George Vlad Niculescu: Bakü'nün Karabağ'da stratejik olarak sabırlı olması gerekiyor
💢 Rus barış güçlerinin faaliyetleri Azerbaycan'da bir tartışma konusu.
💢 Kasım 2025'e kadar barış olması beklenmediğinden barış güçlerine ihtiyaç ola bilir.
💢 Bakü'nün Karabağ'da stratejik olarak sabırlı olması gerekiyor.
Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan arasında 10 Kasım 2020'de imzalanan açıklamaya göre Güney Kafkasya'da Rus barış güçlerinin konuşlandırılmasına başlandı. Barışı koruma misyonunun asıl görevi bölgede barışı sağlamak ve Ermeni silahlı kuvvetlerini bölgeden uzaklaştırmak olsa da 2 yılı aşkın süredir bu başarılamadı.
Azerbaycan tarafı, barışı koruma misyonunun çalışmalarından duyduğu memnuniyetsizliği defalarca dile getirdi.
Anlaşmaya göre ilk 5 yıl bölgede olacaklar ve gerekirse bu süre uzatılabilecek.
Bugün Güney Kafkasya'da Rus barış güçlerine ihtiyaç var mı?
Avrupa jeopolitik forumu (Brüksel) araştırma departmanı başkanı George Vlad Niculescu, gdh'a yaptığı röportajda barış güçlerinin barış anlaşmasının imzalanmasından sonra bölgeyi terk etmesinin mümkün olacağını kaydetti.
- Sayın Vlad, en son süreçleri zaten biliyorsunuz. Ermenistan'ın provokasyonları her iki tarafta da kayıplarla sonuçlandı. Bahsettiğiniz gibi, barış anlaşmasının bir süredir gündemde olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda barışı koruma misyonunun bölgede kalacağını söyleyebilir miyiz?
- Normalde Rus barış güçlerinin, 10 Kasım 2020'de Ermenistan, Azerbaycan ve Rusya liderleri tarafından imzalanan Üçlü Deklarasyon'da öngörülen ilk beş yıllık sürenin sonunda Karabağ'dan ayrılması gerekiyor. Ancak ayrılmaları, o zamana kadar görevlerini yerine getirmelerine bağlı olabilir. Şu anda, Rus barış güçlerinin faaliyetleri Azerbaycan'da bir tartışma konusu. Faaliyetlerinden pek memnun değiller. Ek olarak, onların Kafkasya'dan ayrılması için Güney Kafkasya'daki jeopolitik koşullar, Rusya'nın güvenlik çıkarları için yeterince iyi olmalıdır, böylece Rus stratejistler, bölgenin tam kontrolüne sahip olduklarına ve artık bölgede askeri varlığa ihtiyaç olmadığına ikna olurlar.
-Şu anda bahsettiğiniz bir garanti yok diyebilir miyiz?
- Evet, ne yazık ki şu ana kadar bu koşullardan hiç biri Kasım 2025'e kadar karşılanabilecek gibi görünmüyor, bu nedenle Rus barış güçlerinin o zamana kadar bölgeden çıkması pek olası görünmüyor. Açıktır ki, Azerbaycan kendi şartlarına göre Rus barış güçlerinin topraklarındaki varlığının sona erdirilmesini resmen talep edebilir. Ancak böyle bir tek taraflı talep, Ermenistan ile yeni bir savaşın başlaması olasılığı da dahil olmak üzere bölgesel istikrar için büyük riskler doğurabilir.
- Bir uzman olarak, bir barış anlaşmasına varmaya yakın mıyız yoksa uzak mı?
- Aslında 44 gün süren savaşın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, Ermenistan ve Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ sorununa barışçıl bir çözüm bulmaktan hâlâ uzak olduğu görülüyor. Ne yazıkki bu 30 yılı aşkın süredir devam ediyor. Hem Rusya hem de AB'nin arabuluculuğunda çeşitli düzeylerde önemli sayıda toplantı yapılmasına rağmen, gelecekteki bir barış anlaşmasının pratik ayrıntıları bir yana, ilkeleri üzerinde anlaşmaya varılması konusunda gerçek bir ilerleme kaydedilmedi. Azerbaycan yetkilileri, Azerbaycan'da böyle bir siyasi-idari organ olmadığı için Dağlık Karabağ'ın statüsünün tartışılmasına gerek olmadığı konusunda ısrar etseler de, Ermenistan hükümeti Karabağ'da yaşayan Ermenilerin hak ve güvenliklerinin Azerbaycan Cumhuriyeti'nin çerçevesi dışında sağlanacağını iddia etti. Ayrıca birçok Ermeni analist, barış sürecinin gerektiği kadar devam etmesinin hayati önem taşıdığına ve yakın gelecekte Rus barış güçlerinin Karabağ Ermenilerinin güvenliğini sağlamada paha biçilmez olacağına inanıyor. Ve taraflar arasında Kasım 2025'e kadar Ermenistan ile Azerbaycan arasında yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmanın imzalanması zor görünüyor. Potansiyel olarak sonuçsal, çekişmeli başka birçok sorun var.
Ardından, Ukrayna'daki son savaş ve bunun Rusya'nın Batı ile ilişkileri üzerindeki etkileri ve bunun sonucunda Doğu Avrupa ve Avrasya'da gelecekteki güvenlik düzenlemeleri tarafından şekillendirilen Doğu Avrupa'daki daha geniş jeopolitik bağlam var. Kasım 2020'de varılan ateşkesin, Rusya'nın Karabağ'da barış gücü olmasını şart koşan Rusya-Türkiye anlaşmasına dayandığı açıktır. Rusya ile Türkiye'nin ana üyesi olduğu NATO arasındaki mevcut jeopolitik çatışma ve hibrit savaş bağlamında, Azerbaycan'ın Moskova'nın Güney Kafkasya bölgesinde askeri bir varlık olmadan stratejik kontrolü sürdürebileceğinden emin olması pek olası değildir.
- Barış gücünden bahsederken Türkiye faktörüne değindiniz. Burada Türkiye'nin rolü nasıl değerlendirilmeli?
- Aslında birçok Rus stratejist, Rus birliğinin Karabağ'dan çekilmesinden sonra Azerbaycan'ın Rusya'ya karşı Batı'nın yanında kalabileceğinden korkuyor ve bu onların bakış açısından kabul edilemez. Sonuç olarak, korkarım ki Karabağ'da barış daha çok Rusya ile Türkiye arasında devam eden Rusya-Batı jeopolitik çatışmasıyla giderek daha fazla karışan daha geniş güç dengesine bağlı. Bu açıdan bakıldığında NATO üyesi Türkiye, Rusya ile Batı arasında “orta güç” rolünden vazgeçerse, Karabağ'da savaşın yeniden başlaması riski katlanarak artabilir.
- Ermenistan'ın Batı ile "çok iyi" ilişkileri ışığında, Rus barış güçlerinin önümüzdeki 5 yıl boyunca bölgede olacağı sonucuna varıyor muyuz?
- Bu oyunun mantıksal sonucu, Rus barış güçlerinin Kasım 2025'ten sonra yerel güç dengesini ve dolayısıyla Güney Kafkasya'da bölgesel istikrar ve barışı korumanın kilit bir unsuru olarak Karabağ'da kalması gerekebileceğidir. Bu, Ermenistan ile çatışmayı daha geniş Doğu Avrupa ve Avrasya stratejik bağlamları dışında çözme fırsat penceresi kapalı kaldığı sürece, Bakü'nün Karabağ'da stratejik olarak sabırlı kalması anlamına gelir.