İngiltere'de yüz binlerce öğretmen greve gitti

İngiltere'de öğretmenlerin bağlı olduğu Ulusal Eğitim Sendikası üyesi yüzlerce kişi hükümetle süregelen maaş zammı anlaşmazlığı nedeniyle greve gitti. İngiliz hükümetinin bu yıl 1.000 sterlinlik bir ikramiye ve gelecek yıl için ortalama %4,5'lik bir ücret artışı şeklindeki son ücret teklifini reddetme yönünde oy kullanmasının ardından öğretmenler de grev dalgasına katıldı.

Yüksek enflasyon ve ücretlerde erime nedeniyle başta demiryolu, posta, sağlık ve kamu çalışanları olmak üzere bir süredir ülkede birçok sektörde ücret artışı talebi devam ediyor.

Şubat ayında NEU eş başkanları Mary Bouster ve Kevin Courtney, hükümetin "greve yol açan sorunları ciddi bir şekilde ele almak istemediğini" belirterek, reel ücretlerdeki azalmanın öğretmenlerin mesleği bırakmasına yol açtığını söylemişti. 100'den fazla devlet dairesinde çalışan 150 bine yakın memur ücret, emekli maaşı, iş güvenliği ve işten çıkarma koşulları nedeniyle grev yapıyor.

Öğretmenler 2010'dan beri reel ücretlerde yüzde 11 kayıp yaşandığını belirterek enflasyon oranının üzerinde ücret artışı talep etti.

Hükümet ise okullara 2 milyar sterlin ek ödenek verildiğini ve sendika talebinin karşılandığını savunuyor.

İngiltere'de grevleri kısıtlayan yasa tasarısı

Muhafazakâr Parti hükümeti, grevler sırasında kamu hizmetlerinin belirli bir seviyede tutulmasını öngören ve bazı işçilere çalışma zorunluluğu getiren yasa tasarısını parlamentoya sunmuştu.

Tasarının ilk hali Ekim ayında, toplu taşıma grevleri sırasında asgari düzeyde hizmet verilmesi zorunluluğunu içerecek şekilde gündeme getirildi.

Şimdi bu zorunluluğu sağlık, eğitim, itfaiye, sınır güvenliği ve nükleer sektörde çalışanları da kapsayacak şekilde genişletilmeye çalışılıyor. Sendikalar böyle bir yasanın "antidemokratik" olduğunu belirterek tasarıya karşı çıktı.

Yasa tasarısı Almanya, Fransa ve İrlanda'nın da bulunduğu 18 ülkedeki 121 siyasetçi tarafından kınandı zira İngiltere'nin de imzacısı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 11. maddesi, işçiler için örgütlenme özgürlüğünü garanti altına alıyor.

Ocak ayında Avam Kamarası'nda 246’ya karşı 315 oyla kabul edilen tasarı, Lordlar Kamarası’nda 9 Mayıs'ta tartışılacak. Onaylanması halinde yasalaşması bekleniyor.