İç Anadolu'daki medeniyetlerin izleri kazılarla gün yüzüne çıkarılıyor
Kayseri, Sivas, Yozgat ve Kırıkkale'de yürütülen arkeolojik kazılarda ortaya çıkan buluntularla medeniyetlerin izleri sürülüyor.
Kayseri kent merkezinin 20 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü'nde hava şartları el verdiği müddetçe 12 ay boyunca devam eden kazılara, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nden Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlık ediyor.
Prof. Dr. Tahsin Özgüç'ün 1948 yılında ilk bilimsel kazıları başlattığı höyükten çıkarılan buluntular, Anadolu ve dünya tarihine ışık tutuyor.
Anadolu'nun ilk yazılı belgelerinin bulunduğu Kültepe'de, bu sezon hem tepede hem de Karum alanında devam eden arkeolojik kazılarda Bakır Taş Devri denilen Kalkolitik Çağ'a ait bir açmada Kültepe'nin bugünden en az 6 bin yıl öncesine kadar gittiğini gösteren verilere ulaşıldı.
Yine kazılarda arkeolojik sit alanı içindeki antik Warşama Sarayı'nın altındaki eski tabakalardaki açmada da Kültepe'nin ilk kuruluşuna ulaşılması hedefleniyor.
Çekyalı filolog Sarka Velharticka da Hititçeyi çözen ve Kültepe'de 1925 yılında köylülerin yardımıyla tabletler bulan dil bilimci Bedrich Hrozny'nin yarım kalan çalışmalarını tamamlayıp kitaplaştırmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Fosil kazılarında "zürafa sezonu yaşandı"
Kentte 2018 yılında başlatılan Yamula Barajı çevresindeki fosil kazılarında bu yıl daha çok zürafagiller ailesine ait fosiller bulundu.
Kazı çalışmaları, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Antropoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Okşan Başoğlu ve Prof. Dr. Pınar Gözlük Kırmızıoğlu'nun bilimsel danışmanlığında yürütülüyor.
Alanda bu yıl fosil bakımından verimli geçen kazı çalışmalarında, en çok zürafagiller ailesine ait fosillere ulaşıldı. Türkiye'deki diğer fosil kazılarından megafauna (büyük morfoloji gösteren hayvanlar) kalıntılarıyla farklılık gösteren çalışmalarda, hortumlular denilen fosiller de çıkarıldı.
Keykubadiye Sarayı'ndaki kazılar
Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad'ın Kayseri'de yaptırdığı Keykubadiye Sarayı'nda sürdürülen kazılar, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Baş tarafından 2015'ten bu yana sürdürülüyor.
Kayseri Şeker Fabrikası arazisindeki alanda devam eden kazılarda bu yıl sarayın hamam bölümü ortaya çıkarıldı.
Kayalıpınar'da Kral 3. Hattuşili'nin mühür baskısı bulundu
Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çiğdem Maner başkanlığında Hititler döneminde "Yukarı Ülke" olarak adlandırılan Sivas’ta, Kayalıpınar Harabesi'nde yürütülen kazı çalışmalarında sezon tamamlandı.
Bölgede 2005'ten bu yana aralıklarla devam eden kazılarda bu yıl, Kayalıpınar'ın, Hititler'in bin yıllık merkezi olduğunu kanıtlayan bulgulara ulaşıldı.
Hitit Kralı 3. Hattuşili'nin mühür baskısının bulunduğu kazılarda, kralın eşi, çocukları ve kraliyet ailesine ait çok önemli mühür baskıları da ortaya çıkarıldı.
Yine kazılarda, Kral'ın büyük oğlu veliaht prens Nerikaili'ye ait kil mühür baskısının yanı sıra festival ve fal metinleri üzerine çivi yazılı tablet parçaları da bulundu.
Kerkenes'de fil dişi parçaları çıkarıldı
Yozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı Şahmuratlı köyü yakınlarında Demir Çağı'nda milattan önce 600 yıllarında Medler tarafından kurulduğu tahmin edilen ve "Kerkenes Harabeleri" olarak da bilinen Pteria Antik Kenti'nde bu sezonki kazı çalışmaları tamamlandı.
Çevresindeki 7 kilometrelik sur duvarı ve 2,5 kilometrekarelik yerleşim alanıyla dönemin en büyük yerleşim yeri olduğu değerlendirilen alanda 1993 yılından bu yana kazı çalışmaları sürüyor.
Başkanlığını ABD'li Prof. Dr. Scott Branting'in yaptığı kazı çalışmalarında bu yıl fil dişi parçaları bulundu.
Büklükale'de Hitit döneminde deprem olduğu tespit edildi
Kırıkkale'nin Karakeçili ilçesindeki Büklükale mevkisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2009 yılında başlatılan kazı çalışmaları, her yıl mayıs ve haziran aylarında devam ediyor.
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Japonyalı Doç. Dr. Kimiyoshi Matsumura'nın yürüttüğü çalışmalarda, milattan önce 15. yüzyılda Hititler döneminde meydana gelen depremin bölgede hasara yol açtığı belirlendi.
Surun dış kısmında yürütülen çalışmalarda savaşta kullanılan 15 ok ucu bulundu ayrıca Geç Demir Çağı'ndan kalma, Kimmerlere ait olduğu düşünülen surun devamı tespit edildi.
Bölgenin, milattan önce 2000 yılının ikinci yarısında Hitit İmparatorluğu döneminde önemli bir şehir merkezi olduğu belirlenen çalışmalarda, "Aşağı şehir" alanında Selçuklu dönemine ait bir mimari ve onun altında da Roma dönemine ait bazı malzemeler ve sikke çıkarıldı, buranın Roma döneminde de iskan olduğu anlaşıldı.