Institute for Security Studies: ABD, küresel düzeni korumak için NATO'yu ayakta tutmak zorunda!

Trump'ın yeniden seçilme ihtimali, ABD ve Avrupa'da güvenlik kaygılarının artmasına neden oluyor. ABD, güvenliğini ve Batı merkezli küresel düzeni korumak için NATO'yu ayakta tutmak zorunda!

1. resim

ABD merkezli düşünce kuruluşlarından Institute for Security Studies'de, özellikle son dönemde ABD eski başkanı ve Cumhuriyetçilerin muhtemel 2024 adayı Trump'ın söylemleri nedeniyle tartışma konusu haline gelen NATO ve NATO'nnu önemi ile ilgili bir analiz yayınlandı.

NATO'nun sadece Avrupa devletleri için kritik bir örgüt olmadığı belirtilen analizde, örgütün küresel düzenin korunması ve ABD'nin güvenliği için de vazgeçilmez bir yapı olduğu belirtildi.

Analizde ayrıca, Amerikan halkının NATO'ya bakış açısı ile ilgili yapılan anketlere de yer verilerek, yaklaşan seçimler öncesi çeşitli varsayımlar ortaya konuldu.

İşte Institute for Security Studies'de yayınlanan analiz:

Son zamanlarda NATO ile ilgili tartışmalar, özellikle eski Amerikan başkanı ve 2024 seçimleri için Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump'ın eleştirileri nedeniyle hem ABD'de hem de Avrupa'da daha yaygın hale geldi.

Bu durum uluslararası örgütü destekleme ya da karşı çıkma konusunda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu.

Ancak NATO'nun ABD'nin ulusal güvenliği için neden hayati önemde olduğunu anlamak önemlidir.

NATO, dinamik küresel güvenlik ortamında Amerikan savunma stratejisinin hayati bir köşe taşıdır. Zaman zaman gerginlikler ve politika farklılıkları ortaya çıksa da, ABD ve NATO ortakları arasındaki ittifak, ortak tehditlere karşı koymak ve ortak demokratik değerleri korumak için çok önemli olmaya devam etmektedir.

NATO'nun Amerikan ulusal güvenliğine çok yönlü katkılarını kabul etmek ve onu sadece mali bir taahhüt olarak değil, kolektif savunmayı geliştiren ve istikrarı destekleyen stratejik bir varlık olarak görmek zorunludur. NATO'nun Amerikan çıkarlarının korunmasındaki rolünün karmaşık ağını incelediğimizde, öneminin küçümsenmemesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

İttifak 1949 yılında kolektif savunma, karşılıklı yardımlaşma ve demokrasiyi koruma idealleri üzerine kurulmuştur.

NATO Antlaşması'nın 5. Maddesinde belirtilen karşılıklı savunma hükmü, herkesi güvende tutmak için birlikte çalışmak açısından kritik önem taşımaktadır. Bu madde üye devletleri üçüncü bir tarafın saldırısı durumunda birbirlerinin yardımına koşmakla yükümlü kılar.

Bu kolektif savunma taahhüdü potansiyel saldırganları caydırır ve müttefikler arasında dayanışma ve birlik duygusunu geliştirerek örgütün ortaya çıkan tehditlere karşı koyma kapasitesini güçlendirir.

NATO, kolektif savunmayı güçlendirmek için üyelerinin birleşik yetenek ve kaynaklarından yararlanarak ABD için bir kuvvet çarpanı işlevi görür.

Uyumluluk ve yük paylaşımı düzenlemeleri yoluyla askeri varlıkların bir araya getirilmesini, istihbarat paylaşımını ve ortak eğitim tatbikatlarını kolaylaştırarak müttefik kuvvetlerin genel etkinliğini ve verimliliğini arttırır. Bu stratejik işbirliği Amerika'nın askeri yeteneklerini güçlendirmekte ve savunmanın mali yükünü üye devletler arasında daha adil bir şekilde yayarak maliyetlerin adil ve sürdürülebilir bir şekilde dağıtılmasını sağlamaktadır.

Ayrıca, NATO'nun entegre komuta yapısı ve savunma planlamasına çok uluslu yaklaşımı hızlı konuşlanmaya ve birden fazla harekât alanında güvenlik sorunlarına esnek bir şekilde yanıt verilmesine olanak sağlar.

Üye devletlerin farklı güç ve uzmanlıklarından yararlanarak, askeri saldırılardan konvansiyonel olmayan savaş ve terörizme kadar geniş bir yelpazedeki güvenlik tehditlerini ele alma kapasitesini artırır.

Kolektif savunmadaki geleneksel rolünün ötesinde bu oluşum, Avrupa'da ve ötesinde istikrar ve demokratik yönetişimin desteklenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ortaklık programları, kapasite geliştirme girişimleri ve kriz yönetimi operasyonları aracılığıyla NATO, demokrasi heveslisi ülkelere kurumlarını güçlendirme, güvenlik sektörü reformunu geliştirme ve hukukun üstünlüğünü teşvik etme konularında yardımcı olmaktadır.

NATO Avrupa'nın çevresinde ve ötesinde istikrarı destekleyerek çatışmaların önlenmesine, aşırılıkla mücadeleye ve ekonomik kalkınma ve refahın teşvik edilmesine katkıda bulunur.

