Geopolitical Monitor: ABD-Çin rekabetinde yeni perde, ticaret yollarında yaşanacak

ABD ve Çin arasındaki rekabet, IMEC ve Kuşak Yol girişimleri ile başka bir boyuta evrildi. Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlanacak Kalkınma Yolu, Süveyş Kanalı'ndan büyük bir potansiyele sahip olabilir.

1. resim

ABD merkezli düşünce kuruluşlarından Geopolitical Monitor'de, ABD ve Çin rekabetinin ticaret yolları hamleleri ile yeni bir aşamaya geçtiğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Analizde özellikle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok önem verdiği ve Irak'ın Faw limanı üzerinden Türkiye'ye ve Türkiye'den de Avrupa'ya uzanacak olan Kalkınma yolu projesinin potansiyeline dikkat çekildi.

Kalkınma Yolu Projesi'nin, hem kısa güzergahı hem de maliyetleri azaltması açısından Süveyş Kanalı'nın potansiyeline rakip olabileceği belirtilen analizde, ABD'nin hayata geçirmek istediği IMEC projesinin de geleceğine dair öngörülerde bulunuduldu.

İşte Geopolitical Monitor'de yayınlanan analiz:

Irak'ın Basra Körfezi kıyısında inşa edilen Faw Limanı'nın 2025 yılında faaliyete geçmesi bekleniyor. Şu anda üçte ikisi tamamlanmış olan proje ise Güney Koreli Daewoo şirketi tarafından üstlenildi.

Toplam 90 rıhtımdan oluşması planlanan liman, sanayi bölgeleri ve tesisleriyle birlikte Orta Doğu'nun en büyük konteyner limanı olmaya hazırlanıyor. Toplam 16 kilometrekarelik bir alana yayılan Faw Limanı'nın yıllık 99 milyon ton elleçleme kapasitesine sahip olması öngörülüyor.

Faw Limanı, 'Kalkınma Yolu' projesi kapsamında inşa edilecek 1200 kilometrelik bir karayolu ve demiryolu ağı ile Türkiye'ye bağlanacak.

Yaklaşık 17 milyar dolar maliyetle hayata geçirilen bu proje, Asya'dan Avrupa'ya bir ulaşım güzergahı oluşturmayı hedefliyor. Basra'dan başlayıp Necef, Kerbela, Bağdat ve Musul vilayetlerinden geçerek Türkiye'ye ulaşması planlanan Kalkınma Yolu, Mersin Limanı'ndan Avrupa'ya bağlanabilme özelliği ile Süveyş Kanalı'ndan daha kısa bir ulaşım süresi sunma potansiyeline sahip.

Çin, Faw Limanı'nın inşasını ve Kalkınma Yolu'nun oluşturulmasını destekleyen ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Çin hükümeti, Irak ile 10 milyar dolarlık bir anlaşma yapmanın ötesinde, her iki projeye de mali katkıda bulunma niyetini dile getirmiştir.

Çin, günde yaklaşık 10 milyon varil ham petrol ithal eden bir ülke ve bu petrolün büyük bir kısmını Orta Doğu ülkelerinden temin ediyor. Suudi Arabistan ve Irak, yıllık 110 milyar doların üzerinde ham petrol ihraç ederek Çin'e en fazla petrol tedarik eden ülkeler arasında yer alıyor.

Hem Faw Limanı hem de Kalkınma Yolu, Çin'in Basra Körfezi'nden ithal ettiği petrol kaynaklarına daha iyi bağlanmasına yardımcı oluyor. Faw Limanı'nın Orta Doğu'daki en büyük konteyner limanlarından biri olması bekleniyor ki bu da Irak'tan Çin'e daha fazla ham petrol ithalatı anlamına gelebilir.

