İsrail'in Lübnan'da uzaktan saldırısı ilk değil! Geçmişte yaşanan cihaz patlamaları mercek altında

Lübnan'da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları patladı. Can kayıplarının ve yaralanmaların yaşandığı patlama, geçmişte kayıtlara geçen benzer olayları gündeme getirdi.

1. resim

Hizbullah'ın salı günü meydana gelen saldırıdan sorumlu tuttuğu İsrail, uzun zamandır telefonları ve benzer cihazları "düşmanları takip etmek ve öldürmek" için kullanıyor.

Financial Times'ın haberine göre, Münih Olimpiyatları'nda 11 İsrailli atletin öldürülmesine karşılık vermek isteyen Mossad ajanları, Paris'teki Filistin Kurtuluş Örgütü temsilcisi Mahmud Hamşari'nin telefonuna patlayıcı yerleştirdi.

İsrail'in geçmişte uzaktan düzenlediği saldırılar

Hamşari, 8 Aralık'ta, gelen bir çağrıya yanıt verdiğinde yakındaki Mossad ekibi, patlayıcıları uzaktan patlattı. Bir bacağını kaybeden Hamşari, daha sonra yaşamını yitirdi.

1996'da, İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin Bet, birçok İsraillinin ölümünden sorumlu tutulan Hamas üyesi Yahya Ayyaş'ı hedef aldı. Filistinli bir işbirlikçi tarafından Gazze'ye Motorola Alpha cep telefonu sokuldu. Ayyaş, babasından gelen çağrıyı kabul edince patlama yaşandı.

50 gramlık patlayıcı yerleştirdiler

Telefona yaklaşık 50 gram ağırlığında bir patlayıcı yerleştirilmişti. Bu da telefonu kulağına dayayan birini öldürebilecek kadar bir miktara tekabül ediyor.

Yahya Ayyaş
Yahya Ayyaş

Bilgi çalmayı zorlaştırıyor

Lübnan’da meydana gelen son patlamalar sonrasında gündeme gelen söz konusu iletişim cihazlarının GPS yetenekleri, mikrofonları ve kameraları yok. Çok sınırlı metin yayını yapıyorlar. Bu nedenle akıllı telefonlara kıyasla siber saldırı sonucu ele geçirilmeleri daha zor.

Az veri toplayan bu cihazlar, İsrail istihbaratının bilgi çalmasını zorlaştırıyor. Hizbullah, genellikle tek bir AA veya AAA pille, yeni modellerde ise lityum pille çalışan bu küçük cihazların patlamaya zorlanabileceği ihtimalini hesaba katmamış gibi görünüyor.

İki ihtimal var

İsrail’den iki eski yetkili, Financial Times’a verdiği demeçte, patlamaların nasıl gerçekleştirildiğine ve koordine edildiğine dair kamuya açık yeterli kanıt olmadığını söyleyerek iki olasılığa işaret etti:

Birincisi, kötü amaçlı yazılımın cihazların lityum bataryasını aşırı ısınmaya ve ardından patlamaya zorladığı bir siber saldır.

İkincisi, 'tedarik zinciri saldırısı' olarak bilinen bir müdahale. Bu durumda Lübnan'a gönderilen sevkiyattaki cihazların içine gizlice az miktarda patlayıcı yerleştirilmiş olabilir.

"Aynı anda yüzlerce cihazı hedef almak, sofistike hareket etmeyi gerektiriyor"

Küçük çaplı patlamalara işaret eden söz konusu yetkililer, teknik olarak karmaşık olsa da, siber saldırının olası göründüğünü belirtti ve ekledi:

Kolay değil, ancak tek bir cihazı uzaktan hedef almak mümkündür. O zaman bile ateş alıp almayacağı veya gerçekten patlayıp patlamayacağı konusunda emin olamazsınız. Aynı anda yüzlerce cihazı hedef almak, inanılmaz derecede sofistike etmeyi gerektiriyor.

Patlayıcılar, bataryaların direkt içine gizlenmiş olabilir

İsrailli yetkililerden biri, patlayıcının, bataryaların direkt içine gizlenmiş olabileceğini söyledi. Bu da ticari yolcu uçaklarında uzaktan patlama denemesi yapılabileceğine dair endişeleri beraberinde getiriyor.

Havalimanlarında göze çarpan ayrıntı

Bu yüzden havalimanlarındaki güvenlik görevlileri, yolcuların dizüstü bilgisayarlarını açıp çalışan ekranlarını ve bataryalarını göstermelerini istiyor. Batarya bölmesinin patlayıcılarla değiştirilmediğinden emin olmak istiyorlar.

"Patlayıcı yerleştirmek basit ama düşman basit değil"

Daha önce İsrail’in siber sabotaj operasyonlarında görev üstlenen eski bir yetkili, çalışan bir lityum bataryanın içine küçük bir patlayıcı yük yerleştirmenin nispeten basit olduğunu dile getirdi ve ekledi:

Ama düşman da basit değil. Herhangi bir cihazı yüksek rütbeli bir üyenin yanına gelmesine izin vermeden önce dikkatlice kontrol edeceklerdir.

Tartışma