediyor” diyor.
Alışık olmadığı bir şey değil. 20. yüzyılda Almanya’da yaşayan Einstein, erkeklerle dolu bilim dünyasında faaliyet gösteren Doudna ve gayrimeşru bir çocuk olan Leonardo gibi, biyografisini yazdığı birçok zeki yenilikçi isim de kendini dışlanmış hissediyordu.
Yenilikçi insanların başarılı olmaları için psikolojilerinin bozuk olması şart mı? Isaacson yüzünü buruşturuyor: "Ben muhteşem bir anne-babanın çocuğu olarak harika bir yerde doğdum. Asla Mars’a roket yollamaya kalkmam. Musk manik çalkantılardan, şiddetli depresyonlardan ve riskli yükselişlerden geçiyor. Böyle olmasa elektrikli araç üretip yörüngeye roket fırlatan biri de olmazdı."
Isaacson’a göre Elon’ın tepesindeki şeytanları aynı zamanda onun ilham melekleri. Peki Musk bu şeytanların altında ezilir mi? Isaacson temkinli: “Bu manik yoğunlukla her zaman yoldan çıkabileceğini düşünüyorum çünkü hayatı çok ince katmanlara ayrılmış durumda.”
"Bazen eğlenceli bazen pislik"
Özel hayatı da çok parçalı: Üç kadından 11 çocuğu var.
"Çocukları yakınında olsun istediği için" çoğu Musk gibi Austin’de yaşıyor. Anneler iyi geçinebiliyor mu? Isaacson “Birbirleriyle geçinemiyorlar” diyor. Musk’la anlaşamadıkları da oluyor. Grimes geçtiğimiz günlerdeki sosyal medya paylaşımıyla gerilimi artırdı. Sonradan sildiği mesajda Musk’tan aslında daha fazla çocuğu olduğunu söylüyordu. Tüm bu sürecin sonunda Elon’dan hoşlanıp hoşlanmadığını soruyorum. Epey düşünüyor: “Hoşlanmak çok düz bir sözcük. Elon’ın uyandırdığı duygu yoğunluğunu karşılamıyor. Bazen eğlenceli, bazense pisliğin teki oluyor. Kitapta bütün bu Elon'ları gösterip kararı okura bırakmak istiyorum” diyor.