Aynı zamanda Faw Limanı'nın inşasıyla birlikte Çin, 2022'de Irak'tan 53 milyar dolar değerinde petrol ihraç ederek 2021'e kıyasla yüzde 43'lük bir artış kaydetti. Faw Limanı'nın tamamlanması, Çin'in küresel petrol ihracatında üçüncü en büyük tedarikçisi olan Irak'a daha fazla satış fırsatı sunabilir.

Ayrıca Faw Limanı üzerinden inşa edilen karayolu ve demiryolu ağı ile Türkiye ve Avrupa'ya uzanan ticaret koridoru, Çin'in petrol dışı ürünlerini Avrupa pazarına daha etkin bir şekilde ulaştırmasını sağlayacak.

Faw Limanı, Çin'in halihazırda güçlü bir karşılıklı bağımlılığa sahip olduğu Irak üzerinden küresel ticaret hacmini artırabilir.

Özellikle Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlanacak olan Kalkınma Yolu'nun, ürünleri Süveyş Kanalı'ndan daha kısa sürede ve daha az maliyetle Avrupa'ya ulaştırma kapasitesine sahip olabilir ve bu durum, yolu Süveyş Kanalı'ndan büyük bir potansiyel haline getirebilir.

Irak'taki Faw Limanı ve Kalkınma Yolu Projesi, Kuşak ve Yol Girişimi ve deniz yolu projesi ile kesişmekte ve belirli noktalarda alternatif bir rota sunma potansiyeline sahiptir. Çin bu güzergâhı kullanarak küresel ticaret ağını Irak gibi Körfez ülkeleri üzerinden genişletebilir ve ABD'nin de yakından takip ettiği Kuşak ve Yol Girişimi'ni güçlendirme fırsatı yakalayabilir.

Ticaret yollarını kısaltma ve Çin'i bölgesel bir entegrasyon sürecine sokma potansiyeli sunan bu projeler, Çin'e sağladığı avantajlar nedeniyle ABD çıkarları için tehdit oluşturuyor. Kuşak ve Yol Girişimi'nin 2013 yılında açıklanmasının ardından ABD, Orta Doğu ülkeleri ile Çin arasındaki ilişkileri engellemek için çeşitli yaptırımlara ve diplomatik baskılara başvurdu.

Son dönemde ABD, Çin'in Kuşak Yol Girişimi adı altında teşvik ettiği ticaret yollarına alternatif oluşturacak farklı ittifaklar kurmayı ve ittifaklar üzerinden farklı ticaret yolları inşa etmeyi hedefliyor. Bu bağlamda atılan son adımlardan biri, Hindistan'daki G20 Zirvesi'nde ABD'nin öncülüğünde Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) üzerinde anlaşmaya varılmasıdır.

Hindistan'ı demiryolları ve limanlar aracılığıyla Orta Doğu ve Avrupa'ya bağlamayı öngören ticaret yolu, Beyaz Saray tarafından "yeni bir bağlantı dönemi" olarak ilan edilmiş ve ABD, Fransa, İtalya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri projeyi birlikte geliştirmeyi kabul etmiştir.

ABD bu yolla Körfez'deki etkisini Çin'in aleyhine artırmaya ve bölgedeki liderliğini sürdürmeye çalışıyor. Proje, ABD'nin KYG'ye karşı attığı en somut adımlardan biridir.

Dahası, Washington'un son dönemde Çin ile yakın ekonomik işbirliği kuran Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni hala kendi yanında konumlandırabileceğinin ilanı anlamına geliyor.

IMEC, Irak ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya uzanan Kalkınma Yolu ile rekabet eden alternatif bir ticaret rotasını temsil ediyor.

ABD yönetimi, Çin'in bu rotaya katkısına ve rotanın Çin'e sağlayacağı potansiyel faydalara karşı IMEC üzerinden bir hamle yaptı. İki rota arasındaki rekabet, ABD ve Çin'in küresel bir rekabet dönemine girdiklerinin, kendi ittifaklarını güçlendirdiklerinin ve ekonomik çıkarlarını destekleyen rakip ticaret rotaları inşa ettiklerinin sadece son göstergesidir.

Tartışma