Ayrıca, üye olmayan devletler ve uluslararası örgütlerle olan angajmanı, değerlerini ve ilkelerini küresel sahneye yansıtarak erişimini ve etkisini genişletmektedir.

NATO; Akdeniz, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki ülkelerle kurduğu ortaklıklar aracılığıyla bölgesel güvenliği arttırmayı, demokratik değerleri teşvik etmeyi ve terörizm, korsanlık ve yasadışı ticaret gibi ortak tehditlere karşı direnç oluşturmayı amaçlamaktadır.

Bu hayati örgüt, üye olmayan devletlerle diyalog ve işbirliğini teşvik ederek stratejik öneme sahip bölgelerde istikrar sağlayıcı bir güç olarak rolünü pekiştirmekte ve sınır ötesi güvenlik sorunlarını etkin bir şekilde ele alma yeteneğini güçlendirmektedir.

Güvenlik ortamı geliştikçe ve yeni tehditler ortaya çıktıkça, NATO çevik ve uyumlu olmaya devam etmekte, artan zorlukları ele almak için yeteneklerini ve doktrinlerini sürekli olarak güncellemektedir.

NATO siber saldırılar ve hibrit savaştan terörizm ve dezenformasyon kampanyalarına kadar 21. yüzyıl güvenlik ortamının çeşitli tehditleriyle karşı karşıyadır.

Siber Savunma Taahhüdü, NATO İşbirliği Siber Savunma Mükemmeliyet Merkezi ve ortak istihbarat, gözetleme ve keşif çalışmaları gibi girişimlerle ittifak sanal tehditlere karşı direncini arttırmakta ve dijital alanda kolektif savunmayı güçlendirmektedir.

Uluslararası örgüte karşı olanlar NATO'nun askeri teknoloji açısından bir adım önde olmaya kararlı olduğunu unutmamalıdır. Savaş alanındaki değişimlere ayak uydurmak için yapay zekâ, kendi kendine çalışan sistemler ve uzay yetenekleri gibi yeni teknolojilere yatırım yapıyor. Ayrıca, uluslararası kuruluş yeni tehditlerle başa çıkmaya hazır olmaları için kuvvetlerini eğitmeye ve geliştirmeye odaklanmaktadır.Bu da ittifakı daha güçlü ve saldırılara karşı savunmaya daha hazır hale getiriyor.

11 Eylül 2001'de ABD'ye karşı düzenlenen terörist saldırılar NATO'yu çok değiştirdi. Madde 5 ilk kez kullanıldı. Bu, dünyanın ne kadar birbirine bağlı hale geldiğini gösterdi.

Amerika'nın müttefikleri tehditler nereden gelirse gelsin, uzakta bile olsalar onlarla savaşmaya karar verdiler.

Bu ittifak, üyelerini savunmak gibi askeri bir rolün ötesinde, diplomatik diyalog ve siyasi danışma platformu olarak da hizmet vermekte ve kilit güvenlik konularında uzlaşma sağlanmasını ve anlaşmazlıkların çözülmesini kolaylaştırmaktadır.

NATO'nun Kuzey Atlantik Konseyi gibi kurumsallaşmış forumları samimi tartışmalar ve stratejik uyum için bir ortam sağlar. Diyalog ve angajman yoluyla NATO müttefikler arasında dayanışma ve karşılıklı güven duygusunu geliştirerek transatlantik işbirliğini ve ortaya çıkan tehditler karşısında dayanıklılığı artırır.

Gallup World Affairs tarafından Şubat ayında yapılan bir anket Amerikalıların yüzde 47'sinin ülkelerinin NATO'ya olan mevcut bağlılığını sürdürmeyi tercih ettiğini, yüzde 20'sinin ise ittifaka olan desteğin artması gerektiğine inandığını ortaya koymuştur.

Öte yandan, yüzde 16'lık bir kesim ABD'nin NATO'ya olan bağlılığını azaltması gerektiğini düşünürken, yüzde 12'lik bir kesim de ülkenin NATO'dan tamamen çekilmesini istiyor.

Siyasi partilere göre sonuçlara baktığımızda, Demokratların çoğunun (yüzde 53), Cumhuriyetçilerin (yüzde 46) ve bağımsızların (yüzde 43) olduğu gibi ABD'nin NATO'ya bağlılığının devam etmesini desteklediğini görüyoruz.

Dahası, Demokratların yüzde 27'si ve bağımsızların yüzde 24'ü ABD'nin taahhüdünü arttırmasını isterken, Cumhuriyetçilerin sadece yüzde 7'si bu fikre katılıyor.

Günümüzün artan küresel tehditleri ışığında, bu konunun partizan bölünmeleri aşması ve Amerikan ulusal güvenliğini korumak için halkın bunu bir öncelik haline getirmesi zorunludur.

Avrupa'daki üslerde askeri varlığın sürdürülmesi, ABD'nin dünya çapındaki çıkarları için çok önemli bir ilk savunma hattıdır. NATO, ABD'nin güvenliğini sağlamak ve batı merkezli küresel düzeni korumak için ayakta tutulması gereken en önemli örgüt pozisyonundadır.

ABD halkı, parti çizgilerinin ötesinde birleşerek ülkesini koruyabilir ve ancak bu yaklaşım, ABD'yi yaklaşan tehditlere karşı koruyabilir.

Tartışma