Gulf State: Suriye-Türkiye normalleşme görüşmelerinin detayları ve tarafların beklentileri

Suriye-Türkiye arasındaki son dönemde yaşanan gelişmeler, normalleşme sürecinin hızlandığını gösteriyor. Peki Suriye-Türkiye normalleşme görüşmelerinin detayları ve tarafların beklentileri ne?

1. resim

Suriye-Türkiye arasındaki son iki hafta içinde arka arkaya yaşanan gelişmeler, normalleşme sürecinin hızlandığını gösteriyor.

28 Aralık'ta Suriye ve Türkiye savunma bakanları Moskova'da bir toplantı gerçekleştirdi. Suriye Dışişleri Bakanları Faysal Mekdad ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Beşar Esad ile Recep Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşecek görüşme öncesinde biraraya geldikleri düşünülüyor. Eğer bu görüşme gerçekleşirse 2 yıl aradan sonra iki liderin ilk görüşmeleri olacak.

Erdoğan 5 Ocak'ta yaptığı açıklamada; “Türkiye, Rusya ve Suriye Moskova'da bir süreç başlattı. Amacımız bölgede barış ve istikrarı tesis etmektir.” ifadelerini kullandı. Erdoğan tarih belirtmeden Esad'la masaya oturmaya istekli olduğunu da ortaya koydu.

İki ülke arasındaki normalleşme konuşmaları, ikili ilişkilerin 11 yıldır askıya alınmasına rağmen Çavuşoğlu'nun Suriyeli mevkidaşıyla Belgrad'da kısa bir süre görüştüğünü açıkladığı geçen yazdan beri masada duruyordu.

2011-2022 yılları

Arap Baharı patlak verdiğinde Erdoğan, Esad'ı devirmek isteyen muhaliflere destek verdi ve Suriye muhalefetinin yanında net bir taraf tuttu.

2016'da Erdoğan, Rusların El Bab, Cerablus ve Azaz şehirlerini kontrol etmesine yeşil ışık yakması karşılığında Halep çevresinde desteklediği unsurları geri çekti. Bundan sadece iki yıl sonra ise Türkiye, stratejik Afrin kentini büyük ölçüde kontrol altına aldı.

Türkiye bu alanlarda Türk okulları açtı ve sağlık hizmetleri vermeye başladı.

Türkiye normalleşme karşılığında ne istiyor?

Erdoğan, Şam ile normalleşme için çok sayıda taviz istiyor. Bunların başında, Suriye'nin kuzeydoğusundaki ayrılıkçı grupların varlığını sona erdirmek için güvenlik koordinasyonu geliyor.

Ankara, terör örgütü olarak nitelendirdiği PKK ve uzantılarının bu bölgede olduğunu belirtiyor. Türkiye ayrılıkçı PKK grupları ile 40 yıldır mücadele ediyor. Erdoğan, Kasım 2022'de İstanbul'da meydana gelen terör saldırısından da PKK'yı sorumlu tutuyor. Erdoğan Suriye'den, PKK ile bağlantılı tüm Suriyeli grupların silahsızlandırılmasını ve etkisiz hale getirilmesini istiyor.

Özerklik iddialarını veya herhangi bir devlet tezahürünü tanımayı reddeden Suriye için de bu talep iyiye işaret. 2017'de Esad buradaki grupları "hain" olarak nitelendirdi ve 2020'de "Suriye'de Kürt davası diye bir şey yok" açıklamasında bulundu.

Adana Sözleşmesi

Suriye ve Türkiye'nin bu gruplara karşı nasıl davranacağını zaman gösterecek. Erdoğan yakın zamanda özellikle Halep'in kuzeyindeki Tel Rıfat bölgesine bir askeri operasyon düzenlemek istemişti.

Erdoğan yeni bir operasyon emrini mi verecek, yoksa Suriye Ordusunun bu işi onun adına yapmasına izin mi verecek? Bu olursa, 2014'ten beri bu grupları koruyan ve silahlandıran Fırat'ın doğusunda konuşlanmış Amerikan birliklerini de etkisiz hale getirmeyi başarabilecek mi?

Formüllerden diğer biri de, Türkiye'ye terörle mücadele edebilmek için asker gönderebilmesini sağlayan 1998 Adana Anlaşması'na geri dönmek olabilir. 2012'de askıya alınan bu anlaşma yeniden hayata geçirilebilir.

Putin, Erdoğan'ın toprak derinliğinin 5 kilometreden 35 kilometreye çıkarılmasını talep etmesiyle, Adana Anlaşması'nın yeniden canlandırılması için Esad ile tartışıyor.

Böyle bir anlaşma, iki cumhurbaşkanı arasında şu anda Rusya tarafından ayarlanan bir görüşmeyi de beraberinde gerektirecektir.

Normalleşme karşılığında Suriye ne istiyor?

Suriye ise, ayrılıkçı gruplar etkisiz hale getirildikten sonra Türk birliklerinin tamamen geri çekilmesine ek olarak, Bab Al Hawa sınır kapısının yeniden açılması ve kontrolünün yeniden alınması ve stratejik M4 uluslararası otoyolunun kontrolünü de içeren bir dizi şart dile getiriyor.

Kıdemli Suriyeli gazeteci İbrahim Hamidi; “Putin, Erdoğan ve Esad arasında 'düşmanca işbirliği' olarak adlandırabileceğimiz bir şey için bastırıyor. Birbirlerini sevmek zorunda değiller, düşmanca bir işbirliği olsa bile, ortak düşman ayrılıkçılar olmalıdır.” ifadelerini kullanıyor.

Ancak Suriyeli siyasi analist Amer Elias, iki ülkeyi birleştiren başka konular da olduğunu söylüyor.

Amer Elias; “Bu ortak noktalardan biri ABD askerlerinin Suriye'deki yasadışı varlığına son vermek." tespitinde bulunuyor.

Ekonominin de hayati olduğunu söyleyen Elias, sınır kapılarının yeniden açılmasının iki ülke arasındaki ikili ticaret için hayati önem taşıdığını belirtiyor.

Kaynaklar

Tartışma